Cadının Laneti.

1.9K 66 47
                                    

40. Bölüm

Final.

*

Not: Pentagram : Cadıların ayin yapmak için durdukları diziliş şekilleri. Çember içindeki yıldızın beş köşesinin isimlendirilmiş hali.

*

"Her şeyin bir sonu vardır ve şuna inanın; mutlu sonların nesli tükenecek."

Koşmak.

Lindsey ile o an aklımıza gelen tek şey koşmak oldu. Canımızı dişimize takıp kasabadan hızlı Lindsey'in evine doğru koştuk. Ama şunu biliyorduk, arkamızdalardı, geliyorlardı.

Sonumuz kaçınılmaz olmuştu.

"Bu da neyin nesi böyle?" diye bağırdı nefeslerinin arasında koşarken Lindsey.

"Savaştan firar etmişler." diye seslendim. Ciğerlerim sıkışmış ve nefes almakta zorlanıyordum.

"Ethan hızlan!" diye bağırdı Lindsey ama daha fazlasını yapamadım ve yere yığıldım. Kafamı yere sertçe çarpmıştım, gözlerim bulanıklaşırken Lindsey'in yere çöküşünü ve beni sarsmasını hissettim.

"Ethan!" diye soruyordu. "Kalk!"

Fakat gücümün sonuna gelmiştim.

"Ethan lütfen kalk."

Dediğini yapamadım ve en son yaptığım şey gözlerimi kapatmak oldu. Ve sonrası siyah. Ve galiz bir şekilde taşınışım.

Sürüklendiğimi hatırlıyorum.

Canım acıyordu ve dinmek bilmiyordu. Ara sıra gözlerim aralanıyor ve etrafı gözlüyordu. Tanıyamadığım sesler kulağımı tırmalıyordu. Doğrulmaya çalışıyordum ama hem yorgundum, hem de sürüklenmeye devam ediyordum.

O sırada zihnimde bir şeyler yankılanmaya başladı. Kendime ait olmayan bir ses aklımda şu ismi söylüyordu:

Blake Harper.

Gözlerimi yavaşça açınca artık durduğumu fark ettim. Nerede olduğumu bilmiyordum. Kalkıp etrafı araştıramayacak kadar yorgundum.

Ama kendimi zorlamam gerektiğinin farkındaydım.

Olduğum yerde doğruldum ve etrafa baktım. Ormanda oturuyordum ve uzaktaki ağaçlar yanıyordu; sanki havadan fişekler atılmış ve kıvılcımları alev almış gibiydi. Ateşin sıcaklığı yanıma ulaşınca olduğum yere sindim ve kendimi ayağa kalkmaya zorladım.

İlk adımı attığımda alev en yakınımdaki ağaca sıçradı ve iki adım geriledim. Etraf duman ve isle kaplanmış bir haldeyken önümden iki kişi geçti.

Olduğum yerde sıçrayınca hemen nereye gittiklerine baktım. Aramızda on metre var ya da yoktu, biri kız diğeri erkekti ve etrafı kolaçan ediyorlardı.

Erkek olan bağırmaya başladı.

"Audrey," dedi. "Nereye gitti?"

"Görmedim." dedi Audrey. "Yakalamamız imkansız hale geldi."

"Pes mi ediyorsun?" diye çıkıştı erkek. "Şimdi mi?"

"Peki ne yapmamı bekliyorsun?" dedi Audrey. "O bir cadı. Gücümüz ona yeter mi?"

Cadı.

Konuşma anında dikkatimi çekti.

"Farkındayım," dedi erkek. "Ama yapmamız gerek. Yoksa elimizde olan tek kanıtı da yok ederiz Audrey, lütfen."

Cadının LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin