Bölüm 10: Pişmanlıksız Yaşa Yaşayacaksan

134 17 37
                                    

Şarkı: EXO- Been Through

Yalvardım. Hiç dizlerim üzerine çökmedim sanıyorsaniz bırakın o düşünceyi. Yanılıyorsunuz. Diz çöktüm ve yalvardım. Ağlayarak hemde. Sarılmak için uzanan kollarım geri itildi. Kaldım öylece. Hiç istenmemenin ne olduğu o zaman anladım.

Bazen kendinizden beklemeyeceginiz şeyler yapmış olabilirsiniz. Gerçekten. Buna inanırım çünkü benim de başıma geldi. Başınız da çok iş varken ve hala tuvaletinizi tutmaya çalışıyorken mesai bitimine on dakika kala en yakın arkadaşınız sizden ufacık bir şey istediğinde ona güzel bir küfür edip onu reddedebilirsiniz, onun kalbini kırabilirsiniz ama siz hiç böyle değilsinizdir, en azından küfür etmeden nazikçe reddedersiniz değil mi? Anlıyorum sizi. Ya da şey de olabilir, anneniz en sevdiğiniz yemeği yapmıştır ve siz o yemeğe teşekkür etmek yerine tuzunun eksik olduğundan bahsedebilirsiniz çünkü okulda öğretmen özenerek yaptığınız ödeve bir kulp bulmuştur ve size beklediğimizden daha düşük puan vermiştir. Anlıyorum sizi. Çünkü böyle şeyler olabilir.

Bazen yapılmayacak yerlerde yapılmayacak şeyler yapmış olabilirsiniz, olabiliriz. Çünkü her şey üst üste gelmiştir ve bu bu kadardır. şöyle sorayım, eğer bir bardak ağzına kadar doluysa ve o bardağa doğru bir su damlası havada süzülerek iniyorsa, o bardağın taşacağını biliriz değil mi? Bardak taşacak ve su dökülecek mecburen, eğer bardak taşarsa suç o son damlada mıdır yoksa ondan önce damlamış olan binlerce damlada mıdır?

Bence bu damlaların damlamasına izin verende de oluyor suç ve yerine göre siz yerine göre de Tanrı oluyor suçlu ama konumuz bu değil? Ya da belki suçlu olan bardaktır?

O son damlada mı suç yoksa ondan önce damlayan binlercesinde mi? Son damla olmak onun kaderiyse onu son damla olmak ile suçlayamayız ama bardağı taşırmak ile suçlayabiliriz pekala, taşırmasaymış bardağı! Ne yapalım yani.
Belki de kaderinde suçlu olmak yazıyordu?

Ya da taşmak ya da taşımak nereden suç oluyordu? Neden illa suçlu biri olmak zorunda? Ama bunlar kimin umurunda?

Bardağın taşmaması gerekiyordu değil mi? Bardağın taşması sorun yaratırdı ve suçun o son damlaya atılması pek de işten değil, normal yani.

Bu yüzden kimse bana Chanyeol denen salağa yumruk attığım için kızmasın. Eğlenceli falan desin hatta herkes. Sarhoş olmasa benim yumruğumla asla yıkılmayacak Chanyeol şuan yerde ve bu çok iyi hissettiriyor. Güçlüymüşüm gibi. Ama tabi bu bir ilüzyon. Eğer sarhoş olmasaydı yıkılmazdı benim tek yumruğumla, eğer sarhoş olmasaydı ona yumruk atmama da izin vermezdi ya o ayrı mesele.

Neyse işte şuan yerde ve şaşkın şaşkın bana bakıyor. Çünkü kapıyı açınca ya Byun amca ya Hwayoung anne ya da Baekhyun'u görmeyi bekliyor olabilir ama ben onlardan biri değilim, herhalde ondan böyle şaşkın.

Yanlış yere geldiğini düşünüyor olabilir. Yanlış yere gelmiş olmasan bile gelerek yanlış yaptın Chanyeol. Yanlış yaptın koçum.

Bana bakıyor bakıyor ve bakıyor. Sonra kapıya, koridora bakıyor.
"Nereye bakıyorsun sen?" diye soruyorum. "Niye bakıyorsun?" diye ekliyorum.

Yerde otururken kollarını geriye atıp bana bakıyor "BaekHyun..." diyor salak gibi. "Yok BaekHyun maekhyun." diyorum. "Ben sana Baekhyun'dan uzak dur demedim mi dün gece? Laftan anlamıyor musun?" diye sorarken omzumda bir el hissediyorum. Baekhyun olması korkusuyla başımı elin sahibine çeviriyorum, Soo olduğunu görünce içime soğuk sular akıyor gibi hissediyorum. Ah Soocuğum iyi ki geldin, diyorum içimden. Şimdi birlik olup Chanyeol denen bu problemden kurtulabiliriz. Oh be!

Soo'ya bakıp gülümsüyorum, canım dostum ne zaman yardıma ihtiyacım olsa geliyor hissedip, ve demin bana poposunu donüp beni dünyasından kovmasinin hiçbir önemi yok şuan. Seviyorum bu güzel yüzlü çocuğu, benden güzel olmasın.

Tüm Kaçışlar Kendindendir  "hunlayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin