0.5 ✔️

2.6K 163 164
                                    

Bir dakika! Ne tarafa doğru ölebiliyoruz?

İlk önce olayın şokundan çıkmaya çalıştım. Daha sonrasında ise ellerimi Jimin'in bacaklarında çekerek ellerimi destek almak için yere koydum.

Utancımdan dolayı kafamı yerden kaldıramasamda, sandalye seslerinden dolayı tüm üyelerin ayaklandığını anlayabilmiştim. Önüme eğilen Jimin kollarımdan tutarak beni kaldırmak istesede, ona müsade etmeden, elbisemin el verdiği şekilde kalkmaya çalıştım ancak dizlerimin acısı kalkmaya çalışırken meydana çıkmış ve sendelemem sebep olmuştu.

Refleks ile Namjoon kolumdan tutsada arkadan Taehyung'un yanındaki Jungkook ve Jin'e benimle ilgili birşeyler söylediğini duydum. Sanırım Jimin'den etkilendiğimi falan söylüyordu.

"İyi misin?" Kolumu tutmaya devam eden, nazik liderimiz benim için endişeleniyordu.

Allah'ım sanırım sana geliyorum!

Kafamı halen yerde tutuyor olmam çokça utandığımın kanıtlıyordu. Sesimin çıkması için dua ettim.

"Teşekkür ederim. Be-ben gitsem iyi olucak. Üzgünüm" tam haraket etmeye çalıştığım esnada kolumu bırakan Namjoon tekrar tutarak ona bakmamı sağladı.

"Gitmeden önce bize kendini tanıtsaydın. Sonuçta bize yardımcı olan bir Army'nin ismini öğrenmemiş olmamız büyük bir kayıp olur."

"Çok üzgünüm. Kabalık ettim.. Ben Salang, sizlerle tanıştığıma çok memnun oldum." Önlerinde saygı ile eğilirken yanımda olan ikilinin dudaklarından adımı duyar gibi oldum.

Hep bir ağızdan memnun olduklarını söyleyen üyelere gülümseyerek karşılık verdim ve müsadelerini isteyerek yanlarından ayrılmak için harakete geçtim. Ancak dizlerimin acısı gün yüzüne çıktığı için yürümemi en düzgün seviyede tutabilmek adına baya çaba sarf etmiştim.

Asansöre binerek odama girdim ve üzerimdeki elbisenin izin verdiği kadar dizlerime baktım. Çok narin bir yapıya sahip olmasamda tenim tamamen bunun tersini idda ediyor ve ufacık birşeyde kızarmaya yada morarmaya başlıyordu.

Bugün ki olay sayesindede kendini kanıtlayan tenim, dizlerimin morarmaya başlayacağının kanıtıydı. Dizlerim bu haldeyken elbise giymemem gerektiğini düşünerek üzerimi değiştirmeye karar verdim.

Belki daha uzun bir elbise olabilirdi yada pantolon giyebilirdim. Ben ne giyeceğimi düşünmeye devam ederken odamın kapısı çalmış ve biraz ürkmeme sebep olmuştu.

Kapıyı açtığımda sanırım görmeyi düşündüğüm son insan karşımda dikiliyordu. Şaşkın bakışlarım ile onu süzdüğüm sırada elindeki telefonu bana doğru salladı.

"Kaçar gibi gittiğin için, bunu masada unutmuşsun." Elimi telefonumu alabilmek için uzattım.

"Çok teşekkür ederim ama lobiye bıraksanız da olurdu. Zaten yokluğunu hissetmemiştim." Gülümseyerek telefonu elime bıraktı ve diğer elindeki poşeti kaldırarak görmemi sağladı.

"Eğer uygunsan dizlerine pansuman yapalım. Morarmasını istemeyiz değil mi?"

"Teşekkür ederim ama sizi yormak istemem kendim de halledebilirim."

Aşk Tanecikleri | PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin