23. Sihirbazın Çırağı

1.9K 123 15
                                    


Yağmur damlaları camlara çarpıp arkasında iz bırakarak aşağı iniyordu.

Aklımda sürekli şu cümle yankılanıyordu: "Onlar yaşıyor!" Tiyatro merkezinden çıkmış ve arabama binip oturuyordum. Geceyi burada geçirecektim. Ardından diğer geceleri. Peki onlar yaşıyorsa, ne yapıyorlardı? Kaçmış ya da yakalanmış olabilirler miydi? Peki bu zamana gelecekler miydi? Aklımdaki soruları bir kenara bıraktım ve arabadan inmeden arka koltuğa geçtim ve kapıları kilitledim. Sürücü koltuğunu ve yanındaki koltuğu öne çekip daha geniş bir alan hazırladım ve birkaç tişörtümü cama sıkıştırdım çünkü sabah insanların beni izlemesini istemiyordum. Yağmur sesleri arasında inanılmaz rahatsız bir yerde uyumaya başladım.

Genelde normal insanlar sabahları içeriye gün ışığının girmesinden dolayı, bir rüya gördükten ya da aç olduğu için uyanır. Ama şu andan itibaren kesinlikle normal olmadığımı anladım. Çünkü şu an arabanın camına yumruklar, kapıya ise tekmeler iniyordu. Sıçrıyarak uyandım ve doğrulup gözlerimi ovuşturdum. Her yerim ağrıyordu ama oraya sonra dönecektim. Cama sıkıştırılmış olan tişörtümü çekip çıkardım. İnsanlar genelde böyle anlarda büyük bir şaşkınlık ve sevinç yaşar. Ama benimki sadece şaşkınlık ve panik olmuştu. Arabanın kilidi açtım ve aşağı indim.

"Carrie?" Boynuna sarılmak için bir hamle yaptım ama beni geri itti.

"Evet ya Carrie."

"Ne? Ne oluyor?"

"Ne mi oluyor? Bunu sen mi bana soruyorsun?"

"Aaa... Evet."

"Ne olduğunu anlatayım Ethan. Sen ve o küçük fahişe kaçtıktan sonra ne olduğunu anlatıyorum. Tüm şehir peşimizdeydi ve bizi öldüreceklerdi! Evimizi taşladılar, içeri girmek istediler ve koskoca ev iki dakika içinde yanıp kül oldu! Billy ile kaçmayı başarmıştık ama aksilik gider mi? Billy'i kurt ısırdı."

"Ne?"

"Tabii ya. Sadece 'Ne?' dersin. O şu an bu lanet olası zamandaki evimizde can cekişiyor ve ölmek üzere. Ama ondan önce hala ne olduğunu merak ediyorsan anlatayım. Billy'i sadece sevdiği kişinin kanı kurtarabilirmiş."

"O öpücük değil miydi?"

"Ben de öyle dedim ama değilmiş. Her neyse, o Kit denilen yaratığı bulup kanını süzmek için nasıl geleceğe gideriz diye düşünürken insanlar beni gördü ve yakalayıp bir yere hapsettiler. Ve o hapsettikleri yerde benim dışımda yirmi yakalanan cadı vardı, biriside Tracey'di. Zaten ihtiyacım olan büyü kitabını da o verdi. Ve şimdi ne yapıyorlar bilmiyorum. Ya da yaşıyorlar mı."

''Ama bu katliam!"

"Evet öyle ve hepsi senin suçun!"

"Benim mi?"

"Evet senin! Eğer sen ölseydin bu kadar kişi ölmezdi."

"Ölmemi mi istiyorsun yani?"

"İstiyordum Ethan. O insanlar ölmeden önce."

"Demek öyle."

"Evet öyle."

"Peki öyle olsun! Aslında şu an bunu sormam uygunsuz olur ama sen beni nasıl buldun?"

"Yıl 2014. İnsanların yerini bulan cihazlar var." Duyduklarım karşısında şok olmuştum. Bu şeyler nasıl olmuştu? Aslında Carrie haklıydı, bunlar benim yüzümdendi. En yakın arkadaşım ölüm pençesindeydi, kardeşim ise düşman olmuştu.

Peki şimdi ne olacak?

"Peki şimdi ne olucak?" dedim düşündüklerimi yüzüne vurarak.

"Kit'i bulmamız gerek."

Cadının LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin