Şarkı: EXO- Black Pearl
Film Önerisi: Çok Gürültülü ve Çok YakınKaçmak zorunda olmadığımda bile neden kaçtığımı nasıl açıklayabilirim ki? Kime açıklama yapacağım hem? Kendime? Diğerlerine? İçimde kendime ait bir yeri ikna etme dürtüsüyle savaşmak zorunda kalıyorum her zaman. Savaşıyorum, savaşıyorum ve savaşıyorum. Ama nedenine bir türlü ulaşamıyorum bu savaşın da, yine. Sorular hep yanıtsız kalıyor ve ben kendi sorularımın her an daralan çemberinde boğulmamaya çalışıyorum. Sadece biraz daha nefese ihtiyacım var. Keşke şu boğazımdaki çember biraz biraz genişlese ve ben biraz nefeslenebilsem...
Yıllar ve yıllar önce varlığı fazlalık olan ben daha bir kez bile terkedilmeden ve hatta doğmadan bile önce sanki sonsuzun en öncesine bile en yakın olduğumuz noktada bile kötülük her zaman Dünya'nın sokaklarında kol geziyordu. Hatta belki biz, insanlık soyundan önce bile vardı bu kötülük denen illet.
Yani kötülüğün varolma nedeniyle uzaktan ve yakından bir alakam yok. Lütfen o yüzden beni suçlamayın kötülüğe sebep olmakla. Kötü olabilirim belki biraz, ama kötülüğün varlığıyla bir alakam yok. Gerçekten.
Görüyorsunuz ya kendimi savunuyorum. Kimsenin beni suçlamayacağı şeyler konusunda bile kendimi aklamak zorunda hissediyorum. Sanki tüm dünyanın kötülüğünün kaynağıymış gibi hissediyorum kendimi. Bunları söyleyerek sadece size değil kendime de hatırlatıyorum suçlu olmadığımı. Çünkü...
Çünkü...
Çünkü ben kendimi çok suçlu hissediyorum. Ben suçlu hissettikçe kendi içimde çürümeye devam ediyorum. Ben böyle suçlu hissettikçe ayaklarım üşümeye devam ediyor. Soğuk olan ayaklarımın seneler boyunca soğuk olduğunu biliyorsunuz. Soğuk olan ayaklarımın seneler sonra ilk kez benim gündüzde görebildiğim rüyam Oh Sehun sayesinde ısınabildiğini de biliyorsunuz. Bunun nasıl olduğunu biliyor musunuz? Ben bilmiyorum.
İçimdeki bu suçluluğu nasıl oluyor da Oh Sehun kapatabiliyor? Nasıl oluyor da suçluluğumu bana unutturuyor da daha iyisini hak ettiğime beni inandırıyor? Nasıl oluyor da ayaklarımı ısıtıyor? Ayaklarımdaki ve kalbimdeki buzları eritebiliyor?
Eritebildi?
Nasıl da bu kadar hızlı yapabildi? Ben mi çok basittim yoksa o tam da benim ihtiyacım olan şey miydi? Tüm bu sorularla yaşıyorum işte. Ve bu sadece Oh Sehun konusundaki sorularım. Sanırım ben olarak yaşamak zor, baya zor...
Diğer meselelerime bakacak olursak ise size en yakın arkadaşlarımı hatırlatmak isterim ki ailevi sorunlarımdan bahsetmiyorum bile. Sanmayın ki arkadaşlarımın sorunlarından rahatsız olduğumu ima ediyorum. Asla bunu yapmam. Sadece basit bir insan olarak ben ve benim kendime inşa ettiğim küçücük hayatım böyle çok soru ve sorunla dolu iken ve ben içlerinde böylesine yalpalarken herkesin bu halde olduğunu biliyorum. Herkes hayatında irili ufaklı bir sürü ama bir sürü şeyle baş etmeye çalışıyor. Bazen benim gibi yalpalasalar da çoğunlukla ayaktalar. İnsanlık bu kadar acıyla nasıl baş ediyor anlamıyorum. Nasıl hayatta kalmayı başarabiliyoruz? Nereden geliyor bunca acı? Bu acının temelinde yine şu büyük kötülük mü var yoksa acı, acı mıdır sadece? Acı hissedilmeyi talep ettiği için bir şekilde önümüze çıkıyor mu yoksa bize bu evrendeki kötülüğün bir oyunu mu?
İşte, Baekhyun'un evinde ve Baekhyun'un güzel ışık alan ve beyaz duvarlı güzel odasında kafam sağ kolumun altında onun yumuşacık halısında boylu boyunca yatarken hiç derdim tasam yokmuş gibi bunları düşünüyorum. Yine beynim yokmuş gibi boş boş evreni izlerken odanın tavanına bakarak, zihnimde milyonlarca paragraf başları yapılıyor ve noktalar konuluyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tüm Kaçışlar Kendindendir "hunlay
Fanfiction"İnanmadılar, inanmayacaklar. Kabul et, nereye gidersen git kurtulamayacaksın.Çünkü tüm kaçışlar kendindendir." dedi hafifçe gülümsedi "Tüm kaçışlar kendinedir." 24.10.2017 Tamamlandı. ×hunlay×