Bölüm 30: Unutmak Değil de Hatırlamamak Mümkün

117 13 168
                                    

EXO- Sweat Lies

(Bu şarkı bana yapılmış bir taarruzdur.
No no no baby dont say wanna lier, no no no baby dont say wanna bad guy.)
Benim ideal tipim sizsiniz çocuklar, bana her şey uyar.

Unutmak değil de hatırlamamak mümküm.

Ağzına gelip de diline ulaşmak için seni yakıp yıkan yakut renkli o nefret ve öfke tohumunu yut. Yut ki, seni bir canavara çeviremesin. Onların sana yaptıklarını sen kimseye yapma. Çünkü biliyorsun nasıl da acıtıyor değdiği o nefret tohumları, sonra nasıl da her zerreni tutuşturuyor da seni külleşene kadar yakıyor. Durmadan. Acımadan. Acı vererek. Ara vermeyerek ama hiç.

Sen yakma. Sen yıkma. Çünkü biliyorsun nasıl da ölümü arzulatır yıkık ve yanmış bir virane olmak. Bunu en iyi sen bilirsin.

Sen onlardan olma.

Sen onlardan hiç olmadın.

Yapmam dediğim şeyler aslında gizliden gizliye arzuladığım şeylerdi. Herhangi birine sağlam yumruklar atmak, onu hırpalamak en kötü şekilde, belki durduk yere ve hiç suçu yokken.
İzbe barlarda içmek ve kendimi unutmak.
Bir jiletle kendime birkaç çizik atmak, günün günlüğünü yazmak için. O gün hiç unutulmasın diye.
Bir sigara tutuşturmak, en sevdiğim kitabın üstünde söndürmek.
Hiç tanımadığım insanların dudaklarını öpmek, onlara sormadan.

Bunları istedim, bir pislik gibi. Bunları istemek bile kendimi bir pislik gibi hissettirirdi. Kendime bir de bunları düşünüyorum diye kızardım. Başka işim yokmuş gibi.

Merak etmeyin, hiçbirini yapmadım. Kalbim hiç o kadar uyumadı ya da vicdanım işte.

Mesela ben affetmem de derdim.
Affetmediğim kimseyi sevmem. 
Affetmediğim insanların yüzlerini görmek dahi istemem.

Affetsem de asla aynısı gibi sevemem de derdim.
Eskisi gibi istemem onları.

Oh Sehun'u tamamen unuttum da derdim. Kalbim o an hiç sızlamıyormuş gibi, sırf onu düşündüm diye.

Oh Sehun artık haram bir toprak derdim. Her yerine düşman bayrağı asılı hem de.

O bir düş değil derdim o bir anı değil. O olsa olsa bir yanılgı. Bir serap. Kaybolunca varlığına inandıramadığın kendini bile. Onun sayesinde yaşadığım güzel günler de kendisi gibi bir serap. Hani kendini inandıramadığın için varlığından nefret ettiğin. Ona inandığın için bile kendine kızdığın.

Kendi kendime konuşurdum bunların hepsini.
Anlatmaya yüzüm olmazdı çünkü.

Oh Sehun derdim, ölümcül derdimin tek çaresi olsa ona gitmektense ölürüm. Bir o kalsa bu dünyada hiç düşünmem ona en uzak yere giderim.

Hiç yaklaşmam ona, derdim. Haram bellenmiş bir varlıkçasına kaçarım ondan. Hissederdim ama yasaklanmış her şeye duyulan o derin ve gizli arzunun ensemin kökünde dolaştığını ve sızım sızım sızlayan yerlerime onu elde etmem için fısıldadığını.

Gizli arzularımı hep en derine gömerdim.  Gömdüm de zaten. Mesela hiç bir yabancının dudaklarını destursuzca öpmedim. Desturlu da öpmedim ya neyse. Hiç bir tanıdığın dudaklarını da öpmedim.

Yani yapmadım hiçbirini, anlıyor musunuz.

Geldi yine bozdu her şeyi.
Kendine boyadı bütün duvarlarını içimin  odalarının.

Tüm Kaçışlar Kendindendir  "hunlayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin