Bölüm 7: Yaşamak Hayatta Kalmak Değildir

211 23 68
                                    

Yaşamak hayatta kalmak değildir, her kaçışın pes etmek olmadığı gibi. Ya da koşmanın her zaman kaçmak için değil bazen de yakalamak için olabileceği gibi, yaşamak hayatta kalmak değildir. Yaşamak bin kelime ile anlatılamazken hayatta kalmak hayatta kalmaktır. Yaşamak herkes için farklı tanımlara tekabül ederken, hayatta kalmak hayatta kalmaktır sadece. Yaşamak sana doğru koşmak ise hayatta kalmak senin olmadığın bir dünyada durmaktır. Hayatta kalmak ölmemek, ölememektir.
-Marla

Hayattaki hiçbir yol ve hiçbir yolculuk bir adım atmadan başlayamaz. Her yolculuğu başlatan ve bitmesine vesile olan o temel her şeyi başlatan bir adımla yaşam bulur. Dünyanın ister en kısa ister en uzun yolu sen o küçük adımı atmadan başlayamaz ve bitemez. O adım senin için küçük olsa dahi yolculuk için en ama en gerekli malzemedir.

Ve bende sırf bu yüzden her şeyi size anlatmak üzere bu yola çıktım. Saatler ve günler olabildiğine hızlı ve korkuncu bir şekilde ilerlerken ben durdum ve artık daha fazla kendi kendime konuşmamaya karar verdim. Birkaç gündür, uzun süren ve hayatımı baya değiştiren bu birkaç gündür size olanları anlatmaya çalışıyorum.

Ama senelerdir susmaya alışkın olan dilim, size bunları anlatmak konusunda yetersiz kalıyor. Farkındayım. Sıkılıyor ve belki de beni dinlemekten vazgeçiyorsunuz. Ah, bir bilseniz size anlatamaya ne ihtiyacım var, beni dinlemenize ne çok ihtiyacım var bana acırdınız. Sırf bana acıdığınız için beni sonuna kadar dinlerdiniz.

Eğer yumuşak kalpli iseniz ve ben o kalbe dokunmayı başarabilmişsem sırtımı sıvazlar, yüzümde olmayan gözyaşlarını silmeye çalışırdınız. Beni anladığınızı söylerdiniz. Ama bu olasılık şansı az olan durum. Hatam olmadığını söyler ve kalbimi yatıştırırsınız.

Ama genel manada şöyle olması beklenir durumların, ben size olanları anlatırım. Ve siz benim güçsüzlüğümü ve acısınalığımı görürsünüz. Ben size anlatırım olanları ancak siz bana keşkeler verirsiniz, siz bana tühler ve vahlar verirsiniz.

İşte tüm bunlar yüzünden bunca sene kimseye bir şey anlatmaya cesaret edemedim. Sizden korktuğum için. Sizden ve sizin söyleyeceklerinizden, sizin söylediklerinizden sonra kendime gelememekten korktum. Sustum.

Ama şimdi yıllar sonra eski bana bakıyorum. Bakıyorum ve karşılaştırıyorum. Değişimimi inceliyorum.
Şuan bakıyorum da aslında hiçbir şeyin o kadar da önemi yok. Sizin ne dediğinizin, onların ne dediğinin. Ama o zamanlar öyle değildi. Önemliydi. Sizden biri olmak, sizin içinize girebilmek, kabul görmek hayatımdaki en büyük isteklerimdendi. Genç ve tecrübesizdim. Yalnız kalmak istememiştim. Ama yalnızlığa mahkum edildim bir nevi. Ve en kötüsü elimden gelen hiçbir şey yoktu. Beni ben olduğum için istemiyorlarsa elimden ne gelirdi ki? Ben, bendim işte!

Keşke hayatımız can sıkıcı bir hal aldığında elimize küçük bir çanta alıp bulunduğumuz yeri, acı hatırları ve acı veren insanları geride bırakıp gidebilsek, gitmek öyle kolay olsa. Gittiğimiz an unutsak. Ama işler öyle kolay değil. O zamanlar acı içinde ve sizin yanınızdaydım. Acımı görmüyor ya da görmezden geliyordunuz. Tıpkı bana yaptığınız gibi. Acım size bırakın keder vermeyi eğlendiriyor, ben içime kapanıp daha da derine gömülürken bataklığımda, sizler kahkaha atıyordunuz. Elimden bir şey gelmiyordu kurtarmak için ve siz hiçbir şey yapmıyordunuz beni kurtarmak için.

Sizler dedim diye şahsi algılamayın. Sizinle şahsi bir problemim yok. Siz dediysem insanlar işte. Tüm insanlar. Belki beni daha önce hiç görmemiş ve duymamış da olabilirsiniz. Yaşadıklarımda hiç ama hiç payınız bile olmayabilir. Ancak, yine söylüyorum ki şahsi algılamayın,
sizin de birilerinin mutsuzluğunda muhakkak payınız var, sizlerde muhakkak birini üzdünüz. Belki bilerek, belki bilmeyerek ama mutlaka.

Tüm Kaçışlar Kendindendir  "hunlayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin