Kulüp kapasına bakan binanın duvarına yaslanmış duran karanlık silüetin ıslığı karanlıkta yankılanıyordu. Der Freischütz'un (Y.N. Bir Nazi marşı, ben en çok Hellsing'teki vampir nazi hatunun söylediği versiyonu seviyorum :D) insanı tuhaf bir ruh haline sokan melodisi karanlık ıssız sokakta yankılanırken, kulüp kapısından çıkmakta olan genç adam yankılanan melodiyi duyduğunda durdu ve silüete baktı.
- Kane?
Silüet melodiyi sonlandırırken yavaş adımlarla ışığa çıktı üstünde bir Nazi subay üniforması vardı ama kol bandı yoktu. Sarı uzun saçları bir gözünü tamamen kapatıyordu. On sekiz yaşlarında uzun ve kaslıydı. Mavi gözleri delililkle parlıyordu. Dudaklarında ürkütücü bir gülümsemeyle karşısında ki beyaz sweatshirtlü çocuğu inceledi.
- Hiç değişmemişsin Jeffrey...
Ürkütücü bir kıkırtı dudaklarından döküldü. Jeff iç çekerek saçlarını geriye doğru attı.
- Seni görmeyi beklemiyordum...
Çocuk tekrar kıkırdadı.
- Ufak kulübünüzü duydumda, biliyorsun benim her yerde kulağım vardır...
Jeff kafa salladı.
- Kane, onunla ilgili şeyleride biliyor musun?
Kane yüzünde yayılan sırıtışla çenesini eline yasladı.
- Kızıl saçlı hatunu mu diyorsun?
Jeff sessizce kafa salladı. Kane hafifçe güldü.
- Eh, aslında onunla ilgili suikastçilerden çok daha fazlasını öğrendim... Nasıl yaratıldığını öğrendim...
Jeff bir an Kane'e ürkek bakışlar attı. Sonra iç çekti.
- Kane, grupta benden başka kimseye bundan bahsetme, tamam mı?
Kane ciddi bir ifade ile kafa salladı.
- Tamam...
Jeff iç çekip onun üniformasına baktı.
- Neden bir Nazi üniforması giyiyorsun?
Kane sevimli bir biçimde gülümsedi.
- Çünkü Nazileri seviyorum...
Jeff iç çekmekle yetindi.
- Hadi gel seni diğerleriyle tanıştırayım...
Kane gülümseyerek kafa salladı ve ikisi birlikte kulübe yöneldiler. Ancak ara sokağın diğer tarafından onlara doğru gelen kişi onlar kapıya ulaşamadan onlara ulaştı. Boynunda ki çizgili atkıyı hafifçe indiren yabancının yeşil gözleri Jeff'in gözleriyle buluştuğunda, Jeff kalakaldı. Ve uzun zamandır ilk defa ona derinden vuran bir acı hissetti. Çocuğun ağzına bakarken nefes alamıyordu. Sakin olamıyordu. Kane ise her an gelebilecek bir atağı engelleyecek gibi duruyordu. Uzun boylu yabancı dudaklarının kenarlarındaki dikişler gerilerek güldü. Yüzünün her tarafında dikişler vardı.
- Jeffrey, seni tekrar görmek güzel...
Jeff bir adım geriledi.
- S-Sen burada ne...
Yabancı onun sözünü kesti.
- Tatlı sevgilin Jane'in bilgisayarının nerede olduğunu bulmam yetti...
Jeff yutkundu. Kane ise tek kaşını kaldırdı.
- Jeff durumu doğru mu değerlendiriyorum?
Jeff ona baktığında Kane ona soru soran bakışlar attı. Jeff kafa salladı. Sarsılmış görünüyordu. Kane sırıtan yabancının gözlerine baktı.