Keyifli okumalar ☕️🍪_____________________
"Salang, iyi misin?"
"Hım?" Daldığım yerden Can'ın dürtmesi ile çıkınca, şaşkınca yüzüne bakmaya başladım.
"Ne olduğunu bana anlatmaya ne dersin?" Can kendinden emin olarak sorduğunda kafamı olumsuz olarak sallamayı tercih ettim. Ona anlatacaktım ancak şu an buna hazır değildim. Yani bu ortamda yapamazdım.
"Eve gittiğimizde." Kısa olarak yanıtladığımda bakışlarını üzerimden çekti. Ona bir nevi vedamdan ve tüm cesaretimi toplayarak yaptığım itiraftan 10 dakika sonra ağlamamı durdurmayı başarıp salona geri dönmüştüm. Ne şanslıydım ki, yüzümdeki maske ağlamanın etkilerini saklıyordu. Can'da bende birşeylerin olduğunun farkındaydı ve huzursuzca bir beni bir Jimin'i süzüyordu.
Kendimdeydim ancak yinede içimde bir boşluk hissediyordum. Sanırım bu boşluğun sebebi Jimin'in demin ona veda etmemişim gibi Seulgi ile gülebiliyor olmasıydı. Kendime kötülük yapmamak için izlememeye çalışıyordum ancak vücudum bana ihanet ederek görme duyularımı o tarafa yönlendiriyordu.
Gözlerimi kapatarak ağlama isteğimi dizginlemeye çalışsamda zorlanıyordum. Ne ara bu kadar tutulduğumu bilmiyordum ama yanımdayken iyi hissediyor olmamdı sanırım beni etkileyen. Onun yanındayken, kötü olsam bile iyi hissediyordum. Birşey yapmasına gerek yoktu, bir şekilde kalbime dokunuyordu ve benim varlığım onun kötü hissetmesi demekse, kalbimin ağrımasını hiçe sayabilirdim. Sayıyordum da. Bir nevi; Acısada öldürmez diyerek devam edecektim sanırım.
"Noona iyi misin?" Gözlerimi açtığımda Tae'nin yüzünü tam karşımda görmeyi beklemediğimden sıçradım.
"Korkuttum mu?"
"Buda soru mu Taehyung? Korktum tabi." Elimimle kalbimi tuttuğumda benden biraz uzaklaştı.
"Korkutmam istememiştim, iyi misin?" Gülümsemesine karşılık gülümserken kafamı olumlu anlamda salladım.
"Tae, erken ayrılabilir miyim?"
"Neden ki Noona? Daha eğlenmeye tam başlamadık bile." Doğru söylüyordu, geldiğimizden beri dans etmek yerine yiyip içiyorlardı. Gerçi bana göre buda bir eğlence şekliydi ama onların eğlence anlayışı böyle bir ortamda neydi bilemiyordum.
"Ben yedim, içtim ve eğlendim Taehyung. Gitsem olmaz mı?" Çocuk gibi dudak büzdüğümde kafasını salladı.
"Ne yediğini nede içtiğini gördüm Noona. Kötü bir yalancısın. Ayrıca bir kaç güne Amerika'ya gideceğimizi biliyorsun, o yüzden bizlerle vakit geçirmelisin." Yanından geçen garsonun tepsisinden küçük bir kurabiye alırken gülümsedi.
"Şimdi aç bakalım ağzını." Elindekine bakarken şaşkınlıktan kaşlarım çatıldı.
"Bu ne?"
"Uzaylı kakası. Ne gibi görünüyor Noona, kurabiye işte." Yaptığı şakaya alkışlamak istesemde, kendimi dizginleyerek elindekini aldım.
"Şaka çok soğuktu, hemde çok.. Umarım kurabiye şaka anlayışından iyidir Tae." Kurabiyeden bir ısırık alırken, bana gülümsedi.
"O zaman gitmiyorsun değil mi?"
"Gerçekten yorgunum ve.." Biraz duraksasamda artık olayı tüm üyelerin anlayabildiğini biliyordum.
"Tae biliyorsun, ben bu görüntüye pek alışamıyorum ve şurada bir ağrı oluşuyor." Elimle kalbimi gösterdiğimde acı bir gülümseme oluştu yüzümde.
"Tamam Noona anlıyorum. O zamannn seni eve bıraksam mı?" Kare gülüşünü gözlerimin önüne sererken ona nasıl hayır diyebilirdim ki.
"Olur, araba kullanabiliyorsun değil mi?" Şirketin benim için tahsis ettiği aracı onu kullandırmayı düşünmüştüm ama bakışlarından sonra bir gariplik olduğunu sezerek vazgeçtim.
"Evet ama.." karşlarımı kaldırarak cevabını bekledim.
"Bir süre önce minik bir yaramazlık yaptım ve bir süre araba kullanamayacağım." İstemsizce bir kahkaha attığımda, biraz ilerimizide olan Seulgi ve Jimin çifti birden bize dönmüştü. Aslında niyetim dikkat çekmek değildi ama karşımda araba kullanmayacağı halde beni eve bırakmayı teklif eden bir şapşal vardı ve dakikalıkta olsa bugün yaptığım vedayı unutmama yardımcı oluyordu.
"Peki beni nasıl eve bırakmayı düşünüyorsun?" Gözlerim Jimin'e kayarken, cevabını bekliyordum. Nedendir bilmiyordum ama ona baktığım her seferinde göz göze geliyorduk ve o yine bana anlam dolu bakışını yapıyordu.
"Bilmem." Sonunu düşünmeden yaptığı teklife içimden gülüyordum. Kesinlikle şaşkındı.
"Ciddi misin?"
"Sen beni bıraksan Noona?" Demin o beni bırakıyordu ama konu benim onu bırakmama dönmüştü. Harika.
"Boşver Tae, balo bitene kadar kalayım." Bıkkınlıkla gözlerimi devirdiğimde gülmeye başladı.
"Neden gülüyorsun?"
"Şaka yapıyordum Noona, hadi gidelim." Yine bir şaka yapmıştı ve ben şu an gülemiyordum. Yanımdaki Asi ile konuşan Can'nın kolunu dürterek ikisininde ilgisini üzerime çektim.
"Taehyung beni eve götürecek, geliyor musunuz?"
"Abla çok sıkıcısın gerçekten, şu surata bak memnuniyetsiz." Asi'nin söylenmesi Can'ın ona dönüşü işe son bulduğunda gözlerini devirmeyi seçmişti. Acaba bu durumda kim memnuniyetsiz oluyordu.
"Memnuniyetsiz olan sensin Asi, ben değil." Gözlerimi sinirle yüzüne diktiğimde şirince gülümsedi. Önce sinirlendiriyor sonra yumuşatmaya çalışıyordu.
"Gelmiyor musunuz?" Soruma parmaklarım eşlik ettiğinde, Asi olumsuz olarak kafasını salladı.
"Ben biraz daha kalacağım, Jungkook ile eğleniyoruz." Umarım Jungkook bu balodan sağlam çıkabilirdi, yani fiziksel değil ama Asi onu zihinsen olarak çöküşe sürükleyebilecek potansiyele sahipti sonuçta.
"Bende ona eşlik edeceğim, tek gelmesin." Kafamla onaylayınca, Can Tae'nin kulağına eğilerek birşeyler söyledi ancak ben sesten duyamamıştım. Tae kafasını sallayınca, birşey yapmasını istediğini anlamıştım ama ne olduğunu ilerleyen dakikalar içerisinde öğrenirdim zaten.
Tae kolunu girmem için uzattığında koluna girdim ve o esnada gözlerim yine onunla buluştu. Balodan ayrıldığım için kafa selamı vermeyi tercih ettiğimde Seulgi gülümseyerek el sallıyordu. Normalde kimseden nefret etmezdim ama bu kız sinirlerimi bozuyordu.
Sanırım şimdiye kadar hiç bir kızdan bir erkek yüzünden nefret etmemiştim ama Seulgi bu konuda ilkti. Gerçi buna nefret denemezdi ama içimde bir yerde ona karşı garip bir his vardı ve o hissi üzerine salsam rahatlıyacakmışım gibi hissediyordum.
#Vote
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Tanecikleri | PJM
Fiksi Penggemar"Ben sanırım ilk defa böyle hissediyorum. İlk defa birinin gözlerine baktığımda kayboluyorum. Hemde ezbere bildiğim o gözlerde kayboluyorum." -PJM