Grey, Reinhard'la arka kapıdan içeri girdiğinde suikastçi karargahında kimse yoktu. Andy onları beklemekten sıkılmıl görünerek aşağıya giden merdivenleri işaret etti. Grey'in buna karar vermesi uzun sürmüştü. Jeff onunla 2 ay boyunca irtibata geçmemişti. Grey yanıldıklarını düşünüyordu. Jeff gerçekten ölmüştü ve artık intikam almalılardı. Bu iş bitmeliydi. Scarlett'ı daha fazla riske atamazdı.
Üçü beraber sessizce basamakları indi. Reinhard havayı kokladı ve kasları gerildi. Grey'le göz göze geldiler. Reinhard gözleriyle önlerindeki ofis bölmelerinden birini işaret etti. Burası suikastçilerin araştırma yaptığı bölümdü. Bölmelerin sonlandığı yerde üç kapı vardı. Andy'nin odası, bilgi işlem ve izni olmayanların girmesine izin verilmeyen diğer oda. Onların odası. Andy tehlikeyi hissediyordu. Scarlett ve diğerleri için endişelenmişti...
Jack çatıdaki cesetleri geçip binanın merdivenlerinden inmeye başlamak üzereydiki solunda bir kıpırtı hissetti, ardındanda bir hışırtı kulaklarını doldurdu. Son anda eldiveninin bıçaklarıyla engellediği saldırıyı savuşturdu. Kılıç olduğunu anladığı uzun nesne geriye doğru çekildi ve o sırada Jack çok yakınındaki aşırı sıcaklığı farkedip yuvarlandı. En son ihtiyacı olan şey bu ikisiyle karşılaşmaktı. Rave ve Jane'in gelmesine bir kaç dakika vardı ama görme yeteneği olmadan fazla dezavantajlıydı.
- Kör birine göre iyi hamleler...
Kızıl saçları rüzgarda dalgalanan Vetala sırıtıyordu, ancak Jack onun sırıttığın ancak ses tonundan anlayabilirdi. Yanında daha kısa kalan Vetala süvari kılıcını saldırı pozisyonuna getirmişti. Vetala'nın kendisinden başka birine iltifat etmesinden hoşlanmamıştı. Hemde hiç hoşlanmamıştı. Jack'i hemen orada öldürüp rahatlamak istiyordu. Vetala ise çakmağını kapatıp açtı. Jack sesten tedirgin oluyordu. Göremeden onun ne zaman saldıracağını önceden kestirmek imkansızdı. Andy haklıydı. Gerçekten zekiydiler. Jack dezavantajlarını değerlendirdi. Onları yanlızca azcık oyalamalıydı. İkisinin birden işini bitiremezdi. Vetala daha güçlüydü. Sith'e zarar gelmesinede izin vermezdi muhtemelen. Parmaklarını gerdi. Bu işi bitirmeliydi. Mitch'i tekrar görmek istiyorsa, hayatını ortaya koyabilmeliydi. Bıçaklar ayışığında parladı. Jack önce Sith'e eyillendi ama son anda dönüp Vetala'nın çakmağı tutan eline doğru bıçaklarını salladı. Bıçaklar önce eti kesti sonra ise eklemin biraz üstündeki kemiği parçalayarak Vetala'nın elini biçti. Vetala gümüşün vücuduna değmesiyle acıyla haykırdı.
-Sith bıçaklardan uzak dur!
Jack zaman kaybetmeden Sith'e yöneldi. Çocuk kılıcını savunma için kullanmayı seçti ve havaya kaldırdı ama bu bir hataydı. Jack çocuğun kılıcını bıçaksız eliyle kavrayıp onu kendine doğru çekti, Sith yalpalayarak na doğru düştü. Jack çocuğun karnına bıçakları sapladıktan sonra, hızla Vetala'nın düşürdüğü çakmağa yöneldi. Kopan kolla beraber çakmağı binadan aşağıya attı. Böylece Vetala'nın ateş avatajını azda olsa azaltmıştı. Ancak Vetala onunla ya da çakmakla ilgilenmiyordu. Acı içinde, öfkeli ve korkmuş gözlerle baktığı Sith'i kollarının arasına almıştı.
- Sith! Sende değil, lütfen, yapamazsın...
Sith'in titrek eli onun yüzüne uzandı. Ölüyordu. Jack hiç bir şey yapmadan durdu. Sith'in duygularını görüyordu. Vetala onun elini tuttu.
- Sen olmazsan kimle uğraşacağım ben?
Sith'in dudaklarında titrek bir gülümseme oluştu.
- B-Ben sana... Aşığım...
Vetala öylece ona baktı. Gözlerinda siyah yaşlar birikmişti. Sith'i daha sıkı sardı.
- Sith... Bende sana...