Grey kendini güzel bir bahçenin içinde bulduğunda iç çekti. Bu sıkıcı olmaya başlamıştı. Yinede beyaz saçları olan küçük çocuğa yöneldi. Çocuk 10 yaşlarında ya var ya yoktu. 1800'lere ait gibi görünen bir kıyafet giymişti. Üstünde kahverengi ceketi ve şapkası vardı. Yanakları soğuktan al al olmuştu ve yanında ondan küçük görünen dört çocuk daha vardı. Çocukla yaşıt gibi görünende beyaz saçlıydı, yüzü diğer çocuğunkine göre daha keskindi. Dudaklarında muzip bir gülümsemeyle elindeki şapkayı kızıla yakın kahverengi saçları olan daha küçük bir çocuğa doğru sallıyordu.
- Hadi Jamie! Şapkanı alsana!
Küçük Jamie, kenarlarına tüyler sıkıştırdığı şapkayı almak için yüzünde öfkeli ve ağlamaklı bir ifadeyle diğerinin peşinden koştu.
- Şapkamı ver Vincent!
Vincent onu kışkırtmak için dil çıkardı ve kaçmaya devam etti. Beyaz saçlı ağabeyleri ise sıkkınlıkla oturduğu yerden kalktı.
- Vincent, Jamie'nin şapkasını geri ver, hemen!
Vincent dudak büzsede şapkayı küçük çocuğa geri verdi. Jamie en fazla yedi yaşlarında olmalıydı. Sevinçle şapkasını taktı.
- Teşekkürler ağabey!
Vincent dudak büzerek, çocuğun yanına, banka oturdu.
- Hiç eğlenmeme izin vermiyorsun Grey...
Küçük Grey iç çekti ve ondan bir yaş küçük kardeşine baktı.
- Jamie'yi sinir ederek eğlenme o zaman...
Ağaçlardan birine yaslanmış kitap okuyan kahverengi saçlı çocuk kitaptan kafasını kaldırdı.
- Ağabeyim haklı, Jamie ile uğraşmamalısın...
Vincent göz devirdi.
- İkinizinde içi ölmüş. Özellikle senin Christoph... Archi ne yapıyorsun?
Gözlükleri burnuna düşmüş halde bir tür alet ile uğraşan 5-6 yaşlarındaki çocuk kafasını kaldırdı.
- Büyükbabamın bozuk icatlarından biri bu. Tamir etmeye çalışıyorum...
Vincent ilgili bir biçimde kumral saçlı çocuğun yanına oturdu ve ona sorular sormaya başladı. Grey kendi çocukluğuna baktı. Mavi iri gözleri kardeşlerinin üstünde gezen asık suratlı bir çocuk. Tuhaf bir biçimde kendiside dahil olmak üzere ailedeki pek çok kişi dahiydi. Kardeşleri, büyükbabası, annesi ve bir sürü başka akraba. Ama daima Grey diğerlerine göre daha olgun olmuştu. Büyükbabası bile çocuksu bir insandı. Bu yüzden genelde bazı şeylerle ilgilenmek ona kalırdı. Aslında pek çok şeyle... Anne ve babaları öldüğü için uzun süredir, kardeşleriyle beraber büyükbabasında kalıyordu. Grey, kardeşleriyle ilgilenir, evde yaşanan karışıkları çözerdi. Hatırladığı kadarıyla bazen kendini evin kahyasıymış gibi hissederdi. Küçük bir çocuk için zor bir görev...
Çocuklara bakarak gülümseyen adamı gördüğünde yüzünü buruşturdu. Büyükbabasının yüzünü görmek midesini altüst etmişti. Küçük Grey yerinden fırlayıp ağırlaşmış saçları geriye taranmış sakallı adamın kucağına atladı.
- Büyükbaba döndün! Ama yarın geleceğini sanıyordum...
Adam yüzünde Grey'in daha sonraları rahatsızlık verici bulacağı gülümsemesi ile torununa sıkıca sarıldı.
- Sizi özledim ve işim biter bitmez geldim...
Grey kollarını göğsünde birleştirmiş halde durdu. Kendi küçük halinin umut dolu gözleri içinde acıma duygusu yaratıyordu...
Önündeki sahne değişti. Şimdi o çok iyi bildiği atölyedeydi. Büyükbabasının önünde yere çökmüş halde titriyordu. Bu şimdiki haliydi. On sekiz yaşlarında genç bir çocuk. Kardeşleri hala kendilerine gelmemiş halde yatıyorlardı. Grey gömleksiz vücuduna yapışmış, onu öldüren makineye bakarken titredi. Eski hali büyükbabasına acı içinde bakıyordu.
- Bunu bize neden yaptın?!
Adam arkasını döndü ve kapıya yöneldi...
- Büyükbaba!!
Grey'in sesi yankılandı. Adam ona dönüp acımasız gözlerle baktığında genç halinin içinde bir şeyler koptu. Yaşlı adam hafifçe güldü.
- Grey, beni öldürebileceğini düşündüğünde, beni bul ve öldür. Çünkü her deney bir gün yaratıcısını yok etmeli...
Yerdeki Grey'in gözleri sonuna kadar açıldı ve acı ile dolu halde adama baktı. Yüzünün iki yanından akan siyah yaşlar yüzünde savaş boyalarını andırıyordu. Titreyerek ayağa kalktı. Üstündeki şeye baktı. Adam çoktan gitmişti. Grey gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve giyinik olmayı tercih ettiğini düşündü. Gözlerini açtığında üstünde siyah bir takım elbise vardı. Grey eski halinin şaşkın ve saf haline gülümsedi. Takım onun şimdiki takımından farklıydı. 1800'lerde giyilen en az resmi siyah takımlardandı. Grey bir şapka taksa Deli Şapkacı'ya benzeyeceğini düşündü. Görüntü dağılırken uyandı ve başını ovdu. Geçmişiyle ilgili rüya görmek sinir bozucuydu.
Onu bulmalıydı. Yaşlı adamı, büyükbabasını... Onu öldürebileceğinden emin değildi. Hisleri hala varken bunu yapamazdı. Ama o çocukları öldürdüğü zamanlardaki gibi kendini bir an için unutsa, yapabilirdi değil mi?
Multide Grey'in çocukluğu var.
![](https://img.wattpad.com/cover/13244571-288-k204293.jpg)