Sesler giderek daha çok netleşmeye başlamıştı. Min ah bir silüet gibi gördüğü kişiye baktı oraya doğru hızla koştu. Bindiği motordan düşmüş ve bacağından yaralanmıştı. "Hey iyi misin?" Diye seslendi you jin. Genç oğlanın hala acıdan dolayı tiz çığlıkları duyuluyordu. Daha da hızlı gitti yanına... "bekle burada bazı malzemeler alip geleceğim" dedi ve geldiği tolu koşarak geri dondu you jin. Terden sac tutamları vücuduna yapışmıştı. Elinde ağır ama taşıyabileceği en hafif sey olan ilk yardım çantasını ona doğru götürdü.
Acı içerisinde kıvranan oğlanın kızarmış gözlerinin içine baktı "merak etme buradayım." Dedi sanki acısını biraz olsun dindirmeye çalışarak you jin. Bütün gücü ile motoru oğlanın üzerinden kaldırdı. Oğlan ise şaşkın gözlerle ona bakıyordu. Rahatsız edici bakışlarına aldırmadı şu an zor durumda olduğunu biliyordu çünkü. Motor oğlanın bacağının diğer tarafına düştüğünde acısının daha belirgin bir hale geldiğini göstermek için inlemişti. Bacağı kanıyordu ama çok derin değildi. Sonra you jin elindeki telefon ile birkaç numara tuşlayarak ambulansı aradı.
Ilk yardım çantasından çıkardığı bazı malzemeleri düzgünce steril olmasına özen göstererek kenara koydu. Çocuğun pantolonunun yaralanmış kısmını keserek yarayı ınceledi. Kanaması fazlaydı. Böyle ilk yardım yapmayı nereden öğrenmişti? Bilmiyordu. Karşısındaki oğlan soluk teni ve acıdan kızarmış gözlerle ona bakıyordu. Sonra ise gözleri sol göğsünün üzerine kaydı. You jin bir saniyeliğine kafasını kaldırdığında neresine baktığını farketmişti. Görebiliyor muydu? Ağzından çıkacak her hangi bir kelime bekledi you jin "bronş guzelmis" acı içinde düşünebildiği tek şey bu muydu? " annem vermişti... teşekkür ederim" neyseki yaka kartını göremiyordu sadece bronş' a odaklanmıştı "canım yanmıyor mu?" Duraksadı oğlan anlaşılmayan boğuk bir ses çıkardı. You jin durdu ve onun yüzüne baktı "hah... acı çektiğinde kendimi birseye odaklarım acımı o zaman hissetmiyorum.. şimdi ise sana odaklamıştım."
Uzaktan ambulans sirenleri duyulmaya başladığında you jin eli ile kanama çok olmasın diye baskı uygulamaya devam ediyordu. 100 metre ötelerinde belirdiğinde ambulans adam hızını yavaslatmisti. Sağlık görevlileri hızla araçtan inerek yerde yarı oturur şekilde yatan oğlana yardım ettiler. Onu kaldırarak sedyeye bindirdiler araca doğru giderken kızın gözlerinin içine baktı "Bu iyiliğini unutmayacağım." Dedi hafifçe tebessüm ederken o sırada you jinin gözleri onun çalışan kartına kaydı. Changkyun yaziyordu. Gün neredeyse tamamen doğmuştu. Saat 5.30 a geliyordu zamanın neden bu kadar hızlı geçtiğine bir türlü anlam veremiyordu. 5.30. O anda aklına gelmişti her sabah saat 5 te eğitime gittiği. Adımlarını sıklaştırdı ve hızlandı bir anlığına nefesi kesilmişti. Sanki canlı canlı bicakliyorlarmista o yarayı yavaşça oyuyorlarmis gibi bir acıydı bu.
Sanki hayatında hiç bıçaklanmış gibi kendi kendine mırıldandı you jin. Sol göğsünü sıkıca tuttu ve oraya bastırdı canı yanıyordu. Düzensiz nefesler alıyordu. Kolundan ensesine kadar gelen siziyla hareket edemedi yavaşça birkaç adım attı eve varması gerekiyordu. Bir evin önünden geçerken camda kendine baktı bitap düşmüştü saniyeler içinde. Gözleri sol taraftaki yaka kartına kaymıştı. Cızırtı oluşmuş sonra normal hâline geri dönmüştü.yaka kartının görüntüsü normal bir hal aldığında derince bir nefes aldı. Artık o kadarda acımıyordu ana bu tek birşey demekti. "Eski haline dönüyordu." Bu kadar kısa zaman geçtikten sonra olmazdı olamazdı. Bir söz vermişti ve tutmadan eski haline dönemezdi.
Yavaş adımlarla bazende tökezleyerek eve ulaştı ve kapıdan çıkmaya hazırlanan wonhoyu gördü. Wonhonun gözleri onunkine kenetlendiginde birkaç saniye birbirlerine öylece baktılar. Ne kadar süredir nefesini tuttuğunu bilmiyordu you jin. Wonho hızla yanına yaklaştı "eğer az daha gelmeseydin seni aramak için sokaklara düşecektim. " birşey demedi ifadesizce yüzüne bakmaya devam etti you jin... "beni bu kadar telaslandirdigin için bugün eğitimde sana acimayacagim" diyerek arkasını döndü wonho. "Hı sanki her zmaan aciyorsun canım çıkıyor resmen" sessizliğini korudu wonho "O zaman senin bugün canını 2 kati çıkaracağım ne yapsam üstüne mi otursam zaten miniksin" dedi alayla wonho. "Üstüne otururum ne ya?" Diye söylendi you jin. Sonra wonho arkaya döndü ve göz kırptı "orası belli olmaz asker" önüne döndüğünde bıyık altından gülmeye çalıştığını farketmişti you jin.
En sonunda dayanamadı ve 32 dis güldü. Ama you jin gulusunun bu kadar güzel oldugunu bilmiyordu nereden bilebilirdi ki sürekli sert ve soğuktu. Bunun üzerine you jinde güldü ikisininde gülüşü içleri ısıtacak derecedeydi. Simülasyon alanına geldiklerinde wonho elindeki kumandanın düğmelerine bastı ve birkacbirsey yaptı "bugün ki eğitimin yakın temas. Her gelen kişi silah ile saldırmayacak seni gafil avlamak için önden arkadan veya yakınlarından yakın temasta bulunabilirler." Onu dikkatle izliyordu you jin ama sürekli dikkati dağılıyordu. Nedensizce dudaklarına kayıyordu gözleri kendine gelmeliydi. Ne yapıyordu böyle tanrı aşkına? Başını yere eğdi ve parmakları ile oynadı "O zaman basliyoruz" dedi wonho. Iksii de alanın ortasına geçmişti wonho önce birkaç hareket gösterdi ve tekrarlamasını istedi. You jin ise her dediğine harfi harfine uydu "şimdi öğrendiklerinin hepsini birleştir sana saldıracağım koru kendini" dedi. Elinden ne geliyorsa yapmaya hazırdı.
Saniyeler sonra wonho ona karşı bir atağa geçmişti you jin ise onun iskalamasina sebep olmuştu. Ama wonho onu yakalarından yakaladı ve geriye atmak için fırsat kolladı ama herşey wonhonun aleyhine olmuştu you jin anı bir hareketle onu yere sermeye çalıştı ama sadece bir dizi yere değmiş sonrasında you jin yere yatırmıştı iki kollarını yanlarda açarak sıkıca tuttu ve gözlerine baktı. You jinin kulağını wonhonun kalp atış sesleri dolduruyordu belki de şimdiye kadar duyabildiği şeyler arasında bu en güzeliydi...
Merhaba arkadaşlar yine bir bölüm ile beraberiz nasılsınız? Okul nasıl gidiyor? Vote vermeyi unutmayın vote verin ki yanımda olduğunuzu bileyim.. monsta x i hep de sevin💞💞💖💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Universe // wonho //
FanfictionDünyayı ele geçirmek için cyborglar gönderilmişti. Ya bir cyborg bir insana aşık olsaydı? Savaşın ortasında bir sevgi çiçeği açar mıydı? (Last serisinin 2. Kitabıdır. Last başlığı altında farklı kitaplardır.) Boy×girl