3.1

785 73 23
                                    

Bu bölümün sonunda yer alan Asi'nin sarhoş halleri ve geçen diyaloglar tamamen yaşanmış bir olay. Sadece mekan farklı 😊 Ayrıca 2 yıl önceki doğum günümde yaşadığım o olay gerçekten çok eğlenceliydi. Umarım okurken eğlenirsiniz.

Sevgiler♥️♥️

Keyifli okumalar ☕️🍪

__________________________

Asi saatlerdir ofisimde kafamı şişiriyordu ve ben çıldırmamak için kendimi o kadar zor tutuyordum ki, her an kafasına laptop'u yeme ihtimali vardı. O kadar bunaltmıştı.

"Yemin ediyorum biraz daha devam edersen, bunu kafana geçireceğim Asi!" Laptop'un ekranını indirerek havaya kaldırdım. Hafta sonu olduğu için şirkette bir kaç kişi vardık ve sesimizi kimse duymazdı. 😈

"Sen son zamanlarda şiddet yanlısı oldun abla, farkında mısın?" Ellerini havaya kaldırdığı için arasından konuştuğunda güldüm.

"Ne alakası var?"

"Yani sadece dışarı çıkalım istiyorum, neden hayır diyorsun ki?" Evet tam olarak saatlerdir beni bunun için tüketiyordu. İstemiyordum ne vardı bunda. Asosyal değildim. Sadece Can gittiğinden beri yalnız hissediyordum. Asi vardı ama sürekli okulu ile ilgileniyordu ve ders çalışması gerektiği için onu rahatsız etmiyordum.

Üyelerde turnede oldukları için uzun bir süredir görmüyordum. Hatta Jimin'in doğum gününü bile mesaj ile kutlamak zorunda kalmıştım. Jimin demişken, o konuşmadan sonra turneye çıktıkları için karşılaşmamıştık ve telefonda da bunun bahsi hiç geçmemişti. Tabi eğer telefondan kastım mesaj olmasaydı ve belki mesajda 'nasılsın, iyi misin?' Den ileri gitmiş olsaydık, aramızda bişeyler gelişmiş olabilirdi. Aslında Seulgi ile halen sevgili oldukları içinde konuyu asla açmamıştım. Bana böyle söylediyse sorumluluk alması gerekirdi ama o tam bir 'yavşak' gibi -ki bunu söylemek istemediğim halde söyletiyordu - bana hiç bişey söylememiş gibi davranıyordu.

"Abla bugün ayın kaçı?" Asi birden soru sorunca afallayarak ona baktım. Cevap bekler gibi gözlerini haraket ettirdiğinde telefonumun ekranından tarihe baktım.

"24 kasım."

"Bugün ne var?"

"BTS'in Japonya konseri? Yada öğretmenler günü?" Gözlerini devirdikten sonra sinirle oturduğu yerden kalkarak iki elinide masaya vurup bana eğildi.

"Ne öğretmeni, ne BTS'i ya! Bugün senin doğum günün!" Sitem dolu haykırışı karşısında hafifçe gülümsedim. Ne olmuştu yani unuttuysam.

"Unutmuşum."

"Abla! Kafayı yiyeceğim." Sinirle etrafında dönünce gülümsedim.

Tam konuşacağım esnada kapıyı tıklatarak içeri giren bir kurye elinde en sevdiğim çiçekler ile duruyordu.

Masaya bırakarak uzaklaştığında üzerindeki notu elime aldım.

"Kimden?" Asi benden daha meraklı olduğundan acele ile elimdeki nota kafasını uzatıyordu.

"Kimden oluncak, tabi ki Can" gülümseyerek zarfı açarken burnumu çiçeklere değdirdim. Tabi bu güzel saniyeyi bozan Asi'nin kamera sesi olmuştu.

"Şunu yapmasan çok mutlu olurum." Tekrar elimdeki nota döndüm. Kağıdı içerisinde çıkartırken sırıtıyordum. Ben unutmuştum ama, o unutmamıştı. Gerçi unutmuyor ve unutturmuyordu.

Sana bu günü asla unutmayacağımıza dair yıllar öncesinde söz vermiştik. O zaman ağlayarak doğum gününü kutlanmamasına üzülüyordun. Şimdi ise doğum günlerini sen unutuyorsun. Her ne kadar bu günü unutmak istiyor olsan da, doğum gününde ağlamamanı ve bu günü unutmanı istemeyeceğini ikimizde biliyoruz. O yüzden lütfen bugün eğlen ve iyi hisset. Ben o gün ağacın altında ağlayan sümüklü kızın eğlenmesini istiyorum. Zaten yanında olamadığım için huzursuzum. Birde kendini işe vererek huzursuzluğumu arttırma.

Aşk Tanecikleri | PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin