2.9

88 11 1
                                    

    Hızla onlara doğru yaklaştı ve bütün şenliğine kullanarak onlara doğru seslendi "pardon bakar mısınız?" Oğlanların you jinin sesini duyduğunda muzip bir biçimde gülümseyerek ona döndüler "Evet hanımefendi?" Gülümsedi you jin. Erkekler için iki cilve yapmaya gelmiyordu. Bu robot bile olsa... "ben buraya yeni taşındım ama evimi bulamıyorum yardımcı olabilir misiniz" dedi. Olanlar birbirine baktıktan sonra evet diyerek gülümsediler you jin ortalarında onlar ise iki yanda yürüyorlardı. Kendilerininde yol bilgisi çok iyi gibi görünmüyordu. Sabah etrafı dolanırken bulduğu tenha bölgelere olabildiğince onları sokmaya çalıştı you jin. Başarılıda oluyordu çıkmaz bir akkaya geldiğinde onlara baktı "çıkmaz sokak" dedi. Cebinden hızla silahını çıkardı ve onlara doğrulttu. Oğlanlar bunu kesinlikle beklemiyordu.

    Ama you jininde beklemediği birşey vardı oğlanın teki hızla kollarını on tarafta birleştirmiş ve you jinin sırtını kendi göğsüne yaslayarak kollarını sıkıca tutmuştu. Üst gövdesini hareket ettiremiyordu you jin diğer oğlan ise silahı almak için eğildi ama göğüs kafesinin tam ortasına bir tekme yediğinde sendelemişti. Avuç içlerine saf enerjiyi topladı ve onu kollarından sıkıca tutan oğlana verdi. Oğlan hızlı bir şekilde titrmisve yere devrilmişti diğerininse kalkmasına izin vermeden onunda isini bitirmişti you jin.. bunlar ona gerçekten kolay geliyordu. Robot parcalarini yerde sürükleyerek kimsenin bulamayacağı bir yere götürdü ve oraya attı. Kimsenin girmek istemeyeceği bir çöküktü burası bırakın insani bir hayvan dahi adım atmazdı buraya. 2 si gitti 13 u kaldı diye düşündü you jin. Önce kolay olanları avlayacak sonrasında ise en zorunu bırakacaktı.

    Planlarının ise yaramasi onu sevindirmişti diğerleri içinde durum iyi gdiiyordu. Bugün sadece changkyun ile konuşmamıştı onun neler yaptığını merak etmiyor değildi. Telefonu eline aldı ve birkaç numarayı tıkladıktan sonra çalan hattan telefonun açılmasını bekledi uzun çalışın sonunda telefon açılmıştı "selam bebegim" her zaman ki gibiydi changkyun "selam nasıl gidiyor?" Bir kez burnunu çekti "harika desem 10 cyborg tespit ettim ve 5 ı çoktan imha edilmiş durumda" en şaşırtıcı olan şey buydu. Oraya daha bugün gitmiş olmasına rağmen iyi bir iş çıkarmış ve yarısını imha etmişti. "Sana vereceğim koordinat bölgesine git bir nevi sınır bolgeleri oraya sana verdiğim aletleri yerlestieeceksin bu cyborglarin ülkeye girişine engel olacaktır.  Koordinatları yolluyorum ne yapacağını anladin" diyerek telefonu kapattı.

    Bir dakika sonra koordinatlar you jinin telefonuna gelmişti bölgeleri kontrol ettiğinde ilk bölgeden 40 dakika uzaklıkta olduğunu farketti. Onun için sorun değildi bu oraya kadar yürüyebilirdi hatta. Birşey okumasından korkmuyordu çünkü bir robot ile rahatca savaşabiliyordu insani hayli hayli durdururdu. Uzun ve soluklu bir yürüyüşün ardından bölgeye yaklaşmıştı o tarafa doğru ilerken cokta uzaktan olmayan kız çığlıkları duymaya başlamıştı "yardım edin" karanlıktan aydınlığa çıktığında 16 yaşlarında bir kızın önde koştuğu arkasında ise bir adamın onu takip ettiğini farketmişti. Hızla kıza doğru koştu ve onun arkasında kalmasını sağladı. Adam onu gördüğü zaman durmuştu kız ise you jinin ceketini cekistiriyordu. "Ne yapıyorsun?" Diye bağırdı sinirle you jin. "Sanane benim kızım değil mi istediğini yaparım." Omzunun üzerinden kıza baktı you jin "lütfen beni ona verme beni satacak" dedi kız yavaşça you jine fısıldarken. "Sana kızı vermiyorum" dedi you jin ve kızın kolunu tutarak iletmeye başladı adam sertce kolunu tuttuğunda adamın kolunu tutup ters çevirdi "eğer bir daha bana dokunmaya kalkarsan o kolunu kırarım bi yerine montelerim" dedi adam acı içinde inliyordu. You jin o kadar sert cevirmistiki sesleri çok net duyulmuştu.

     Adam inlemeye devam ederken you jin kızın elini hiç bırakmadı "sadece bir görevim var onu halledince burada gideceğiz" dedi kıza doğru. Elindeki mekanik aleti çıkardı ve bölgede gördüğü noktanın üzerine bıraktı. Aletten mavi ışıklar yükselmişti gokyuzune büyük ihtimal normal kişiler bubu göremiyordu. Kız ne olduğunu anlamamıştı ama you jin ne olduğunu gayet iyi biliyordu. Onu yetiştirme yurduna götürecekti orada ona yardım edebilecek birileri kesinlikle olmalıydı. "Bu şeyde ne böyle?" Dedi kız şaşkınca bakınırken "gizli bir iş sana abir sir vermeme izin ver... FBI ajanlarını biliyorsun değil mi? Onun gibi birseyim" kızın gözleri bir anda büyümüştü "woah bu çok havalı filmlerdeki gibi gizli ajanlık mi yapıyorsun?" Gülümsedi ve evet anlamında kafasını salladı. Keşke öyle olsaydım demeyi de içinden ihmal etmedi. Görevi tamamladığında dönüş yolunda sıkı sıkıya tuttuğu kızın elini inceledi yaralarla doluydu. Bazen sırf böyle insanlar yüzünden dünyayı kurtarmaya çalıştığına inanamıyordu. Aslında bu daha hiçbirşeydi. Sürekli eziyet gören insanlar vardı. Hicbir insanın bir diğerinden üstün olmadığını yarı robot olduğu zaman anlamıştı. Savaşlar ve herşeyin gereksiz olduğunu görmek için robot olması yetmişti.

     Bazı günler sancıları tuttuğunda ve nefes alamadığında bu lanet işin bir an önce bitmesi için tanrıya yalvarıyordu. Zaman daralıyordu ve daha yapmaları gereken bir tok şey vardı. Cyborglarin ortadan kaybolması yavaş yavaş farkediliyordu. Küçük kızın tuttuğu eli bir anda ortadan kayboldu sadece ay ışığının aydınlattığı bir nehir kenarındaydı ağaçların ve yeşilliklerin bol olduğu bir yerdi burası.. "lanet olsun"dedi sinirle ayağını yere vurarak. Bunların hiçbirini yaşamasına gerek yoktu ama lanet olsun ki onun yakınında kalmak zorundaydı.. dakikalar sonra geri döndüğünde elini tuttuğu kziin şaşkın gözlerle etrafa bakındigini farketti...

Selammm 💖💖 okul nasıl gidiyor bakalım? Zorlanıyor musunuz? Eğlenceli mi?

Last Universe // wonho //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin