3.6

105 14 1
                                    

Wonho istemsiz bir şekilde silâhın tetiğini çekti ateş etti. Neyseki son anda bundan kurtulabilmişti you jin "wonho" diye bağırdı acı içinde... Ama karşısında gördüğü şey wonho değildi onu ele geçirmiş bir mekanizmaya benziyordu. Bir kez daha ateş etti you jin tökezlemişti. Gözlerinin onu yavaşça kapanıyor bazen denilen şeyleri bile duymakta zorluk çekiyordu "wonho kendine gel" diye fısıldadı you jin. You jin geriye gittikçe wonho ona doğru geliyordu. You jin düzgün nefes alamadığını hissetti geriye gittiğinde duvara çarpana kadar durmadı. En sonunda onu durduran şey duvar olmuştu "wonho benim you jin.. Kendine gel... senin askerin... senin aşkın.. w...wonho.. silahını bırak" you jin ağzının içinde kelimeler geveliyordu ama wonho onu duymuyordu bile..

    Gözünden bir damla yaş aktı you jinin iyi değildi ayakta duramıyordu dizlerini onu taşımıyordu sanki.. yavaşça elini uzattı ve kurumuş kanın olduğu parmakları ile başına silah dayamış wonhoya dokundu. Baş parmağı ile okşadı yanaklarını.. "wonho benim kendine gel.. o makinadan şeyin içinde bir vicdan olduğunu biliyorum orada sen varsın wonho bu gerçek sen değilsin." Wonho kızın onun yüzünü okşayan elini aldı ve ters çevirdi bu sefer büyük bir acı ile inledi you jin wonhonun yamalarından sertce tuttu ve kendine çekti. Morarmış ve çatlamış dudaklarını önün yumuşak dudaklarına bastırdı. Bileği bolaldi gözlerini kapadı ve uzunca bir süre aralıksız bir şekilde onu öpmeye devam etti sonrasında ise ona sıkıca sarıldı.

   Etraflarında büyük bir güç dalgası oluşmuştu kıyafetinin etekleri ve saçları havalanmıştı oradan oraya savruluyordu. Sıkıca sarıldı gücünün yettiği kadar "kalbimi hisset wonho.. orada sana ait birşeyler var... seni çok ozledim aptal hemde her gün ölüyormuşcasina" wonhonun silahı hala havada duruyordu you jin parmaklarını saçlarına daldirdi ve uzun süredir alamadığı kokusunu doya doya çekti içine. Wonhonun elleri iki yanda da boştaydı silah elinden yavaşça düştü. Bedeni you jine yaslanmisti  başını you jinin omzuna koydu wonho. "Bende seni özledim.. her zerreni.." diye fısıldadı kulağına.. You jin gözlerini hızla açtı ve gözlerini onun ki ile buluşturdu gözünden tekrar bir damla yaş düşmüştü. Birşey diyemedi dizleri titriyordu you jinin.. saf sevginin gücüydü bu ve bu gücü hiçbirşey yıkamazdı. Wonho gülümsedi ve you jini yavaşça köşeye oturttu.

     Sonra ise arkasını fondu ve tae woona doğru yürüdü. Shownu olanlara şaşkınlık ile bakıyordu "olduğun yerde kal" emirleri wonhoya işlemiyordu. O hastanedeyken ilaçlarının içine onun emirlerine uyacak zehirler koymuştu. Ama şimdi herşey farklı olmuştu nedeni bağımsız hareket ediyordu. Silahını kaldırdı ve tam göğüs kafesinin ortasına ateş etti. Nisanciligi küçüklükten beri hep iyi olmuştu onu askeri birliğe alan komutan tesadüf eseri onu görmüş ve orduya almıştı.  Başarıları ile her zaman dikkat çekmişti wonho aldığı ödüller arenalardaki başarıları şimdi ise yapacağı tek şey aşkını korumak olacaktı sonuna dek ne olursa olsun.. evet o bir insandı bunun farkındaydı ama ortada gerçek bir aşk olduktan sonra bunlar engel değildi. Ve yine evet o kız gerçekten de kaderdi.. bu zamana kadar hep çıkma teklifi almıştı ama hep reddetmişti "birgün kaderim beni bulacak" derdi her zaman.. öyle de olmuştu.. ve kaderini bırakmaya kesinlikle niyetli değildi.

   
Shownu yere yığıldı o sırada tae woon boyut değiştirmeye hazırlanıyordu. Ama wonho bunu yapmasına fırsat vermeden ona ateş etmiş ve neredeyse 10 metre sürüklenmesine sebep olmuştu. Sert bir şekilde yerde yuvarlandı tae woon.. doğrulmaya çalışsa da wonho buna engel oldu koluna ateş etti "Bu sevgilim için.." bir daha ateş etti "kolay kolay olmeni istemiyorum acı çekerek ölecleksin tae woon burası benim cehennemim" onun sözüne ima yaparaktan gözlerini kisti wonho eğildi ve metallere etki eden bıçak ile yaraları oymaya basladi. Çığlıkları etrafı doldurmuştu wonhonun arkasından tae woona doğru bir el ateş edildi. Bunu yapan hyungwondu başını anı çarpma ile bayılmıştı.. sonra da döndü ve taşı parçalara boldu. Metal parçalar yavaş yavaş ortadan yok olmuştu geride sadece kendileri kalmıştı. "Hepimiz askerlikten feragat ettik o yüzden zorunlu dönüşüm yapmıyoruz" dedi hyungwon.

   Wonho yerinde doğruldu ve ona minnettar gözlerle baktı "onu korudugun için teşekkür ederim hyungwon.. " hyungwon kısa bir tebessüm etmekle kaldı. Wonho you jine doğru yaklaştı ve kızın cılız bedenini kucağına aldı. Bedeni soğuktu her yeri yara bere içindeydi. Gözünden bir damla yaş düştü ve kızın uzununu okşadı "sana bu kadar acı çektirdiğim için özür dilerim" savaş son bulmuştu. Yukarıya çıktı ellerinde hala kızın bedeni duruyordu dağların bile yikamadigi bir adamı bir kadın paramparça etmişti. Kiraz çiçeklerinin birkaç yaprağı you jinin saçlarına kondu. Etraf yıkık dokuktu ama kısa zamanda halledilebilirdi. Yavaş adımlarla binaların arasında yürümeye başladı wonho. Insanlar ona ve elindeki yara ve bere içindeki bedene bakıyordu..

Diğer bolum final olabilir veya ondan sonraki... 💖💖

Last Universe // wonho //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin