Sunucunun sesi ikinci defa duyuldu "eveet savaş başlamadan önce söylemem gerekenler var jüriler bir tutarsızlık olduğunu söyledi dünyadan gelen you jinin tarafında olmak isteyen savaş için arenaya çıksın." Ve sahaya bir oğlan indi gözleri fazlası ile çekik sacları hafif dalgalı ama onun tarafına değil diğer kizin tarafına geçti kimse you jin ile birlikte savaşmak istemiyordu. Büyük ihtimal herkes karşıdaki kızdan korkuyordu "eğer kimse yoksa savaşı ba---" you jinin arkasından gürültülü bir ses "hey bebegim bensiz savaş olur mu?" Üzerindeki metal zırh ve elindeki silah ile you jine doğru yürüdü you jinin sağ tarafına geçti "selam bebek." You jin ona tuhaf gözlerle bakıyordu. Neden bu kızın tarafında olmak istemişti ki. "Neden beni seçtin?" Dedi sadece yanındaki çocuğun duyabileceği bir ses ile." Çünkü bebeğim ben hiçbir iyiliği unutmam" dedi. Ne üyeliğinden bahsediyordu bilmiyordu you jin.
Sunucunun sesi bir kez daha duyuldu "savaşmak isteyenler arenaya inmek için sadece 1 dakika var." Kimse sesini çıkartmıyordu. Arenaya giriş kapısından kafasında kapsonu ile birisi daha onlara doğru gelmeye başladı. You jinin sol tarafına geçtiğinde kafasını çevirdi ve ona baktı sonra da kapsonu çıkardı herkes şaşkınlık ile o çocuğa bakıyordu. Uzun boylu kalın dudaklı çocuk hiçbirşey demeden soğuk gözlerle you jine bakmaya devam etti. You jin aynı soruyu o çocuğa yöneltti bu gözler ina cok tanıdık geliyordu "neden benim tarafımda olmak istedin?" Birşey demeden bakmaya devam etti sonra da kafasını çevirerek sağ tarafından silahını çıkardı "çünkü ben sevdiğim insani yarı yolda bırakmam" you jinin gözleri fal taşına dönmüştü. Buradaki herkes neredeyse onu tanıyor gibiydi ama o hiçbirini görmemişti.
"O zaman savaş başlasın." Dedi sunucu. Kız anı bir hareket ile you jine doğru ateş etmişti uzun boylu olan çocuk you jinin önüne geçmiş ve silahtan çıkan kursunun ona derlemesini sağlamıştı. "Jooheon kardeş olduğumuzu sanıyordum."sacları dalgalı olan çocuk you jinin sağ tarafına olan çocuğa baktı "kardeştik... ihanet edene kadar.. Bu ihaneti işleyen kardeşim bilr olsa öldürülmeyi hak eder changkyun" changkyun jooheon ile savaşmaya başlamıştı. You jin olduğu yerde kaldı ve korku ile titredi küçüklüğünden kalan bir şoku hala atlatamamıştı. Kalbi sıkışmaya nefesi kesik kesik almaya başlamıştı. Hyungwon kızın önünde duruyor ve onu koruyordu. Bir süre sonra savaş gittikçe şiddetlenmişti. Changkyun sağ bacağından yarlaanmisti uzun boylu çocuk ise hala scarleti halletmeye çalışıyordu. Dizlerinin üzerine çöktü ve nefes almaya çalışırken kulaklarını kapadı you jin. Işte başlıyordu travması..
Gözlerini sıkıca kapadı uğultulu sesler duyuyordu "you jin ayağa kalk." Bu ses hyungwona aitti. O çocuğun adını nereden bildiği hakkında bir fikri yoktu. Gözlerini yavaşça araladı ve köşede savaşırken can çekişen changkyuna baktı. Jooheon onu yakalarından tutmuş sallıyordu "ayağa kalk!" Diye bağırdı. Ama duyduğu bütün sesler bir uğultu gibi geliyordu. Scarlet hyungwonu omuzlarından tuttu ve kendilerinden 10 metre uzağa fırlattı. Halleri tamamen içler acısıydı. Changkyun yüzüne yediği son yumruk ile yüz üstü yere düşmüştü. Kalkmaya calsiiyordu ama jooheon onu engelliyordu. Kalbi iki katı hızlı çarpmaya başladı you jinin. Sancıları gittikçe artıyordu nefesi kesilmişti. Scarlet yavaş yavaş yaklaşıyordu ona..
Bi anda bütün anılar gözlerinin önünden geçmeye başladı. Changkyunu hatırlıyordu şimdiki gibi motorun altında yatıyordu ve you jin ona yardım etmişti. Hyungwon geldi gözünün önüne karanlıkta onu öldürmek istemiş ama yapmamış ayrıca ona yardım bile etmişti ve en önemlisi wonho. Onun öpücüğü,vücudu,kokusu... herşeyi az once yaşanmış gibi hatırlamaya başlamıştı. Gözlerini hızla açtığında herkes şaşkın bir şekilde you jine bakıyordu. Komutan marka döndü ve yakalarından tutarak bağırmaya başladı "hani dönüşüm tamamlanmıştı." Mark hala şaşkınlığı atamamıştı "tamamlanmıştı" dedi yavaşça. You jin gözlerini açtığında sağ gözü tamamen kan kırmızısına dönmüştü ve parlıyordu ayrıca kolundan boynuna ulaşan mavi izlerde iki katı parlıyordu. Silahından yardım alarak ayağa kalktı you jin.
Scarlet böyle bir şeyin olmasını beklemiyordu ve şaşkınlıkla olduğu yerde donmustu. You jin ona bakarken hyungwon yerinde doğruldu ve kıza bakarak hafifçe gülümsedi. You jin olduğu yerde sabit bir şekilde duruyordu wonho geldi gözünün önüne sonrada kulağına o hoş sesi doldu "başarabilirsin you jin" ama o gerçek değildi elini havaya doğru uzattı ve boşlukta dokunmaya çalıştı olmadı. Scarlet anı bir hareket ile you jine saldırdı ama you jin bunu kurtarmıştı. Sonra ise you jin ataga kalkıştı. Karnına ağır bir tekme almıştı scarlet. Durmadan ona tekme atıyordu you jin ve sonra hızla silahını çıkararak onu vurdu göğsünün tam yanından göğsünden vurabilirdi ama yapmadı. Tamamen olmesını istemiyordu. Arkaya döndü changkyun ile hyungwonu durumunu kontrol etmeye çalıştı jooheon elindeki silahı you jine doğrultmuş ve üç el ateş etmişti ama sonuç sıfırdı you jin hepsinden rahatca kurtulmayı başarmıştı. O buradaki herkesten güçlü bir durumdaydı şu anda.
Jooheonuda arenanın ortasına atarak yere sermesi çok uzun süresini almamıştı. Yerde yaralı yatan changkyuna baktı ve hızla ona yaklaştı. Bir elini yaranın üzerine koyarak gözlerini kapattı yaranın üzerinden bir ışık hüzmesi çıkmıştı uzun süredir öğrenmek istediği cyborg gücü saf enerjiydi. Yani bütün hiçlerin bir arada toplanmış haliydi. Changkyun yavaşça gözlerini açtı ve yarasına bastırarak gözlerini kapatmış you jine baktı. "Yüce cyborglar aşkına bu... nasıl?" Diye kekeledi. Ama you jin hala gözlerini açmıyordu..
Finale sayılı bölüm kaldı minnoslar sizi 💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Universe // wonho //
FanfictionDünyayı ele geçirmek için cyborglar gönderilmişti. Ya bir cyborg bir insana aşık olsaydı? Savaşın ortasında bir sevgi çiçeği açar mıydı? (Last serisinin 2. Kitabıdır. Last başlığı altında farklı kitaplardır.) Boy×girl