Multimedya: Red - Start Again
Keyifli Okumalar...
🔱
"Sesini özlemişim."
🔱🗝
Bilincim yerine geldiğinde ilk hissettiğim şey soğuktu. Titredim ve yattığım yerde dizlerimi karnıma doğru çektim. Rüzgar hafifçe eserken toprak kokusu burnuma doluyordu. Gözlerimi aralayıp nerede olduğumu anlamak istesem de yapamadım. Uyumak istiyordum yine ve uyku mahmurluğuyla zihnimde Lucifer'ın son sözleri dönüyordu.
'Özgürlüğün tadını çıkar. Ben sana özgürlüğü bahşettim. Acıyı en derininde hissettin ve artık acıdan korkmamayı öğrendin ama yine de sonunda acı çekeceksin. Ben amacıma ulaştım Mara, istediğimi çoktan aldım ve sen artık tek başına yanmayacaksın.'
Sözler tekrar edip durdu zihnimin zindanlarında ama yine de bir türlü anlayamadım. Öylesine boktan bir durumdaydım ki hiçbir şey anlayamıyordum. Lucifer'ın amacı Ariel'la konuşmaksa bunu başaramamıştı. Peki amacıma ulaştım derken neyi kast etmişti?
Dakikalar sonra telaşlı bir ses, "Mara!" diye bağırdı. Yerden çekildim ve tanıdık hoş kokusu ciğerlerime doldu. Acıyan her bir hücreme onun kokusu merhem oldu. Üzerime ise kokusunun sindiği bir sıcaklık örtüldü.
"Lanet olsun!" diye bağırdı öfkeyle. "Mara bana bak! Lütfen bana bak!"
Zorlukla aralandı gözlerim ve Blake'in parlayan mavi gözleriyle buluştu. Hızlı hızlı soluk alırken bembeyaz görkemli kanatları yine iki yanındaydı. Yüzü endişenin en koyu tonunu barındırıyordu sanki.
O buradaysa Lucifer... Tanrım! Ona bir şey yapacaktı.
Panikle etrafıma bakınıp doğrulmaya çalıştım ama Blake beni durdurdu. "Sakin ol! Bizden başka kimse yok!" Sesi oldukça emin çıksa da ben hala diken üstündeydim.
Elini yüzüme yasladığında gelen rahatlamayla ben de başımı göğsüne yasladım ve endişemde buhar olup uçtu adeta.
"Özür dilerim!" dedi gerçekten acı çeken bir sesle. "Özür dilerim."
Başımı hafifçe kaldırıp sesi gibi acı çeken yüzüne baktım. Zor geldi ama gülümsedim. Ben de elimi onun yüzüne yasladım, sessizlikle cevap versem de bu sessizliğim hiçbir şeyin önemi olmadığını vurguluyordu. Ne olursa olsun gelmişti. Tüm tehlikelere rağmen...
Şeytan ise elbette gelmemişti. Sözleri netti ve benim için gelmesini zaten beklemiyordum. Oyuncağından sıkılan şımarık çocuk onu parçalayıp çöpe atmışken elbetteki onun için gelmeyecekti.
Blake, "Canın yanıyor mu?" dediğinde yansa da başımı hafifçe sağa sola sallayabildim. "Yalan söyleme Mara! Acını hissediyorum. Üzerinde bıraktığım etki bile tamamen acını kesmiyor. Kahretsin! Tüm suç benim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAHTAR
ChickLit'Mara' ismi annesinin ona tek hediyesiydi. İsminin anlamı acı olsa da, annesi ona bambaşka bir amaçla vermişti bu ismi. Her seferinde bir şeytan olduğunu vurgulamak için... Babası ise ona Angelina derdi çünkü o babasının meleğiydi. Ama Mara ne annes...