38. Ölene Kadar

1.7K 72 26
                                    

Son üç bölüm.

Final sonrası yeni bir hikaye.

*
Kafes aşağı doğru indikçe Carrie ile birbirimize daha da sokulduk. Sıcaklık dayanılmaz hale gelsede yapacağımız tek şey buydu. Bu hayatta kan bağım olan son kişiyle vedalaşmak.

"Seni seviyorum Ethan," dedi Carrie. Gözünden bir damla yaş aktı.

"Bende seni, hemde çok."

"Başına gelenlerin sorumlusu olduğum için özür diliyorum. Lütfen, affet."

"Sakın böyle konuşma, bu senin değil lanetin suçu."

Kafes bir kez daha aşağı düşünce ikimizde derin nefesler aldık. Etrafa sıçrayan alevler kafese değmek üzereydi.

Sonumuz geliyordu ve çok ama çok yakın bir zamanda gelecekti.

LİNDSEY'İN ANLATIMI

BİR GÜN ÖNCE

ALABAMA/PRATTVİLLE

Dün mektubun iletildiği haberini aldıktan sonra hemen yola çıktım.

Annem kararımı anlayışla karşılamıştı ve tek başıma Alabama'ya gitmeme razı olmuştu. O ve Lisbeth güvende olacaklardı, sanırım.

Yolu yarıladığım zaman küçük bir kulübeye girip su sayın alarak dinlenmiştim. Kaldığım yerden devam etme zamanı geldiğinde derin bir nefes aldım ve kulübeden çıkıp Alabama yollarına düştüm.

Ertesi gün varmıştım.

Geceyi insanların seyahat ederken kaldıkları yerde geçirmiştim. Evden çıkmadan önce yanıma para almıştım ki işe yarıyordu. İçimde büyük bir endişe ve aklımda tonlarca soru işareti vardı. Kalbimde de son kırıntıları kaybolan umutlar.

Akşam saat dokuza yaklaşırken ılık bir duş alıp kurulandım ve gece kıyafetlerimi giyip şömineye birkaç odun daha ekledim. İçim rahat uyumayacaktım. Bundan emindim.

Gaz lambasına kuvvetli bir şekilde üfleyerek dönmesine neden oldum ve ılık odada ki buz gibi yatağa girdim. Ateşin sıcağı henüz yayılırken titremeye başladım. Ekim ayındaydık, soğuk olması doğaldı.

Ve bedele sayılı gün vardı.

İçimi derin bir hasret ve hüzün kaplarken gözlerimi yumdum ve uykuya dalmak için aklımdan gelen her şeyi yaptım ama beni uyutan yorgunluğum olmuştu. Uyandığımda ise şafak henüz sökmüş ve bana "Gitme vakti," diye fısıldıyordu.

Üstümü değiştirip hızlı bir şekilde kahvaltımı yaptım ve yanıma bir çanta içinde yemek ve erzak hazırladım. Hızlı bir şekilde konaklama parasını ödedim ve yola kaldığım yerden devam ettiö. Kan vadisine gitmek için önümde bir haftalık süre vardı, ne yazık ki.

Derin bir nefes aldım ve yola koyuldum.

İlerlediğim yerlerde ortamın sıcaklığı veya başka etkenler değiştikçe durdum. Arada sırada erzaklardan birkaç lokma aldım ve birkaç yudum su içip yürümeye devam ettim. Önümde çöl, çölün ardında orman ve ormanın ardında Prattville vardı.

Kısacası işim zordu.

Prattville'ye vardığımda hava çoktan kararmıştı. Yine konaklama yerlerinden birine gitmem lazımdı ama cadı olayından sonra Prattville de hiç konaklama yeri kaldı mı bilmiyorduk ve en kısa sürede öğrenmem gerekiyordu.

Kasabanın merkezinde dolaşan sadece birkaç kişi vardı. Evlerde karanlık hakimiyetti ve sokakları genel olarak ay ışığı aydınlatıyordu. Etrafta rastgele birini durdurdum.

Cadının LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin