Derin bir nefes aldı you jin hayat onun için farklı bir şekilde yeniden başladıysa bu hayatı sonuna kadar iyi bir şekilde kullanmaktan vazgeçmeyecekti. Belki de ömür boyu yaşadığı şansızlığı bir gram da olsa sansa cevirebilirdi iki eli ile silahına sarıldı ve havaya kaldırdı. Simulasyonda karşısına insanlar çıktı ama bünyesi onları kötü olarak algiliyordu. Sonra kulakları tırmalayan bir ses duyuldu "simülasyon başlıyor 3 2 1 ".... etrafına göz gezdirdi you jin ve o sırada sağ tarafında bir adam belirdi silahı ile hızla onu vurdu ardından daha hızlı birkaç kişi çıkmıştı ve onları da vurmuştu.
Bedeninin böyle hareket ettiğini görmek onu yeterince şaşırtmıştı. O sırada simülasyondaki bir karakter ona ateş etmişti tam ona doğru geliyordu ve yine anlamadığı bir şekilde döner takla atmıştı. Sonra ise camdan yansıyan bedenine baktı bunları nasıl yapabiliyordu? Tuhaf gelemezdi gelmemeliydi daha fazlasını da görmüştü. Kendine gelen ikinci bir özgüven ile silaha daha da sıkı sarıldı "simülasyon seviye 1 geçildi seviye 2 başlatılıyor" kadının sesini ciddiyetle dinledi. Karşısındaki yeni gelen karakterlere göz gezdirdi.
Wonho camın arkasından kollarını birleştirmiş kızın yapacağı şeyleri izliyordu bazen yaptığı şeyler wonhoyu bile şaşırtmıştı. Bu kızın sakar birisi olduğuna inanmak oldukça güçtü. ilaçların etkisi ona fazla yayılmıştı ama hesaplamalarına göre bu mümkün değildi yine de güçleri yeterince şaşırtıcıydı. Bazen simülasyonu kendisi kontrol ediyor ve onu zorluyordu ama başlangıç seviyelerine göre gayet iyi gidiyordu. Wonho mikrofona dokundu ve fanusun içinde sesinin yayılmasını sağladı "bir şey denemek istiyorum. Bu zorlayacak" dedi. Sonra da ekrana dokundu ve simülasyonun son bölümü açtı simülasyon neredeyse 15 bölümden oluşuyordu her bölümünde ağır seviyeli tehlikeler gösteriliyordu.
Sağ taraftan ortaya çıkan gözlüğe baktı you jin alması gerektiğini hissetti ve gözlüğü taktı bir nevi sanal gerçeklik gözlüğü takıyordu. Etrafı yıkık dökük binalardan oluşmuş bazı yerlerde yangın olan havayı toz bulutunun kapladığı bir yerdeydi. Gerçek bir savaş alanından farkı yoktu. Bulduğu bir camın karşısında kendine baktı you jin.. giydiği kıyafet onu bir cyborgtan tamamen farksız yapmıştı. Silah ve patlama sesleri duydu sonra ise dizleri titremeye başladı. Zor kesik nefesler alıyordu elindeki silahı yere düşürdü. Yavaşça etrafında döndü nefes alışverişleri daha da kötüye gitmeye başlamıştı silahını elinden düşürdü. Sağ tarafında duyduğu silah sesleri ile gözlerini oraya çevirdi. Birisi orada vurulmuş ve kanlar içinde yere düşmüştü.
Küçük bir kız çocuğu gördü oradan kaçarak sığınabileceği bir yere ulaştı. Sonra ise bir patlama sesi duyuldu you jin hızla yere çömeldi ve elleri ile kulaklarını kapadı hala aralıksız kesik nefesler alıyordu. Gözlerinden yaşlar akarken simülasyonda olduğunu tamamen unutmuştu. Kalp atışları değişiyordu wonho kapıya dokundu ve hızla içeriye girdi. Gözlerindeki gözlüğü çıkardı ve kenara fırlattı.
Gözlerini sıkı sıkıya yummuş hala ellerini kulaklarına bastıran kıza baktı wonho. Küçük bir kız çocuğundan farkı yoktu altı üstü bir savaş simülasyonuydu bunu kolayca geçebileceğini düşünmüştü gücü yüksekti çünkü.. ama o en büyük korkusu ile simulasyonda savaşamamıştı bu da onun hala zayıf olduğunu gösterirdi. Neden böyle bir korkusu olduğunu merak ediyordu wonho. Sonra aklına o gün sedyenin üzerinde yaparkenki incelemeleri geldi "anne kaç" küçüklüğünde bir savaşta kalmış olmalıydı. Ellerini yavaşça kulaklarımdan çekti kesik nefesler alıyordu kız. "Ac gözlerini you jin" duyduğu ses ile yüz hatları biraz olsun gerilmekten kurtulmuştu. "Yanında ben varım aç gözlerini" yavaşça açtı gözlerini you jin ve karşısında eğilmiş ellerini tutan çocuğun gözleri ile birleştirdi gözlerini.
Gözleri kızarmıştı ve hala titriyordu yavaşça yaklaştı ve sırtını sıvazladı wonho. "Her şey bir simülasyondu en büyük korkunla savaştığın bir simülasyon" dedi ince bir ses tonuyla ama you jin hala sesini çıkarmıyordu. O zaman orada gördüğü küçük kız kendisiydi. O zamanlarda savaşta normal askerler vardı ama simülasyona uygun olsun diye bir cyborg kıyafeti giymiş gibi göründü. Kalp ritimleri yavaşlamaya nefesi düzgünlesmeye başladığında üzerindeki şoku atmıştı. "Her şey geçti tamam" dedi yine de sakinleştirmeye çalışırken wonho "hayır yanılıyorsun her şey geçmedi hergün acısı ikiye katlanıyor bilerek yaptın değil mi 2. Seviyeden son seviyeye bilerek getirdin acı çekeyim diye" dedi titrek bir sesle you jin "hayır sandığın gibi değil" dedi wonho ama you jin ona inanmak istemiyordu.
"Yalan söylüyorsun" dedi ve yerinden kalkarak orayı terketti. Wonho ise anlatmak istediği şeyleri anlatamadığı için bozulmuştu. Amacı gerçekten ona acı çektirmek değildi sadece gücünü ölçmekti. Derin bir nefes bırakarak yerinden kalktı ve simülasyonu kapattı. Kapıya yaklaştığında kapıyı açmaya çalışan you jin ı gördü. Bi türlü açamıyordu sonra da kendine kızıyordu. Wonho arkasından yaklaştı ve elini kızın arkasından uzatarak şifreyi girdi. You jin bunun üzerinde bir anlığına irkilmişti ama ne geriye döndü ne de birşey söyledi kapı açıldıktan sonra hızla çıktı ve mutfağa gitti. Kafasını masaya koydu ve sol tarafa çevirdi ama o sırada sol taraftan wonho mutfağa girmiyo bu sefer hızla kafasını sağa çevirdi ama wonho tezgaha geçtiği için sağ tarafta kalmıştı yine yaptığı gibi kafasını sola çevirdi. Wonho elindeki kahvesi ile you jinin karşısına geçti ve oturdu.
You jin yerinden kalktı çünkü wonhoyu görmek istemiyordu ama onu görmek istemeyecek kadar ne zaman yakinlasmışlardi bundan da bi haberdi. Etraf dönmeye kararmaya başladığında elini hızla bi yere attı masanın kenarı olduğunu anlamıştı ama önemsenecek durumda değildi. Dizlerinin bedenini taşımadığını farketti ve o sırada bilinci tamamen kapandı..
Dırırım merhaba arkadaşlar nasılsınız okul falan tamam biliyorum ölüyorsunuz neysem bende ölüyorum ama şu hikayeye yazmak kadar bana zevk veren birşey yok bana kalırsa diğerlerinin arasındaki en iyi kitabın oluyor diyebilirim umarım sizde begeniyorsunuzdur 💖 vote vermeyi ve beğenmediğiniz yer varsa yorum yapmayı unutmayın 🤗😉
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Universe // wonho //
FanfictionDünyayı ele geçirmek için cyborglar gönderilmişti. Ya bir cyborg bir insana aşık olsaydı? Savaşın ortasında bir sevgi çiçeği açar mıydı? (Last serisinin 2. Kitabıdır. Last başlığı altında farklı kitaplardır.) Boy×girl