Aşk Tanecikleri | PJM

~Paris~

Herkese merhabalar, 🙋🏻‍♀️ çok beklettim biliyorum. Ama sebeplerim sanırım geçerli olur. Daha önce ki bölümde de söylemiştim, ilk onbir bölümü güncelledim çünkü aralarında yazım farklılıkları vardı. Daha sonrasında ise nisan ayı içerisine küçük bir Paris turu sıkıştırdım, aynı zamanda da bölümlerle ve çalışmakla uğraştım. Hatta döndükten sonra bile bölümleri güncellemek zamanımı aldı. O yüzden emeğime destek olup oylarsanız çok mutlu olurum. 💕

Biliyorsunuz ki, bu bölümün hikayenin ilerleyişi ile hiçbir alakası yok. O yüzden okurken tamamen o şekilde okuyun. ♥️♥️

Resim atıyorum aşağıya onlarada göz atıp gidin, ben arada bakarak mutlu oluyorum çünkü 😂😂😂

_____________________________

Salang

"Taetae, hadi şurdaki oyuncağada binelim."

"Olmaz noona o çok yükseğe çıkıyor benim midem bulanır."

Elimle işaret ettiğim hollywood tower hotel'e bakarak cevap verdiğinde dudaklarımu büzdüm. Buraya kadar gelmişken tüm oyuncakları denemek istiyordum.

"Ama, ama lütfen Taehyung?"

"Noona tanrı aşkına beni alma yanına. Kook ile git olmadı Jimin'i al" dudak büzmem işe yazamazken, beni diğerlerine doğru itekledi. Küçük bir çocuk gibi diğerlerinin yanına mutsuz giderken Jimin'i görmemle yüzüme şirin bir gülümseme yerleştirdim.

"Peki sen benimle şuradaki oyuncağa gelir misin?" Tekrar elimle aynı yeri gösterdiğimde Jimin bir bana birde gösterdiğim yere baktı.

"Gelirim ama sonrasında gülmek yok!"

"Söz gülmem. Zaten bende korkuyorum ama gelmişkende hepsini denemek istiyorum." Kafasıyla beni onaylarken önden ilerlemeye başladı.

Hayır burası bu kadar kalabalıkken ya bir birimizi kaybedersek diye endişelenmedende edemiyordum.

Aramızdaki mesafe açılmaya başlar gibi olduğundan biraz hızlandım ve ona yetiştim.

Peki o bacaklarla benden hızlı nasıl yürüye biliyordu.

Diğerlerine haber verip vermediğini bilmiyordum ama sanırım Tae nerede olduğumuzu tahmin ederdi.

Hollywood Tower Hotel'in girişine geldiğimizde kapısında bekleme süresi 5 dakikadan az gösterdiği için şanslıydık çünkü bir yerde okuduğuma göre bazı oyuncaklar için 40 dakikadan fazla sıra bekleyebiliyordun.

Bir o kadar dolambaçlı yollardan yürüyerek ve merdivenler çıkarak ilerlediğimizde sonunda giriş kapısına ulaştık. Aslında bakınca korkunç gibi görünmüyordu ama içeride bizi ne beklediğini de rahmin edemiyordum.

Görevli bizi sıraya sokarak kapıya yönlendirdi ve asansör şeklinde olan oyuncağın içerisine girerek yerlerimize oturduk. Benim gözlerimde heyecan varken Jimin'n yüzünde anlayamadığım bir ifade vardı.