Bölüm 22: Bir Derdim Var Bin Dermana Değişmem

142 17 180
                                    

Aklıma bir şeyler gelmiyor. Her an binlerce düşüncenin saldırısı altında olsam da biri de diğerlerinin önüne çıkıp bana bir şeyler anlatmıyor. Sanki benim beynimde yeşeren ve benim beynimde doğan bu düşünceler benden başka bir dil konuşuyorlar. Benim hiç bilmediğim bir dil. Benim hiç duymadığım bu dilde binlerce düşünce konuşuyor ve ben hiçbirini anlayamıyorum. Aklıma bir şey gelmiyor. Ağzımdan çıkacak bir söz olsun birine umut olsun istiyorum. Benim sözümle içleri biraz olsun serinlesin istiyorum. Diyecek tek bir şey bulamıyorum. Aklıma bir şey gelmiyor. Önca düşünce arasından biri de süzülüp bana destek olmuyor, hepsi sırtımda yük olmaya devam ediyorlar ve ben sadece onları taşımaya çalışıyorum. Aklıma bir şey gelmiyor ancak aklım bir savaş yeri. Karmakarışık her yer, benim gibi.

Bilim der ki buharlaşma sıvının sadece yüzeyinde meydana gelirken, kaynama sıvının her noktasında olur. Kaynama esnasında sıvının her bir noktası aynı enerjiye sahiptir ve her yer kaynar. Bir noktanın çıkıp da kaynamak istemiyorum ben diyebilme lüksü yoktur.

Eğer o tenceredeysen kaynarsın başka seçeneğin yoktur yani.

Tenceredeyim.
Soo'da, Baekhyun'da, Chanyeol'de, Sehun'da, Jongin'de tencerede.

Ve tencerenin sıcaklığı çoktan kaynama noktasını aştı. Kapağımız kapalı ve içerdeki hava her saniye biraz daha ısınıyor, bu yüzden de içerdeki basınç artıkça artıyor. Hepimiz kaynıyoruz. Birimiz de çıkıp ben kaynamak istemiyorum artık diyemiyor, kurallara aykırı çünkü.

Kaynıyoruz. Kimseden ses çıkmıyor. Herkes durumun farkında, kaynadığımızın yani. Kimse bir şey demiyor ve çoktan olacak olanların gerçekleşmesini beklemeye başladık.

Kaynıyoruz ve içinde bulunduğumuz durum bizleri her saniye daha büyük bir basınçla başa çıkmak durumunda bırakıyor. Nefes alamıyoruz çoktandır. Ama şikayet etme lüksümüz bile yok. Geriye dönüşün mümkün olmadığını biliyoruz. Şuan sadece basıncın daha fazla artmamasını istiyoruz. Ancak ocak açık ve tencereyi alevlerine boğmaktan çekinmiyor, tencerenin kapağı kapalı ve basınç sürekli artıyor. Nasıl anlatabilirim ki nasıl hissettirdiğini?

Kaynıyorum, düşünelim ki ben bir havucum ve kaynıyorum. Kaynadıkça, formum farklılaşıyor, yumuşuyorum. Bu iyi mi kötü mü? Olgunlaşmak mı nedir buna hayat akışında?

Sorular, sorular, sorular yine.

Chanyeol, "Benimle yeniden tanışmak ister misin?" diye sordu az önce Baekhyun'a. Ama kimseden ses çıkmadı hala. Soo'nun telefonu artık titremiyor ve Jongin-Soo ikilisinin dikkati oradan ayrıldı.

Chanyeol son umudunu gözlerine yakmış bekliyor.
Baekhyun nefesini tutuyor sanırım hala. Çünkü bedeninin herhangi bir yerinde hiçbir hareketlilik yok.
Chanyeol o bir şey söylemeden başka bir şey söylemeyecek gibi duruyor.

Durup bekliyoruz hepimiz. Baekhyun'da bekliyor. Neyi bekliyor bilmiyorum. Gözleri artık kocaman açılmış değil. Tam karşısında olmadığımdan bakışlarını net olarak göremiyorum. Ancak duruşu haksız bir yenilgiyi taşımıyor sanki artık.

Omuzları hala düşük olsa da bir hafta öncesindeki eziliyormuş hissiyatı vermiyor dışardan bakan gözlere. Bakışlarının odağında bir tek Chanyeol var. Neler anlatılıyor o kaçamak olmayan ve saklama gereği duyulmayan bakışmada bilmek istiyorum.

Tüm Kaçışlar Kendindendir  "hunlayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin