Kurtuluş

637 21 39
                                    

Neden ben ? Dünyada milyonlarca insan varken neden ben? Artık hiç bir şey düşünemiyorum.. Önüm karanlık, nefes alamıyorum. Geleceği göremiyorum. Hayal bile kuramıyorum. Yüzümü unuttum.. Gözlerim ne renkti? Saat kaç şuan? Bunları bir süre öncede sorguladığımı hatırladım.

Saçlarım sık sık yağlanıyor. Odamda su var,birde leğen. Tuvalette var çok şükür,özel günlerime de yardım ediyorlar... 
O tanımadığım insanlara minnettarım. Onlardan başka kimsem yok... Dışarıya çıkmaya umudum da yok. İlk zamanlar yalvarırdım konuşmaları için. Başka sesten tek bir harf duymaya razıydım.
Zamanla bu umudum da gitti. Artık tek düşüncem hiç bir şey düşünmediğim...

Evet yine o bildiğim ses... Demir kapıların iğrenç gıcırtıları. Yemeğimi yedim. Muhtemelen uyumam için iğne yapmaya geliyor siyah takım elbiseli maskeli arkadaşım...

"Açelya !! Açelya ! Uyan güzel kızım kursa geç kalacaksın. Akşama seni güzel sürprizler bekliyor " ve uyandım ama o güzel ses ile değil kapının lanet gıcırtısıyla. Bir dakika... Ben uzun zamandır rüya görmüyorum ki. Evet adım açelya. Rüyamdaki ses ? Annem ? Gözlerim dolmuştu kapımın önündeki pastayı görene kadar. İnanmıyorum !!! Ne kadar düşünceliler bugün benim doğum günüm !
Ne önemi var ki? Ölümümü bile takmıyor iken doğum günüme neden heyecanlanayım?

Ter kokan yatağımda oturup yağlanmış saçlarımı ayırmaya çalışıyordum... Ne kadar su olsa da soğukluğu yıkanmama engel oluyordu. Aslında vücudum alışmıştı bu soğuk suya. Hissetmiyordum da zaten.

Gözüm pastama takıldı. Mum koymuşlardı. Ama yanmıyordu hiç biri. Sanırım intihar etmemi istemiyorlardı... Peki önceki ? Bir önceki doğum günüm ? Evet hatırladım. Pastam bir önceki doğum günümde partimde idi!!! Hatırlıyorum,ben doğum günümde kaçırılmıştım!!!

Anlamıyorum! Ölmemi istemiyorlar. Bana sahip olmuyorlar. Beni herhangi bir amaç için kullanmıyorlar. E peki neden ? Ve asıl soru şu; onlar iğne yapmasalar da uyuyabilirim. Neden bu iğneleri yapıyorlar?  Neden özellikle onların istediği zaman uyuyabiliyorum? Ben uyurken etrafımda neler oluyor? Ben bunları düşünmeyi bırakmıştım. Neden tekrar bu soru işaretlerinde buldum kendimi ?

Yoksa... Yoksa o rüya ??? Annem... Nasıl özledim yüzünü kokusunu sesini de unutmuştum halbuki... Benim ailem,arkadaşlarım? Tam 1 yıl olmuş demek buraya düşeli... 1 yıl önce bugün o rüya gibi uyandırılmıştım... Bugünse bu zindanda...
Aslında benim buradan kurtulmam için sebeplerim var!
Evet ! Hala yaşıyorum ! Nefes alıyorsam ümit var demektir!

Yatağımda dik oturup ileri geri gidip gelirken düşünürken ellerimin terlediğini hissetmiştim. Heyecanlanmıştım uzun zaman sonra. Ellerimi ovuşturduktan sonra gözlerim yerdeki hırkama takılmıştı. Kolları yeterince sıkıydı küçük geliyordu bana. Zaten benimde değildi ilk geldiğim günler burada,yatağın altında bulmuştum. Çok dar olduğu için sıkardı beni. Giymezdim. Üşüdüğümde üstüme örterdim sadece. Ama sanırım şimdi onu giymenin zamanı gelmişti. Belkide o kadar uzun zamandır yüzüne bakmadığım hırka buradan kaçış biletim olacaktı. Her şeyden önce o iğneyi kendime vurdurtmamam uyumamam gerekiyordu. Bu yüzden o hırka çok isime yarayacaktı. Musluğumun yanında yıkandıktan sonra kurulanmam için bez parçası vardı. O bez parçasını iğne yaptıkları kollarıma koyup üstüme o hırkayı giyecektim. Böylece iğne yapmaya gelen maskeliler hırkayı çıkarmaya üşenecekler ve hırkanın üzerinden yapacaklardı iğneyi. Böylelikle iğnenin ilacı derime değil kollarımdaki bez parçalarına enjekte olacaktı.

Yine o ses ! Ama karnım acıkmıştı. Sanırım yemek getirmeye geldiler. Ve evet doğru tahmin! Klasik kahvaltı. Daha sabahmış meğer. Ne acı ! Zaman kavramım sadece yemek zamanları. Günde 4 kere kapı gıcırtılarını duyarım. Sabah kahvaltısı öğle yemeği akşam yemeği ve gece iğnesi. Ama sadece gece iğnesinde odama girerler. Diğer yiyecekleri kapımın altındaki köpek girişi gibi bir demirden verirler.

Soru işareti?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin