Aşk Tanecikleri | PJM

4.5 | 3/3

The End...

"Gerçekten tüm o olanlardan sonra böyle gülebiliyor musun?" Gülümsedim.

"Neden gülmeyeyim?" Can sinirle burnundan soluyordu. Rezil olduğunu düşündüğü için çok sinirliydi ama yapabilecek bir şeyim yoktu. Kendi kaşınmıştı. Hoşlandığı kızın karşısında beni hizmetçi gibi kullanmakta ne demekti Allah aşkına. Neredeyse tüm Kore HT reklam ajansının CEO'su olduğumu biliyordu ve benim akıllı arkadaşım kızı tanıyabileceğimden bile habersizdi.

Katıldığım davetten sadece 2 hafta sonra işi bırakmıştım. Hatta şirketim çalışmalarımın ödülünü fazlasıyla verdiği için biriktirdiğim para ile Kore'de reklam şirketine sahip olabilmiştim. MG bu konuda desteğini eksik etmemiş ilk 3 reklamı bize paslamıştı. Şimdi ise o şirkette Can ile birlikte çalışıyordum ve acayip keyif alıyordum.

Birde BTS'in reklam yazarlığını yapıyordum.

"Can bana öyle bakmaktan vazgeç. Çünkü öyle baktıkça kahkaha atasım geliyor."

"Gül sen gül. Son gülen iyi gülermiş. Bende seni o harika sevgilinin yanında rezil edeceğim." Sinirli gibi görünmeye çalışıyordu ancak şu an görünebildiği tek şey sırık bir minnoş olduğuydu.

"Ya ben bişey yapmadım ki. Senin hatan Asya'yı tanımıyor olmak." Akıllı arkadaşım Kore ekranlarının en güzel sunucunu tanımıyordu ve ondan hoşlanmış olmasına rağmen bir türlü açılamamıştı. İlk görüşmeyi MG sayesinde yapmıştık. O yüzden Can'ın haberi yoktu ve Asya şirkete ben yokken bir kaç kez gelmiş ve görüşmeleri Can ile devam ettirmişti. Ayrıca bana sinirlenmemeliydi. Biraz Kore kanallarını izlese Asya'nın kim olduğunu belki öğrenmiş olurdu. Çünkü bu kadar güzel bir Türk kızının Kore kanallarında oluşu inanılmaz güzel bir seyir keyfi sunuyordu. Aslında düşününce neredeyse öğrenmemesi imkansızdı. Yani elinde kızın adı soyadı olmasına rağmen bir kere bile aratmamıştı. Kesinlikle öğrenemezdi. Teknoloji algısı kıt arkadaşım.

"Diyorum ki; Bir fan sayfasının altına senin hain bir arkadaş olduğunu ve Jimin'i kapakladığını mı yazsam?" Söylediğini ilk algılayamamamış olsamda bir süre sonra anlayarak ve şokla ona döndüm. Olaydan uzun bir süre sonra fanlar beni sindirmeye başlamıştı. Yine nasıl olmuştu bilmiyordum ama yaptığım tüm yardımların haberleri internette gezmiş ve fanların sevgisini kazanmayı başarmıştım. Aslında duyulmasını istemediğim bir konuydu ama beni sevmeleri Jimin'i daha çok mutlu ediyordu.

"Beni yeni yeni sindirmişlerken bunu yapmazsın sanırım?" Yapmayacağını düşünüyordum ama tamda emin olamıyordum çünkü çok ciddi konuşmuştu.

"Sadece eğleniyorum Salang. Yüzünün haline bak." Birden kahkahalar eşliğinde gülmeye başladığında bende ona eşlik etmeye başladım. Artık etrafımdaki herkes gerçekten gülüyordu ve ben hiçbir şeyi düşünmeden onlarla gerçekten kahkaha atabiliyordum çünkü gerçekten mutluydum.

~~

"Nasıl yani?"

"Gerçekten Can SBS'nin sunucusundan hoşlanıyormuş." Jimin inanamaz gibi yüzüme bakınca kıkırdadım.

"İnanılmaz, gerçekten inanılmaz. Şirketi nasıl tepki verir bilemiyorum."

"Bence tepkileri kötü olmaz. Yani öyle umuyorum, sonuçta Can iyi birisi ve yakışıklı." Yani şirket ne derdi bilmiyordum ama kötü tepki vermemesini umuyordum. Yakışıklı oluşu nasıl bir ekti edecekti aslında en çok onu bilmiyordum ama vurgulamak istemiştim.

"Bilemiyorum."

"Jimin hadi ama, sevenleri kavuşturmalıyız bence. Nasıl yapabiliriz? " Şirince ellerimi yanağıma koyduğumda gülümsedi ve bana doğru yaklaşmaya başladı. Ne zaman böyle yapsam dayanamayıp beni öpüyordu ve sanırım bende bilerek beni öpmesi için yapıyordum.