Yağmur tüm şiddetiyle devam ederken, Jack, onun penceresine bakıyordu. Daha doğrusu baktığını tahmin ediyordu. Yüzünde yine mavi maskesi vardı ve siyah kapşonunu başına geçirmişti. Onunla konuşmak istemesi aptalcaydı. Jeff onunla dalga geçmekte haklıydı. Bu aptalcaydı. Ama yinede yapacaktı. Mitch'in uyuduğunu tahmin ediyordu. Tereddütlü bir biçimde evin ufak tefek çıkıntılarından tırmanarak pencereye ulaştı. Pencereyi biraz zorlayarak açtı. İçeri girip eski pencereyi kapattığında 'tık' diye bir ses geldi. Ve kesik kesik soluklanmalar. Jack yutkundu.
- Mitch?
Çocuk sesli bir biçimde yutkundu.
- A-Adımı nereden biliyorsun?
Jack hafifçe güldü.
- İnternete yazdığın hikayeden...
Mitch yine yutkundu.
- Şimdi niye geldin? Beni öldürecek misin?
Jack ellerini havaya kaldırarak bıçaklı eldivenlerini çıkardı. Ve etejer olduğunu tahmin ettiği yere koydu. Sonrada belinden bir bıçak çıkarıp onuda aynı yere bıraktı. Sonra iki adım geri gidip ellerini havaya kaldırdı.
- Silahsızım gördün mü?
Mitch yine yutkundu.
- O halde ne istiyorsun?
Jack omuz silkti.
- Konuşmak...
Mitch yatakta oturdu.
- Ne hakkında?
Jack yutkundu.
- Ağabeyini ben öldürmedim...
Mitch şaşırarak ona baktı, Sonrada kaşlarını çattı.
- O halde kim öldürdü? Yarısını yediğin böbreğim onun yanındaydı!
Jack yutkundu.
- Nasıl göründüğünü biliyorum ama gerçekten onu ben öldürmedim. Öldüren Suikastçi ile daha önce kavga etmiştim muhtemelen böbreğini o aldı ve suçu bana attı. Yemin ederim!
Mitch kaşlarını çattı.
- Suikastçi mi? Iyide neden ağabeyimi öldürdü?!
Jack ellerini iki yana açtı.
- Bilmiyorum. Suikastçilerin amaçlarını hiç bir zaman bilmedim....
Mitch iç çekti.
- Bunu söylemek için mi geldin yani?
Jack kafasını iki yana salladı.
- Hayır, ben şey senin arkadaşın olmak istiyorum...
Mitch kocaman açılmış gözlerle ona baktı.
- Arkadaş mı?
Jack kafa salladı.
- Istemiyorsan anlıyorum, ben...
Mitch derin bir nefes aldı.
- Arkadaşın olucağım. Ama bana hikayeni anlatacaksın...
Jack 'tamam' anlamında kafa salladı. Ve çakan şimşekle ikisininde yüzleri aydınlandı...
Ohhhhh sonunda bitti, Hanna-chan'dan korkmaya başlamıştım.
Jeff: Hanna'dan korkmayı bırak çünkü bu bölümde olmadığım için ben senin açından daha büyük bir tehdidim. Beni nasıl koymazsın?!
Jeff her bölümde sen olamazsın!
Jeff: Şu şapşal aşıklar için beni satıyorsun ha? İşte şimdi YOU MUST GO TO SLEEP!!!!
Grey, imdat al şu manyağı başımdan!
Jeff: Grey seni kurtaramaz! (Siktir bıçağını çekti /(0•0)/)
Scarlett, Grey, Jack imdat! (Jane ve Rave beni pek sevmiyor)
-Grey arkasından siyah uzuvları çıkmış halde gelir ve üstüne atılan Jeff'i tutar-
Grey: Bu kadar bencil olma Jeff!
Jeff: Bir daha ki bölüme beni yazacaksın Evrim!
- Grey onu çıkarır-
Aaaaa bunun için özür dilerim, şey, diğer bölümdede Jack var. Umarım Jeff duymamıştır....
Jeff: Eeeeeeevvvvvvvrrrrriiiiimmmmm! Gel buraya öldürülen seni!
Sikti! -kaçar-