Bölüm 14: O Ben Değilim, Biraz Değiştim

156 21 101
                                    

EXO- She's dreaming

O ben değilim, biraz değiştim. O ben değilim, artık değil. O ben değilim, zaman geçti üzerimden ve senin yokluğun. Ama en çok senin yokluğun. Değeri bilinmeyen satırlar boyunca seni aradım. Seni aradığım tüm o zaman üstümden geçti, ama en çok senin yokluğun. Şeklimi değiştirdi üstümden geçen zaman ve senin yokluğun. Kemiklerim kırıldı, ufalandım. Duydun mu? Ufalandım. İnceldim. Ama asla yeterli gelmedi çektiklerim, bana bu acıyı çektirenlere. Sen hiç görmedin, hiç duymadın da, canımı en çok acıtan da tüm bu acıların içinde yapayalnız olduğumu bilmem ve tüm derinliklerimde bunu hissetmemdi, ruhumun ve kalbimin derinliklerinde.

KyungSoo odamdan çıktıktan sonra uzun süre Oh Sehun'um ile birlikte öylece karanlığı izledik.

Karanlığı ne kadar çok sevdiğimi hele de o yanımda olunca daha da sevdiğimi düşündüm. 

Bana ,biz buraya senin hikayeni dinlemeye geldik ama sen hep başkalarının hikayesini anlatıyorsun falan diyebilirsiniz. Hakkınız var.

Ama bir sebebim var bunun için. Bir bahane değil, bir sebep.

O sebep size anlattığım ve anlatamadığım şeylerin bir sonucu. Beni üzüyor biraz böyle olması, inanın beni üzüyor.

Ama bilirsiniz, insan seneler boyunca alıştığı şeylerden hızla sıyrılamaz. Seneler boyunca dövülerek şekillenen bir kılıçtan, bir gecede yemek bıçağına dönüşmesini beklemek gibi olur bir insanın alışmış olduğu şeyleri bırakmasını beklemek bir gecede.

Evet bunu yapmamı siz istemediniz. Ben kendim teklif ettim size benim hayat hikayemi dinlemenizi.
Ama susmaya alışkın olan dilim çözülmüyor benim kararımla. Size anlatmak istiyorum. Çok istiyorum. Söylediklerim söylemek istediklerimin yüzde biri bile değil. Söylemek istiyorum ama söylemeye varmıyor dilim. Canımı nasıl da acıtıyor bir bilseniz.

Beni dinleyin istiyorum. 
Ama susuyorum. 

Buna bile gücüm yetmiyor.
Çaresizliğim ve içinde bulunduğum içsel sefalet benim kırılan ve ufalanan tüm parçalarım bir elekten eleniyormuş gibi hissettiriyor. Eleniyorum ve elekten geçecek kadar  küçük olan tüm parçalarım dağılıyor benim bilmediğim yerlere. Dağılıyorum. Her parçam ayrı bir yere yitip gidiyor.

Ve işin acı tarafı o parçalarım birer tohum değil. Gittikleri yerde toprağa tutunup yeni bir yaşam oluşturamayacaklar. Benim bir parçam olarak yeniden hayata tutunamayacaklar.

Benim bilmediğim yerlere dağılan parçalarım yok olacaklar. Yok olmak üzere gidiyorlar. Vardıkları yer onların yeni hayatları değil, mezarları olacak. Kimsenin onları hatırlamadığı, arkalarından yas tutmadığı birer mezar olacaklar. Yerden yüksekliği ya da mezar taşı olmayan mezarlar, önünden geçerken belli olmayan mezarlar.

Elekte kalan parçalarıma ne olacak bilmiyorum bile. Yeni bir ben oluşturmaya yetecek kadar varlar mı onu bile bilmiyorum.

Dağılıyorum.

Dağılmadan önce anlatmak istiyorum.

Aklım karışık görüyorsunuz. Durun gitmeyin! Anlatmam lazım. Birinin bana hak vermesi lazım.

Sanki ben ne yaparsam yapayım, sonuç değişmeyecekmiş gibi hissediyorum. Yaptıklarım taktir edilmeyecek ve sevilmeyecek gibi. Başkaları benim yaptıklarımı yapınca kapılar onlara açılıyor ama bana hiçbir şey vaat etmiyor yaptıklarım gibi geliyor.

Bu yüzden anlatmak istedim. En azından biri beni bilsin istedim. Bir beni, benden duysun istedim.

Ama dilim dönmüyor.

Tüm Kaçışlar Kendindendir  "hunlayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin