2.8

815 79 52
                                    

Bu bölüm diğerlerine göre uzun oldu. 😊
Uzun süredir bölüm atamıyorum çünkü, bu aralar pek bir ilham gelmiyor.

Umarım severek okursunuz.♥️

☕️🍪 Keyifli okumalar. ☕️🍪

Dip not: Aralara yorum atmayı unutmayın 😇

_____________________

Oturduğum yerde kafamı telefonuma gömmüş ve birazdan onunda buraya geleceğini, ayrıca yanında da sevgilisini getireceği gerçeğini kabullenmemek adına sosyal medyada geziyordum. Ayrıca buraya Can ile gelmiş olmama rağmen yine satılmıştım. Asi okul durumu yüzünden katılamayarak bu geceyi kaçırıyordu. Balo gecesinin hıncını alıyormuşum gibi hissediyordum.

Telefonumdan gözlerimi saniyelik çektiğimde Can'ın Namjoon ve Hoseok ile derin bir konuşmaya girdiğini gördüm. Sanırım kendilerine bir ortak nokta bulmuşlardı. Her ne kadar Can'a şu an uyuz olsamda doğum günü çocuğunu üzmemek adına ona vurmaktan vazgeçiyordum. Hem üzerinden baya geçen doğum gününü batırmamam gerekiyordu. Elbetteki eve dönecektik ve Can gözüne yumruğu yiyecekti. Kim bestfriend'ini bir köşede ölüme terk ederdi ki. Tabi ki Can hayvanı.

İçimden hakaretlerime devam ederken kafamı usulca telefonuma geri indirdim. Uzun süredir sosyal medyadan linç yemiyordum ve telefonuma gelen belirsiz aramalar ve mesajlar kesilmişti. Bazen huylanıyordum, bu sessizlik iyi değilmiş gibi ve her an birşey olabilirmiş gibi. Garip şekildede olaylar Jimin ve Seulgi çifti duyulduktan sonra kesilmişti.

Yine aklıma muhteşem ikili gelince kafamı sallayarak telefonumla huzurlu saniyelerime geri döndüm. Ancak huzurum Taehyung ve Jungkook ikilisinin gelmesi ile bölündüğünde kafamı kaldırıp ikiliye baktım.

"Noona bizimle gel!" Elimden tutulup oturduğum yerden çekiştirilirken, Tae'nin elimdeki telefonumu koltuğa atışını seyrettim. Gerçekten bu çocuk benim yakın gelecekteki ömür törpüm falandı sanırım.

"Tae çekiştirmesen keşke." Tae önde ben arkasında mutfağa ilerlerken Jungkook arkamızdan sessiz sessiz geliyordu.

Yine bana ne yaptıracak diye korksamda karşımda Jin Hyung ve Yoongi Hyungi görmek iyi hissettirmişti.

Jin Hyung elindeki kaseyi bana doğru uzatırken yüzünde yılmış bir ifade vardı.

"Tanrı aşkına bu şeyi nasıl yediğinizi açıklar mısın? Getirip burada bıraktın ve ne olduğu yada nasıl yendiği hakkında en ufak bir fikri olmayan bizlere işkence ediyorsun resmen." Yüzündeki ifadeye bakarken kahkaha atmamak elimde değildi ve ben kendimi tutamayarak gülmeye başlamıştım bile.

"Tanrı aşkına bu kızın derdi ne? Yoongi şuna bir bak kendine gelsin." Jin Hyung sinirle konuşunca gülmeyi keserek ikisine baktım. Cidden Yoongi hyung bana kötü bakıyordu.

"Tamam, tamam. Anlatıyorum." Elimi kasenin içerisine daldırdım ve bir avuç çekirdek aldım.

"Şimdi bu çekirdek." Yüzüme anlamayarak baktıklarından heceledim. "ÇE-KİR-DEK, çekirdek. Sanırım anladınız." Yüzümde bir gülümseme oluştu. Sadece ismini söyleyerek anlamalarını beklememde baya iyi bir haraketti zaten.

"Yoongi Hyung, bunu en kolay sen yersin aslında. Şu surata bak, fındık faresi gibisin."

"Ölümün elimden olsun mu istiyorsun?" Gözlerini kısınca korkarak bir adım geri gittim.

Aşk Tanecikleri | PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin