Öncelikle Selam. 🙋🏻♀️🙋🏻♀️Bu bölüm sanırım hikayenin en uzun bölümü oldu çünkü uzun bir süre bölüm atamayacağım. Atamayacak olmamın sebebi ise diğer bölümlerde düzenleme yapacak olmam ve Bonus bölümü olucak olan Aşk Tanecikleri Paris'i yazmaya başlayacak olmam💃🏻. Zaten çalıştığım için sık sık yazamıyor, bu sebeblede bölümleri hep geç atıyordum😢. Birde bu bölümü yazmak için kırk takla falam attım galiba. Bazen molalarımda bazen ise yollarda eve gidip gelirken yazdım. Ah birde kimse bilmediği için yazdığımı, kaçak göçek yazmalarımda var tabi. 😂
Bu bölüm uzun olduğu için sıkılmamanızı umuyor ve o değerli parmakcıklarınızdan birazcık yorum, birazcıkta oylama yapmanızı istiyorum. Yani taklalarım için oylasanız bile yeter.♥️♥️
Bölüm ilerlerken biraz saçmalamış olabilirim. O yüzden çok şey yapmayın ve beni yargılamayın.🤗
Bazen Wattpad'de acayip hikayelere denk gelebiliyor ve farkında olmadan 10-15 bölüm okumuş bulunuyorum. Sonrada beni böyle garip bir şekilde etkilemiş oluyor. 🤦🏻♀️Öpüldünüz sevgili okurlarım.💋💋
İyi okumalar. 📚☕️
____________________________
Gözlerimi açtığımda, bir ağacın altında yatıyordum. Ne ara buraya geldiğimi anlayamasamda çim kokusu biraz huzur ile dolmamı sağlamıştı.
Elimi kaldırıp, ağaç yaprakları arasından gözüme giren güneş ışığını engellemeye çalıştım ve o sırada yattığım yerden doğrulmaya başladım. Köşedeki pembe salıncak ve hemen yanında kendi kendine sallanan beyaz atı görmemle, eski evimizin huzur dolu bahçesinde olduğumu anlamam pek uzun sürmemişti.
Ayağa kalkarken yüzüme yerleşen gülümseme, duyduğum çocuk ağlama sesi ile dağılırken kafamı eski evimize çevirdim. Sahi hiç değişmemişti. Müstakil olan evimizin halen dış cephesi mavi renge boyalıydı ve sarmaşıklar ile kaplıydı. Ağlama sesi ile bakışlarımı keserek, eve doğru hızlı bir şekilde yürümeye başladım. Kapısı açık olan evimizin içerisi farklı gibi görünüyordu.
Kapıyı iterek adımlarımı içeri yönlendirdiğimde, gözlerim yerdeki halılara takıldı. Eski görünüyorlardı. İçerisinin havasıda çok eski görünüyor, burnuma toz tanecikleri hucum ediyor gibiydi. Girişin hemen sağında kalan ayakkabılığımızın kapatları kırık, üzerindeki ayna çatlamıştı.
Holde ilerledikçe sağda kalan odamda gözlerimi gözdirdim. Tozlanmış ve eşyalar kırık dökük görünüyordu. Oyuncaklarımın ise çoğu eskimiş ve kırıktı. İlerledikçe solda kalan oturma odasından önce hemen odamın yanındaki annemlerin yatak odasına baktım. Tıpkı benim odam gibi tozlu ve eşyaları yıkık döküktü.
Ağlama sesini yeniden duymam ile bakışlarımı oturma odasına yönlendirdim ve ürkekçe içeriye girdim. İçeride üç kişi ayakta dikiliyordu. 4 yaşlarında ufak bir kız çocuğu ile hamile bir kadın karşısındaki adama odaklanmıştı. Bakışlarımı çocuğa yönlendirdim. Elindeki oyuncak ayı gayet temiz ve sağlam görünsede hemen kalbinin olduğu kısımdan sökülmüş durumdaydı. Ayıcığı inceledikçe, benim taşınırken kaybettiğim ayıcığım olan şirin olduğunu anlamıştım. Her ne kadar almak istesemde çocuk ayıcığa o kadar sıkı sarılıyor ve ağlıyordu ki, onda kalmasının daha iyi olacağına karar vermiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Tanecikleri | PJM
Fanfiction"Ben sanırım ilk defa böyle hissediyorum. İlk defa birinin gözlerine baktığımda kayboluyorum. Hemde ezbere bildiğim o gözlerde kayboluyorum." -PJM