4.3

654 66 25
                                    

Selam 🙋🏻‍♀️ bir süredir yoktum çünkü tüm bölünleri bitirip dönmeyi düşünüyordum. Ama pictatenebris bölüm beklediği için bir bölüm atma kararı aldım. Yazmış olduğum bir bölümdü ve onun için erkenden atmak istedim. Umarım hepiniz severek okursunuz.

Küçük bir spoi: Sonraki bölüm Can'ın anlatımından.

☕️🍪Keyifli okumalar. 🍪☕️

____________________

Bugün yorucu birgün olacağınını düşündüğüm için üzerime sade bir hoodie, tayt giyerek spor ayakkabılarımla tamamlamayı tercih etmiş, saçımı toplayarak yüzümü biraz canlandırmıştım. Kaldırmak için elime aldığım tarak bana dün geceyi hatırlatınca kendi kendime gülmeye başladım.

Yemekten sonra karaoke yapmak için tutturmuşlardı ve ben yedi adama karşı gelemeyince şarkı söylemek zorunda kalmıştım. İlk denememde seçtiğim şarkı yüzünden herkes şoka girmişti ama sonradan gülmeye başlamaları biraz özgüvenimi zedeleyince surat asarak oturmak istemiştim tabi Yoongi hyung ve Jimin beni cesaretlendirip, sesime uygun şarkıyı seçmemde yardımcı olunca olay çözülmüş ve güzelce söyleyebilmiştim. Zaten neden ilk etapta Butterfly yerine saçma sapan haraketli bir parça seçmiştim hala anlayamıyordum. Şarkıyı Jimin köşeye çekildiğinde Yoongi hyunga söyleyerek ayarlamıştım ve yarısından sonrasını onunla söylemiştim hatta Yoongi hyung rap kısımlarında bize eşlik edince içim içime sığmamış şarkı bittiğinde yerimde zıplayarak çığlık atmıştım. Sanırım ilk defa kendimi o kadar kaybettiğimi hatırlıyordum. Onlarda beni ilk defa öyle gördükleri için şaşkınlarını saklayamamışlardı.

Dünki anılar zihnime yavaş yavaş hücum etmeye başlayınca geçenin sonunda Jimin'in yine yanağıma masumca öpücük kondurduğu gelince yüzümün kızarmaya başladığını hissederek kafamı sallayıp o güzel anıları daha sonra zihnimi doldurmasına izin vermek üzere güzel bir yere itekledim.

Can benim için gelecekti ancak yetişememişti. On dakika daha bekleme kararı alıp onu defalarca aramıştım ama ulaşılamayınca söylediğimi yaparak işe gitmek üzere sırt çantamı alarak montuma uzandım. O esnada telefonuma bildirim gelince çıkmadan gelen mesaja baktım.
_____________
Gönderen: Mina

Ben koredeyim o yüzden şirketten adresini alarak senin evinin önüne geldim. Bugün birlikte gidelim.
_____________

Mesajı okuyunca gülümseyerek kapıdan çıktım. Onu özlemiştim. Bir süredir görüşemiyorduk o yüzden sevinçle asansöre binerek giriş kata indim ve kapımda bekleyen Mina'ya gülümsedim. Arabanın içinden bana el sallayınca hızlanarak arabadaki yerimi aldım ve onu kocaman kucakladım. Şirkette yaşadığım kötü zamanlarımda ya da bir şeyleri yetiştiremediğimde bana hep destek olmuştu. Benden bir kaç yaş küçük olmasına rağmen oldukça olgundu, o yüzden çok iyi anlaştığımızı düşünüyordum.

"Seni görmek çok güzel, ne zaman geldin?" Geri çekilirken konuştuğumda gülümseyerek önüne döndü.

"Bir haftadır buradayım."

"Neden daha önce aramadın?" Gelip beni aramadığı için alınarak ona bakmayı kestim. Ailem korede olsada benden uzaktılar, yeni arkadaşım Jin Kyoung'da sürekli erkek arkadaşı ile buluşuyordu. Bazen konuşacak birine ihtiyacım oluyordu ve o bir haftadır burada olmasına rağmen beni aramamıştı bile.

"Üzgünüm burada halletmem gereken önemli işlerim vardı, o yüzden arayamadım." Beni kolumdan dürtünce sırıtarak ona baktım.

"Tamam, tamam. Hadi gidelim artık geç kalmayalım."

"Önce şirkete uğrayacağız, bir evrak almam gerek haber vermiştim diğerlerine senin için"

"Tamam olur." Önüme dönüp aracı haraket ettirmesini bekledim. Gayet sakince çıkış yaptı ve şirketin yoluna doğru ilerledi. Bende Can'a mesaj attım.

__________
Alıcı: Bambu

Sen yetişemeyince kendim gitmeyi seçtim. Ama merak etmeni gerektiren bir şey yok, Mina Koredeymiş beni o götürüyor. Şirkete gidiyoruz ordan gideceğimiz yerin adresini konum olarak atıyorum. Gelmek istersen gel, yoksa evde bekleyebilirsin senin için güzel yemekler yapmıştım. Afiyet olsun, karnını mutlaka doyur..! :*

*Konum
__________

Mesajı uzunca yazıp gönderdikten sonra tüm yol boyunca Mina'yı sorulara boğmuş İstanbul'da ne yaptıklarını anlatmaya zorlamıştım. Sonunda şirketin otoparkına girdiğinde park ederek arabadan indik.

"Bende bir ofisime uğrayıp gelirim, burda buluşuruz."

"Tamam" Birlikte asansöre bindik ve ofisimin katına geldiğimizde ben ofisime oda halletmesi gerenler için diğer tarafa gitti. Hangi evrakları alacaktı bilmiyordum ama bugün bana biraz garip görünmüştü. Sanırım anlatmadığı bir şeyler olmuştu.

Ofise girip masamın önündeki koltuklardan birine oturdum ve Mina'ya işi bittiğinde yazmasını söylediğim bir mesaj attım. Yaklaşık yirmibeş dakika sonra beni şirketin giriş kapısında beklediğini söyleyen bir mesaj attı. Bende aşağı inmek üzere ofisimden çıktım. Asansör ile giriş katına geldiğimde ve kapılar açıldığında garip bir bağırış duydum ve merak ederek biraz hızlandım. Dışarıdaki kalabalığı görerek paniklediğimde elimdeki telefonum çalmaya başladı ve arayanın Yoongi Hyung olduğunu görünce hemen açtım.

"Efendim Hyung?"

"Neredesin Salang?" Sesi endişeli gelirken adımlarımı hızlandırarak ona cevap verdim.

"Şirketteyim Hyung, şu an dışarıda bir şey oluyor ben seni sonra ara-"

"DIŞARI ÇIKMA!" Bağırarak konuştuğunda artık çok geçti. Kapının önünde gördüğüm kızlar beni gördüğünde daha büyük bir gürültü koptu ve telefon kulağımda şaşkınlığımı gizleyemeyerek bir kaç adım daha attım ve hayatımın en kötü günüyle yüzleştim.

#Vote

Aşk Tanecikleri | PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin