Changkyun onde hyungwon ve you jin arkasından yürüyordu. Büyük gizli bir kapıdan içeriye girdiler "Evet kadınlar ve cyborglar.. bu bilme sadece ajanların girebildiği bir bölüm. Güvenlik kilidi veya kamerası gibi saçma şeyler yok.. savaş için malzemelere ihtiyacımız var ben ajan olduğum için yaka kartın görünmüyor ama sizinkileri bi çare halletmeliyiz" dedi arkasını dönerek silah reyonunu gösterirken "bütün gezegenlerden alınmış en iyi silâhlardır hepsi de komutanların silahları birini almanıza izin vereceğim.. ayrıca şu tarafta da güvenlikli kıyafetler var silah veya kılıcı bilemem ama lazer isinini kesinlikle geçirmiyor." You jin etrafta biraz dolanmaya ve silahları incelemeye başladı. Plutondan başka gezegenlere kadar hatta başka galaksilere kadar bütün komutanların silahı buradaydı gerçekten de NASA tarafından yaniltildiklarini anladı. Uzayda yaşam sadece cyborglar etrafında dönüyordu.
"Hepsi öldü mü hepsini katlettiniz değil mi?hiç mi vicdanınız sızlamadı." Konuşurken sezi titremişti you jinin "yüzyıllarca böyle oldu ne emir verdilerse yapmak zorunda kaldık yapmayanlara da bir ilaç enjekte edip yapmalarını sağlıyorlardı. Emiri aldığımız zaman kendimizi kontrol edemiyorduk üzgünüm.. " dedi changkyun kırgın bir sesle. "Aynı şeyi benim gezegenime yapmalarini engelleyeceğim bu resmen bir soykırım. " bu konuşmanın ardından hyungwonun alıcısı hızla ötmeye başlamıştı. Arama ekranını açtı ekranın arkasında terden sacları alnına yapışmış yarı yüzü robot bir çocuk duruyordu "aracı hallettim.. gitmeniz için depo girişinde hazır bekliyor bazı şeylerini degistirdim cila gibi yepyeni aynı fabrikadan çıkmış gibi onu düzeltirken kolumu da yaptim biraz paslanmış." Dedi guldüğünde gülen gözleri kırılmıştı tatlı duruyordu. Burada neredeyse dünyadaki tüm insanlar kopyalanmış gibiydi. Çelikten,sarışın robota kadar hepsi mevcuttu. "Teşekkürler john" dedi arama ekranını kapatırken hyungwon.
You jin gala silah seçmekle meşgulken hyungwon arkadan yaklaşmış ve koluna bir alet yerleştirmişti. "Wonhonun durumunu takip edebilmen için eğer gösterge kırmızıya geçerse durumu kötüye gidiyordur yeşil olursa ütüye sabit kalırsa aynıdır." Sadece hyungwona bakıyordu you jin onun bu kadar iyilik yapması you jini duygulandirmisti. Ama yarı cyborg güçlerinden dolayı duyguları hafif körelmişti. En çok korelen şey içindeki korku hissiydi. Arkasını döndü ve eline "jüpiter" yazan silahı aldı. jupiter gezegeninin komutanının silahıydı. Silah iki tarafliydi robotları devre dışı bırakabilecek arka mekanizma ve önden silah. Bu hoşuna gitmisti you jinin... kıyafetleri de aldıktan sonra odadan çıktılar. Kapının akrsisindaki duvara yaslanmis starry ve minhyuk duruyordu. Kapıdan çıkan üçlü onlara tuhaf bir şekilde bakıyordu "ee hani girmemiz gereken bir savaş var " dedi minhyuk. Neden you jin ile savaşa girmek istediklerini hiçbiri anlamamıştı ama tereddüt etmediler ve onlarida peşlerine takarak depo girişine gittiler.
5 kişiye 100 lerce kişiye karşı savaşacaktı. Bu savaşın ne kadar etkili olacağını bilmiyorlardı. Aracın girişi açıldı ve herkes sırayla içine bindi. You jinin içinde tuhaf bir korku vardi. Herşeyden önce bir plan yapmaları gerekiyordu. "Savaşın başlamasına sadece 20 gün var bu 20 gün içinde neler yapabiliriz? Ana kaynaklar güney korede olduğu için önce güney koredeki askerler ile ilgilenelim. Bazı askerler terhis edildiği için 70 asker ülkede bulunuyor." O sırada büyük bir ekran açılmıştı. "Aralarında en güçlüsü wonhodan sonra bu" sacları kan kırmızısı renginde çok şirin gözüken birisiydi ama bu onun ne kadar kötü biri olduğu gerçeğini degistirmiyordu. Sadece etrafa o iyi biri gorundurme çabasıydı. Ne kadar güçlü olduğunu merak ediyordu. "Tamam ne kadar güçlü olduğunu sanırım merak ediyorsun o zaman videoyu izle" dedi hyungwon sanki az önce you jinin aklından geçenleri anlamış gibi hatta okumuş gibi. Bu delilikti. Videoyu izlemeye başladığında hepsinin gözleri fal taşına dönmüştü yani hepsi derken sadece you jinin çünkü diğerleri onun ne kadar güçlü olduğunu biliyordu.
Neredeyse planı tamamen izlemekle yetinen you jin sonunda konuşmuştu "ana merkez kore ise önce koredekileri halletmeliyiz wonhodan ogrendigim bir şey vardı guc testi buna göre herkes bir bölgeye dağılır ve herkes için 3 gün veririz. Belki daha az 2 gün falan. Koreyi halledebilirsek herkesi hallederiz onlar sadece bir robot" bunun üzerine herkes ona tip tip bakmaya başlamıştı yanlış bir cümle kullandığını anlamadı uzun sürmemişti "Tamam siz hariç eheh siz iyisiniz onlar kötü." Dedi durumu toparlamaya çalışarak "her neyse şimdilik saas konusunda deneyimsiz bir minhyuk var o aramıza yeni katıldı. Savaş alanlarına tek başına gitmesin deneyimli ve bilgili ama gezegen savaşçıları ile savaşacak güce sahip değil." Dedi starry herkes onu can kulağı ile dinliyordu amaçları ise ağızlarından çıkan tek bir kelimeyi dahi kaçırmamakti. O sırada makineden çıkan bir ses ile herkes hazırlanmaya başladı "dünya gezegenine 3 dakika sonra giriş yapılacaktır. Yerlerinize oturmamız ve kemerlerinizi bağlamanız rica olunur." Işte başlıyordu..
Ve bölüm finishi 😂😂😂 jimin geldi aklima lonet olsun. Kimse yorum yapmayınca hikayede kendi kendime gülüyorum. Ndjdjdjwj neysem umarım begenirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Universe // wonho //
FanfictionDünyayı ele geçirmek için cyborglar gönderilmişti. Ya bir cyborg bir insana aşık olsaydı? Savaşın ortasında bir sevgi çiçeği açar mıydı? (Last serisinin 2. Kitabıdır. Last başlığı altında farklı kitaplardır.) Boy×girl