15. Savaş

3.3K 151 39
                                    

Bu bölüm 3. tekil kişi tarafından aktarılmıştıe. Diğer bölümlerde normala dönecek.

Multimedia: Savaş.

Kar tüm hiddetiyle yağmaya devam ediyordu. Ormana yukarıdan bakacak olursak bembeyaz bir zemin üzerinde durmuş küçük bir karartı ve büyük bir karartı vardı. Küçük karartı: Ethan, Carrie ve kurtlar, büyük karartı; John, vampirler ve cadılar.

Ethan neler olacağını kestirmeye çalışıyordu. Yeteneklerini kullanabilirdi ama bu sadece cadıları öldürmeye yarayacaktı. Vampir hiç ölmeyecekse, bu savaş nasıl bitecekti? Aklındaki sorulardan kurtulmaya çalışırken Carrie'ye baktı. Bütük ihtişamıyla dimdik duran bir genç kız. Kendinden emin görünüyordu. Ama Kit korkmuştu, Billy'e bir şey olacağından korkuyordu. Aşk böyle bir şeydi. Kendinden önce onu düşünmek. Kurtların yüzünde hiçbir ifade yoktu. Ethan onların sinyallerle konuştuklarını düşündü. Keşke cadılarda böyle bir şey yapabilseydi. Düşünce okumayı düşündü ama insanların özeline saygı göstermesi gerekiyordu. Ethan bir mucize bekliyordu, mucize.

"Demek geldiniz!" dedi bir kadın. Ethan onun zihnini okumaya çalıştı, o geleceği gören karanlık cadıydı. İlk ondan başlıyacaktı.

"Ne bekliyordun?" diye üsteledi Carrie.

"Bayanlar, bayanlar..." diye yüzünde pis bir sırıtmayla araya girdi John. "Öfkenizi ilerleyen zamanlara harcayın."

"Kapa çeneni!" diye gürledi Ethan.

"Sen kim olduğunu sanı..." dedi kadın.

"Orda bekle Amelia bırak istedikleri kadar konuşsunlar. Sonuç şu an da zaten belli değil mi?" dedi John.

"Kendine çok güveniyorsun değil mi?"

"Kendime değil, hepimize." diyerek eliyle orduyu gösterdi John. O sırada kar bir anda yavaşladı, ardından tamamen durdu. Kar tutmuştu ne yazık ki. Ama bu onları zorluyacak türden değildi. Ethan yara almamaya çalışacaktı. Eğer yaralanırsa kanayacak bu da vampirlerin gözünü döndürecekti.

Birdenbire bir rüzgar koptu ve ormanın içinden iki kadın çıktı ve Ethanlar'ın olduğu yere geçti. Ethan onları tanımıyordu ama kadınlar tanıyor gibi görünüyordu. Birden Ethan'a gülümsedi. O ise şaşkın şaşkın bakmaya devam etti.

"Sizde kimsiniz? Yoksa yeni müteffik mi! Aaaa, şimdi çok güçlendiniz!'' dedi ve kahkahalarla güldü John. Ethan ona alayla baktı.

"Bu kızkardeşim Emily ve ben Tracey. Biz aydınlık cadılarız. Laneti biliyorduk ama hiç karanlık cadı tanımıyorduk. Bu gençlerin laneti kaldırdığını duyduk ve onlara karşı savaş açılacağından emindik. Bu yüzden yardım etmek için buradayız."

"Peki bu size yardımcı olacak mı? Tabii ki de hayır!" Ethan artık John'un alaylarına dayanamıyordu. Onun gırtlağını sıkıp kafasını ayırmak istiyordu.

"Evet belki iki kişi olmaz ama iki kişinin yeteneği olabilir."

"Yetenek mi?" dedi Ethan.

"Evet, yetenek." dedi Tracey.

"Ne yeteneği peki sevgili Tracey?" dedi John.

"İşte bu yetenek." dedi ve iki kadın ellerini havaya kaldırarak Ethan'ın anlamadığı şeyler söylediler ve ellerini düşman orduya yönelttiler.

"Şimdi daha adil oldu."

"Ne demek istiyorsun?" dedi John.

"Bir vampiri öne çıkar!"

"Bunu neden yapayım?"

"Sorunun cevabını alabilmek için." John tereddütte kaldı ama dediğini yaptı. Arkasına döndü ve bir adama gel işareti yaptı ve adam onu dinleyip öne çıktı. Tracey adamın yanına gitti. Biraz bekledikten sonra elini adamın göğsüne soktu. Biraz daha elini ileri itip çektiğinde Ethan şok oldu. Çünkü Tracey adamın kalbini sökmüştü. John hayretle izliyordu ama Ethan adamın dirileceğini biliyordu.

Cadının LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin