Rave bilgisayara odaklı halde bir şeyler yazıyor, Jane ise rahatsız bir biçimde kıpırdanıyordu.
- Bunu gerçekten yapmalı mıyız?
Rave iç çekti.
- O suikastı bizim bilmediğimiz bir şey biliyor. Jeff ve Grey önemsemiyorsada ki o kadar salak değiller, ben o kızın sakladığı şeyi öğreneceğim. Hiç bir normal insan bir suikastçiyi insan içinde bile olsa dövemez. Hele eline kalem saplamak ayrı bir olay tabi...
Jane omuz silkti.
- Haklısın, bende Scarlett'ın bir şey sakladığını düşünüyorum ama bunu bu şekilde bulabileceğinden şüpheliyim...
Gözleri ile bilgisayarı işaret ediyordu. Rave iç çekip ona baktı.
- O halde bir fikrin var mı?
Jane koluna yaslandı.
- Onunla arkadaş olmaya çalışalım? Eninde sonunda bize güvenecektir...
Rave bir süre düşündü.
- Öyle de yapabiliriz...
Jane gerindi.
- Jeff ona güveniyor, neden bilmiyorum ama Scarlett'ı korumayı cidden istiyor. O herkese kolay kolay güvenmez yani ona güvenmek o kadarda kötü olmaz...
Rave kafasını iki yana salladı.
- Sırrını bilmediğim birine asla güvenmem...
Kafasındaki soru işaretleri gitmeden kızıl kafaya güvenmeyecekti.
Mitch öfke saçan gözleri Jack'e odaklı sinirle ayağını yere vuruyordu. Jack onun sinirinin sebebini az çok tahmin ediyordu. Bu bile başının ağrımasına yetiyordu. Muhtemelen insan içinde olmasalar Mitch onu yumruklardı. Yinede bir yandan mutluydu da, o şeyin bir hata olduğunu söylemesinden ölesiye korkuyordu ama Jeff ona Mitch'in de aynı sınıfta olduğunu ve ona ağzının suyu akarak bakan kızlara pis bakışlar attığını söylediğinde bunun gerçekleşmeyeceğini anlamıştı. Mitch bunu bir hata olarak görmemişti. Jack şimdi oturdukları kafede olmaktan mutluydu. Ne kadar azar işiteceğini adı gibi bilsede...
- Bana güvenmediğine inanamıyorum! Beni kontrol etmek için sınıfıma yazıldığınada...
Jack hafifçe güldü.
- Aslında aynı sınıfta olduğumuzu bu gün Jeff söyleyince öğrendim. Durum biraz karışık...
Mitch, Jack'in ona güvenmesine sevinmiş olsada, içinde bir öfke hissetti.
- Bu okulda olduğumuda mı bilmiyordun?
Jack kafasını kaşıdı.
- Şey, aslında bilmiyordum. Son zamanlarda çok şey oldu ve ben bazı şeyleri takip edemedim...
Mitch içinin burkulduğunu hissetti. Yavaşça kafa salladı. Dışarda gökyüzü onun yerine ağlamaya başlamıştı. Mitch burnunu çekti.
- Anlıyorum. Her neyse gitmem gerek...
Jack, hızla kalkan çocuğun bileğini yakaladı.
- Mitch, özür dilerim cidden, ben seninle ilgilenmeyi çok isterdim ama her şey üstüste gelince bu zorlaştı. Senden gerçekten hoşlanıyorum...
Jack yutkunarak Mitch'in bileğini tutmaya devam ederken, kızarmıştı. Mitch ise yere gözlerini dikti ve zoraki ama kulağa gerçek gelen bir kahkaha attı. Bileğini onun elinden kurtardı.
- Benden hoşlanıyor musun? Aman ne kadar şirin! Gaye falan mı benziyorum?
Mitch hızla kafeden çıkarken Jack, derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştı. Nefes alamıyordu. Ciğerleri yetersizdi. Dayanma gücü yok gibi hissediyordu. Canı yanmıştı. Birinden hoşlanmak için onun neye benzediğini bilmeye gerek yoksa, onun hangi cinsten olduğu önemli miydi? Daha da önemlisi Mitch neden bu tepkiyi lunaparkta vermemişti? Başı ağrımaya başladı. Sinir bozucu bir uğultu kulaklarındaydı. Dişlerini sıkarken hızla ayağa kalktı ve kafeden çıktı. Temiz havaya çıktığında yüzüne vuran su damlaları onu ferahlattı. Ama asıl ihtiyacının açık hava olmadığının farkındaydı. Ne kadar olmuştu? Mitch'ten beri neredeyse hiç. Bu düşünce ile dudaklarını yaladı. Hızla eşyalarını almaya giderken heyecanla titriyordu. Elleri titrerken yüzünde sağlıksız bir gülümseme vardı. Tekrar kendisi oluyordu. Aylar süren dalgınlık ve uyuşukluk en sonunda dağılıyordu. Jack apartmana girdiğinde gözlüğünü bir köşeye fırlattı. Odasına girdiği anda ihtiyacı olan şeyin olduğu çekmeceye yöneldi. Maskesini ve bıçaklı eldivenlerini alırken titriyordu. Hafif ve korkunç bir kıkırtı dudaklarının arasından sızarken, Jack siyah sweatshirtünü giydi ve maskesini taktı. Kapşonunu kafasına çekerek bıçağını beline taktı ve eldivenlerini geçirdi. Odasının camından yangın merdivenine çıktı. Hava neredyse karamıştı. Gideceği yere varana kadar zaten karanlık basardı. Kıkırdadı. Şimdi eskisi gibiydi, tehlikeli ve sadist. İnsanların uzak durduğu arka sokaklardan şehrin kuzeyine doğru ilerlemeye başladı. Olabildiği en hızlı şekilde gidiyordu, açlık duyduğu şeye yaklaşmanın verdiği haz ve heyecanla titriyordu. En sonunda karanlık ve unutulmuş ara sokağa geldiğinde dudaklarını yaladı. Çoktan geç olmaya başlamıştı. Hava kararmış ve gece hayatı yaşayan insanlar hariç her kes evlerindeydi. Jack yere oturup kafasını eğdi. Bir evsiz gibi görünüyordu şimdi. Uzun bir süre sabırsızlıkla sokağın önünden geçen insanların ayak seslerini dinledi. En sonunda kendisine doğru gelen topuk tıkırtılarını duyduğunda dudaklarını yaladı. Kızın yalpalamasından sarhoş olduğunu anladığında keyfi ayrı bir boyut kazandı. Kız onu ayağıyla dürttü.
- Hey serseri! Beni becermeye ne dersin?
Jack kıkırdadı. Aptal insanların sarhoşken yaptığı her şey müthişti. Jack ayağa kalktı. Karşısında duran kişinin yüzünü gören kız ise şokla ve titreyerek geriledi. Katil parmaklarını gerdiğinde parıldayarak kendini belli eden bıçaklarla kız histerik bir hale girdi ve kaçmak için geldiği yöne doğru bir adım attı ama Jack onu sertçe duvara fırlattı. Kızı köşeye kıstırdığında elini parmakları birbirine yapışık halde kızın karnına soktu. Eli bıçakların kesiciliği ve gücü sayesinde ilerleyerek kızın sırtından çıktı. Kızın azından son bir zayıf çığlık çıkarken Jack ufak kahkahalar attı. Kahkahaları yükselirken sarsılıyordu. En sonunda elini çekti ve ceset yere yığıldı. Jack belindeki bıçağı çıkarıp kızın kafasını kesti. Kesik başı hemen yanındaki çöplere atarken daha çok güldü. Bunu yanlızca eğlenmek için yapıyordu. Tek amacı eğlenmekti. Kızın yarılmış sırtından eli kadar bir parça kopardı. Maskesini yana çevirip et parçasından büyük bir ısırık aldı ve keyifle çiğnedi. Yüzünde hastalıklı bir gülümseme duruyordu. Kızın karnında açtığı yaranın en ucunu tutup yarayı cinsel organında sonlanıncaya kadar yardı. Kızın kıyafetleride etiyle beraber yarılırken Jack gelen sesle keyifli bir kıkırtı çıkardı. Bıçaklarını cebinden çıkardığı bir peçete ile temizledi. Dili ile dişlerini temizledi. Kanlı peçeteyi kızın cesedinin üstüne atarak tekrar arka sokakların karanlığına karıştı.
Jeff ve Grey birbirlerine gergin bakışlar atarken, Scarlett meraklı gözlerle üstünde ufak tefek kan lekeleri olan ve fazla keyifli görünen Jack'e bakıyordu. Grey, Jack'in eski haline dönmesinin hayra alamet olmadığının farkındaydı. Jack bir kere başladığında durmuyordu. Grey'de Jeff'de neden olduğunu bilmedikleri halde Scarlett'ın bu durumu bilmesini istemiyordu. Hepsi böyleydi. Bir kere keyif için öldürmeye başladıklarında bambaşka bir hale geliyorlardı. Grey dahi farklılaşıyordu. Jeff zaten ayrı bir şeye dönüşüyordu. Apayrı biri haline geliyordu. Scarlett'ın onların bu yüzünü görmesine engel olmak istiyorlardı ama Jack'in bir daha durmayacağını biliyorlardı. Onu tekrar bu yöne iten neydi bilmeselerde, endişeliydilerde. Jeff içten içe Jack'in asıl haline geri dönmesine memnundu, içine kapanıklığı ona yakışmıyordu. Şu an daha iyiydi, Scarlett'ın öğrenmesine sebep olmak üzere olsa bile...
- Bu gün çok keyifli görünüyorsun Jack...
Jack dengesiz bir kahkaha attı.
- Bir aptalın daha eksildiği bir dünyada nasıl keyifli olunmaz ki?
Jack sarsılarak kahkahalar atarken, diğerleri Scarlett'a baktı. Kızıl saçlı kız omuz silkip telefonunun ekranına gömüldü. Grey ise yutkundu.
- Scarlett?
Kızıl saçlar savrularak geriye atıldı ve Scarlett gözlerini ona dikti.
- Evet?
Grey gözleri kızınkilere odaklanırken orada kendisini rahatsız eden bir donukluk gördü.
- Jack'in birini öldürmesi seni rahatsız etmiyor mu?
Scarlett, derin bir nefes alarak gözlerini Grey'e dikti. Gözlerinde tuhaf bir ifade dans ediyordu. Bu alaycılığı andırıyordu.
- Siz seri katilsiniz, yani birilerini öldürmeniz beklediğim bir şey zaten ki Jeff bir defa benim önümde yaptı zaten, yani hayır, beni kesinlikle rahatsız etmiyor...
Bu sözlerle odada buz gibi bir sessizlik oldu ve Scarlett gözlerini tekrar ekrana çevirdi....
Okuduğunuz için teşekkürler. Daha önceki bölümdeki duyurum takılmadığı için buraya yazıyorum, karakter röportajları yapmayı düşünüyorum. Eğer istiyorsanız lütfen ilk kiminle yapılmasını istediğinizi yorum olarak atın ve hangi karaktere ne sormak istiyorsanız mesajla yollayın. Ya da mektup köşeleri gibi olsun karakterlerle ilgili bilmek istediklerinizi sorun bende burada cevaplarla yayınlayayım. SİZLER İÇİN UZUN BİR BÖLÜM YAZMAYA ÇALIŞTIM UMARIM HOŞUNUZA GİTMİŞTİR. Bu arada açık konuşacağım Jack'in cinayetini yazarken sağlıksız bir zevk duydum. Bence çok sempatik bir bölümdü :D Öpüldünüz...
XOXO