Ah bu bölüm biraz kısa oldu, ama ben yazarken keyif aldım 😊
Aslında biraz yorum ve fikir fena olmazdı ama kimse fikrini söylemiyor, azıcık içerlemiyor değilim 😞Umarım keyifle okursunuz📖📚
Jimin
Anlamadığım şekilde kalbim hızlanırken bana hediye ettiği öpücüğün şokunu halen üzerinden atamamıştım.
Hediyesini araştırmış hatta abartıp satın aldığı yeri ziyaret ederek hikayesin sahibinden dinlemiştim. Tabi yanımda Namjoon Hyung'n olması benim için büyük bir avantaj olmuştu.
Anlamının bu kadar büyük olduğu bir hediyeyeyi bana vermesi beni fazla etkilemiş, aynı zamanda da, değişik hissetmeme sebep olmuştu. Ve şu anda bana verdiği öpücük ise benim kafamı karıştırırken, o derinleşmesine izin vermeden benden uzaklaştı.
"Üzgüm benimde emin olmam gerekiyordu."
Benim emin olmam gereken şey gözlerinde kaybolduğum gerçeğiyken, onun emin olması gereken şey neydi anlayamıyordum. Ayrıca öpücüğünden önce söylediği şeyleri yada bana bakışlarını da anlayamıyorum.
"Emin olman gereken şey neydi?" Derken benden uzaklaşmasını umursamadım ancak kendimide boşlukta hissediyor olmam bir garipti. Hem neden o çocukla ilişkilerinin arkadaşlığın dışında olmadığını öğrendiğimde rahatlamıştım ki.
"Üzgünüm, be-benim hava almam gerekli." Kekeleyerek söylediği şeyin devamında cevabımı beklemeden kapıdan çıkıp gitti.
"Bana o öpücüğü vermemeliydin!" Sinirle söylenirken, aklıma gelen şeyle daha çok sinirlendim. Beni öptüğü sırada gözlerimi kapatmış ve onu kendime çekmiştim. Belkide bu yüzden hava almaya gitme ihtiyacı duymuştu.
Aradan geçen bir kaç dakika içerisinde merakım ağır bastığı için çantama sıkıştırdığım maskemi alarak peşinden gitmeye karar verdim. Yol bilmiyordum ve tanınma ihtimalinide göze alamazdım ancak endişeleniyor olmam, peşinden gitmem gerektiğini söylüyordu. Ayakkabılarımı giyerek geldiğimiz asansöre ilerledim ve giriş kat olduğunu düşündüğün (0) butonuna basarak aşağı indim.
Asansörden indikten sonra yaklaşık bir yirmi adınlık mesafeyi aştığım esnada kapıda ayakkabısız şekilde oturduğunu gördüm ve benden önce yanına varan bir adamı.
Koreli olduğunu düşündüğüm adam tam karşısına, dizlerinin üzerine çöktüğünde Salang'n ağlamaklı sesini duydum.
"Sanbea.."
"Tanrım.. Seni sonunda buldum."
Salang oturduğu yerde sabit şekilde karşısındaki adama bakıyordu. Bir süre cevap vermemesi üzerine adam devam etti.
"Seni çok aradım Sade, gerçekten çok aradım."
"Aramamalıydın!!" Salang'ın seni birden yükselince kendime geldim. Aslında amacım onları dinlemek falan değildi ama bir an yerimden haraket edemeyince kulak misafiri olmuştum konuşmalarının bir kısmına.
Gitmek için haraketlendiğimde Salang'ın sesini tekrardan duydum.
"Sakın.. Sakın bir daha bana o isimle seslenme." Ayağa kalktığını gördüğümde gitmek yerine bekledim. Belki bana ihtiyacı olabilirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Tanecikleri | PJM
Fanfiction"Ben sanırım ilk defa böyle hissediyorum. İlk defa birinin gözlerine baktığımda kayboluyorum. Hemde ezbere bildiğim o gözlerde kayboluyorum." -PJM