2.4

772 82 37
                                    


Uzun bir aradan sonra geri geldim 🙈
Biraz tatil yapıyordum o yüzden bölüm yazıp paylamadım üzgünüm, ama artık buralardayım.😍

Bu arada geçmişte olsa bayramınız kutlu olsun 🙏🏻

O zaman başlayalım.
📚Keyifli okumalar ☕️🍪

________________________________

Ayaklarımı sürüyerek havaalanında ilerlerken, Can'ın geliyor olmasına o kadar mutluydum ki bu, uzun süredir yaşadığım en güzel şeylerden biriydi.

Hayatımda herşey normal gibi görünsede bir yerden sonra tıkanıyordum.

Annemler geleli bir süre oluyordu ve o sürede bir çok olay yaşamıştım.

Got7 ile olan çekinleri bitirmiştik mesela, ve yeni bir reklamın üzerinde çalışmaya başlamıştım. BTS Love Yourself-ansewer  çıkmıştı. Jin'in mükemmel sesini dinlemek iyi geliyordu. IDOL MV'si iyiydi hemde çok iyiydi, şarkılar ile atarlanmaların bayılıyordum. Herşey iyiydi ve Jimin Seulgi ile mutlu görünüyordu ancak ben sebepsiz yere günden güne ondan kaçmaya çalışırken tükeniyormuşum gibi hissediyordum.

Karşılaşmamak için mümkün olduğunca Taehyung ve diğerleri ile bile görüşmüyordum mesela. Bu duruma özellikle Yoongi hyung kızıyordu ama beni anlamadığınıda söyleyemezdi. Sonuçta onu sevdiğimi bilen tek üye oydu. Ama ne kadar kaçarsam kaçayım mutlaka karşılaşıyorduk ve bakışları huzursuz olmama yetiyordu. En son karşılaşmamızda ilişkisini tebrik etmek için o kadar çabalasamda, asla yanlarına gidip konuşamamıştım. Bende o yüzden köşe bucak harika ikiliden kaçıp duruyordum.

Dalgınca yürürken arkamdan yürüyen iki kızın konuşmasına kulak misafiri olduğumdan istemsizce kulak kabarttım.

"Bu kız, Jimin oppa ile reklam filminde oynayan türk değil mi?" Ben sadece Jimin ile oynamıyordum o filmde ama bütün herkes bu konuya o kadar takılmıştı ki, artık yoruluyordum.

"O sanırım, makyajsız tanıyamadım ki."

Diğerinin söylediğinin üzerine aralarında kıkırdama meydana gelirken gözlerimi devirdim. Reklam filminde makyajlı görünüyordum ama gerçek halim asla öyle değildi ve onların aksine makyaja ihtiyacım olduğunu düşünmüyordum. Bence kızlar makyaj olayını abartıyordu ama böyle zavallı insanların acıması yoktu. Reklam filminden sonra o kadar olumsuz yorumlar okuyup garip bir muamele görmüştüm ki artık acımasızlıkları canımı sıkmıyordu. Ayrıca kendileri çok mu güzeldi acaba.

Aklımda dönen düşünce ile arkama dönüp hakkımda konuşan iki kızı baştan aşağı süzdüm. Güzel falan değillerdi. Bakışlarımdan korkan ikili durup aralarında fısıldaşırken, daha fazla antipati toplamak istemediğim için ikisine yapmacık olduğunu bildiğim şekilde gülümseyerek kafa selamı verip ilerlemeye devam ettim.

Gerçekten insanlar onları ilgilendirmeyen şeylere o kadar çok burunlarını sokuyorlardı ki, 'Sizene' demekten bile yorulur hale gelir olmuştum. Yani güzeldim yada çirkin kimi ne ilgilendirirdi ki? Güzellikte göreceli birşeydi sonuçta. Beğenmiyorsa eğer yorumlarını kendilerine saklayabilirlerdi.

Kendi kendime ağzımın içerisinde konuşarak ilerlerken bir an aslında bu halimle bir bağcılar kekosuna benzediğimi düşündüm ve gülümsemeye başladım.

Cidden Kore'de bu tarzdı ve bende buna ayak uydurmuştum ama eğer Türkiye'de olsam kesinlikle dalga konusu olurdum. İlerlerken camdan yansıyan görüntüme göz gezdirdim. Siyah eşofmamın altına çorap ve terlik giymiştim ve üzerimde bana büyük gelen bir kapüşonlu vardı ve kesinlikle keko gibi görünüyordum. Gülümseyerek Can'ı alacağım kapıya doğru ilerledim ve çıkış kapısına vardığımda sabırsızlıkla arkadaşımı beklemeye başladım.

Aşk Tanecikleri | PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin