1.7

120 16 3
                                    

7 gün sonra:

    Wonho yerinden kalktı ve you jine ait herşeyi çöpe attı artık ondan kalan hiçbirşey yoktu. Dün gece onun hafızasını sildikten sonra evine bırakmıştı kimsenin ona bulasmamasini sağlayacaktı onu herkesten koruyacaktı ama tek fark you jin bunun farkında olcağı olmayacaktı. Yine eskisi kadar sert olmuştu kimseye musamma göstermiyordu. Hergun  yaptığı gibi bugünde yola koyuldu you jin ile beraber okula gidecekti her ne kadar uzaktan olsa da. Wonho kapsonunu kafasına geçirdi ve bir arabaya yaslanarak you jinin evden çıkmasını bekledi. Yine aynı saatte evden çıkmıştı. Sokakta yürürken gördüğü bir köpeği okşamış ve onu sevmişti. Wonho ise onu sadece uzaktan izlemekle yetiniyordu.

Flashback:

    Silah sesi ortalığı doldurduğunda gözlerini yavaşça kapatmış ve kendini yere bırakmıştı you jin. Kural ihlalini önemsemeden bölgelerin arasından geçip kucağındaki kızı hastanenin bir odasına bırakmıştı bilgisayardan da birkaç kayıdı değiştirmiş ve onu bir kaza geçirmiş sonrasında da o siteden beri burada uyanmadan yatan bir hasta olarak göstermişti. Kızın yzuune düşen sacları parmağı ile geriye ittirdi. Sonra ise alnına bir öpücük kondurarak oradan ayrıldı. Neydi bu şey makinadan olan parçayı delicesine çalıştıran. Hafiften yağmur yağıyordu etrafı islatiyordu. Yağmurdan korkan birine sığınabileceği tek şeyin yağmur olduğunu öğreten komutanlara,eğitmenlere lanet okudu içinden...

Özleyecekti hemde çok fazla ... ama onu asker olarak gördüğünü söylemişti.. yalandı herşey bedenini gördüğünde içinde biraz kırgınlık hissetmişti belli bölgelerinde yaralar kesikler vardı. Savaşın bütün izlerini taşıyordu. Yorgundu hayata karşı annesini arıyordu. Gözlerini kapadı ve yağmur damlalarının yüzüne çarpmasına izin verdi.

Flashback end..

     "Eun ha" diye bağırdı you jin diğer odadaki kız arkadaşına "hey hey ne oldu tahmin et. Chae hwa ya you jin ile beraberim dedim seni sevgilim sandı ahahahahaha" dedi yerde hayvan gibi tepinirken gerci komikti de. Adi you jin oldugu için herkes erkek sanıyordu ama karşılarına kız çıkınca hepsi hüsrana uğruyordu. "Peki bugün birşey hatırladın mi kaza ile ilgili?" Dedi eun ha gülmeyi keserek "hayır..  nasıl bir cctv bile olmaz sokakta... sorun değil ama şu an yaşıyorum ya önemli olan o.." dedi hafiften tebessüm ederken. "Sabahtan sınavım var erken çıkacağım." Dedi You jin ve paltosunu alarak kapıya yöneldi. Yol boyunca giderken orda kuyrugunu kovalayan bir köpeğe rastladı. Yaklaştı ve ona tüm sevgisini vererek tüylerini okşamaya başladı. Köpek ise dilini dışarıya çıkarmış ara sıra you jinin elini yaliyordu.

     "Bugün herşey farklı olacak mi?" Diye mirlidandiginda wonho ile aynı anda söylediklerini bilmiyordu. Daha doğrusu hayatında artık eo hi adında bir kişi dahi yoktu. Kazanın nasıl olduğunu hatırlamıyordu ya da hastanedeki kişilerin ona kaza dediği şeyi. Bu süre zarfında hastanede kaldığını soylemislerdi üstelik mark ile de ayrılmıştı nasıl olmuştu bu bilmiyordu ama olmuştu işte. Onu özlüyordu her zaman yürüdükleri sokakları tek başına yürüyordu you jin. Kaza geçirdiğinde onun yanında olabilirdi mark ama oyle olmamıştı. Üniversiteye doğru yürürken telefonu çalmaya devam ediyordu "alo?" Dedi ve telefonun karşısındaki kişinin cevap vermesini bekledi you jin.  Arayan kişi sa rangti nefes nefese kalmıştı ve sık soluyordu "nerdeysen hemen gel profesör erken geldi ve sınava başlayacakmış gelmeyenleri sınıfta bırakacağını söyledi." Sonra da telefonu you jinin suratına kapattı.

   You jin bunu duyması üzerine koşmaya başladı kısarken birisina varmış ve kitaplarını yere düşürmüştü yere egildi ve kitapları toplayarak kendine uzun olan çocuğa uzattı "özür dilerim... acelem vardı." Dedi. Çocuğun gözlerinin içine bakarken neden bu çocuğu görmüş gibi hissediyordu. Bilmiyordu 90 derece egildi ve koşmaya devam etti. Arkasında bıraktığı kişinin hyungwon olduğunu bilmeden.. sınıfa tam zamanında girmişti profesorde arkasından girmişti hızla sınav kağıtlarını dağıttı ve tahtaya birşeyler yazdı. Önüne gelen sınav kağıdına baktı sorular o kadar da zor görünmüyordu. Hızla kağıdı doldurdu ve sınıftan çıkarak kütüphaneye doğru yürüdü. Kütüphanenin bekçisi her zamanki yerindeydi pembe pamuk şekeri andıran sacları ile orada duruyordu sadece bu da değil akşamları da kasiyerlik yapıyordu.

   You jin içeriye girerken çocuğa baktı ve gülümsedi çocuğun soğuk bakışlarına maruz kalmıştı. Sanki nefret vardı o bakışlarda nedenini bilmesede çantasını bir masaya bıraktı ve rafları gezerken birkaç kitap aldı eline.. her zamanki siradan hayatını yaşıyordu. Tek fark boynundaki kolundan uzanan mavi izlerdi neden orada olduklarını bilmiyordu doktora sorduğunda kazadan dolayı sinirlerin çatladığını ve orada öyle izler kaldığını söylemişti. Tek bir sözüne dahi inanmıyordu. Saatler geçtikçe daha da ders çalışması derinlesiyordu you jinin pembe saçlı kütüphane görevlisi elinde el feneri ile kıza yaklaştı "kalkmayı düşünüyor musun? Kapatacagim hani.." diye terslemişti. Genelde böyle yapmaz kibarca kalkmasını rica ederdi. Kafasını evet anlamında salladı you jin ve eşyalarını toplayarak şuradan ayrıldı. Dışarıda delicesine yağmur yağıyordu. Kafasını gökyüzüne doğru kaldırdı ve yağmurun yüzüne çarpmasına izin verdi. Yolda yürürken su birikintilerine zipliyordu. Sokak tamamen boştu.

   Bir anda sokakta bulunan ve yanan 2 sokak lambası patladı anı bir irkilme ile hafifçe dizlerini kırdı ama eski haline geri döndü.  Karanlıktan sokak lambasının altındaki ışığa doğru gelen birkaç silüet gördü. Gözlerinden kırmızı ışıklar çıkıyordu diğerlerini tanımasa da ortadaki silahlı ksiinin mark olduğuna yemin edebilirdi....

Merak ettiğim ilk soru böyle bir kurgu bekliyor muydunuz? Beklediğiniz kurgu neydi? Hepsini yoruma yazın minnoslar 😄💖💞💞

Last Universe // wonho //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin