Bölüm 25: Unutmak Anlık Bir İllüzyondur

104 15 74
                                    

Öneriler:
Coldplay- Fly On
Cem Adrian & Pamela Spencer- Anladım 
RagnBone Man- Skin

Kyungsoo'dan;

Unutmak anlık bir illüzyondur.
Sahiden diyorum. Kulak ver söylediğime.
Unutmak diye bir şeyin olmadığını zaten söylemiş bizden önce doğanlar. Demişler ki "Gitmek sadece bir eylemdir. Unutmak ise koskoca bir devrim."
Bizim bugün unutmak dediğimiz şey ancak, unuttuğumuzu iddia ettiğimiz şeylerin açtığı yaraları taşıyabilecek hale gelmek kanaatimce. Hem unutsan, gerçekten unutsan, neyi unuttuğunu bilmemiş olman gerekmez mi?
Hem bilmem ki, yüzünü bir kez olsun güldürmüş biri unutulmayı ne kadar hak eder?
İyi yönünden mi bakıyorum?
Ama unutmadım. Unutmadım anne. Ne seni, ne babamı, ne tuttuğun, ne tutmadığın ve daha tutamadığın hiçbir sözü unutmadım. Hepsini tutmanı bekliyorum hala. Beni tutmanı beklediğim gibi. Sırf bu yüzden gidemezsin şimdi. Hiçbir yere gitmene müsade edemem.

Güvendiğim ancak tanımadığım bir insan şöyle demiş: "Nerede değilsem orada mutlu olacakmışım gibi gelir."
Bunu diyen kişi bir şair. Ondan ona olan bu güvenim. Ve onu tanımıyorum.

Tanıdığın birine güvenmek zordur. En zorudur kanaatimce.

Charles Baudelaire bu adam, hayat hikayesinin pek de parlak olduğunu da söyleyemem. Mutsuz bir adammış duyduğuma göre. Neyse yalnız ve bohem bu adamın bu satırı beni şu an ilgilendiren şey. Adam diyor ki: "Nerede değilsem orada mutlu olacakmışım gibi gelir."

Nedense sadece doğruları söylermiş gibime geliyor bu adam. Çünkü pek de kaybedecek bir şeyi olmayan biri. Kimse için kendi doğrularını çarpıtacak bir adam değil.

Ben buna inanıyorum. Ne olur biri bozmasın beni.

O adam az önce söylediğim sözüyle her şeyi anlatıyor. Bir şey bırakmıyor bana. İstiyorum ki, kalemim ya da dilim bir kez olsun böyle doğru bir cümle verebilsin insanlara.

Neyse, adamın söylediği şeye inandığımdan mıdır bu kadar gitmek istemem?
Elime kalem alacak olsam da bir şey yazmak istesem yazmak istediğim ilk kelime 'kaçmak' oluyor.
Bu istek tasarlanmış bir şey gibi değil bir dürtü gibi ele geçiriyor beni kuvvetlice. İhtiyaç gibi yazıyorum o benim için ulaşılmaz kelimeyi.

Kaçmak.

Ne ihtişamlı.

Keşke biraz olsun cesur olsaydım. Gözüm sahiden kararsaydı. O zaman kaçabilirdim. Daha ucuzuna kaçarsam ise gidedebilirdim.

Tek adım bile atamadım. Tek bir adım bile.
Bir ağaç gibi durdum da durdum, yerimden bir santim bile kıpırdamadan. Bazen an geldi sandım ki, ufacık bir rüzgar esse, çat diye düşerim. Biter bu zavallılık.

Yanıldım.

Ne rüzgarlar esti, ne fırtınalar geldi başıma da çarpıştım onlarla bir bir.
Beni yerle bir ederler ümidiyle gittim meydanlara.
Hiçbiri yıkamadı beni. Köklerimi yapıştırdığım, beni içten içe çürütse de beni yaşatan topraktan kopartıp atarlar, fırlatırlar beni sandım.

Olmadı.

Kaldım yine ayakta. Hayatta kaldım her şeye rağmen. Tek bir ziyaretçim yoktu mahkum gibi durduğum şu ormanda. Yine de bir yerlere gidemedim. Köklerim salmadı beni. Yoksa ben onları bahane mi ettim?

Tüm Kaçışlar Kendindendir  "hunlayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin