Gerçekler Acıtır

160 11 0
                                    

-Tamam birşey yok. Dedi soğuk ve yorgun bir sesle. Sakince tekli koltuğa oturdu ve kafasını yasladı. Kafasından akan kanlar beni korkutmaya başlamıştı.

-Olmaz ! Hastaneye gitmemiz lazım! Başın kanıyor!!! Yüzün çizik içinde. Sen kavga mı ettin?

-Birşey yok yeter artık sakinleş! Dedi.

Onu ilk defa bana karşı soğuk görmüştüm. Beni ilk defa tersledi. Birşeyler kötü gidiyordu. Hissediyordum... Sessizce 2 adım geriye çekildim. O ise hala tepkisiz tavana bakıyordu. Onu öyle görmeye dayanamıyordum. Sorunu öğrenmek için deliriyordum. Ona yardım etmek istiyordum ama yine alacağım cevaptan korkuyordum... Gökgürültüsü ve şimşekle dahada gerginleşiyordu ortalık. Işığı açmak yeni aklıma gelmişti. Hemen kalktım ve ışığı açtım.

-Kapat. Dedi sakin bir sesle.

-Anlamadım? Dedim ürkerek.

-Kapat şunu !!! Diye çıkıştı birden. Bana ilk defa sesini yükseltti. Ondan korkuyordum...

-Korkuyorum... Dedim son derece masum bir sesle. Odayı aydınlatan tek şey arada bir çakan şimşek ve büyük pencerelerden gelen sokak lambasının ışığı. Karanlıktan korktuğumu bilmesine rağmen neden kapattırıyordu ki?

-O kadar korkuyorsan odana git ve orada kal! Yalnız kalmak istiyorum!

Bu sefer daha çok korkmuş ve ona sinirlenmiştim. Birden bire buz gibi soğumuştu bana. İçkinin etkisinden mi böyle olmuştu? Ona baktım. Yüzüme bile bakmıyordu. Umrunda bile değildim... Gözlerim dolmuştu. Ama ona belli etmek istemediğimden sessizce arkamı döndüm. Gözlerim Cemreyle hazırladığımız sofraya takıldı. Kendi kendime içimden 'yazık'  diyebildim...

Odama geçtim ışığı açtım. Yatağıma uzanıp sessiz sessiz ağlamaya başladım. İçimde garip bir sızı vardı. Bu hissi en son kaçırıldığımın ilk günleri hissetmiştim... Herşeyimi kaybetmiştim. Ve yine herşeyimi kaybediyorum gibi bir his olmuştu. Çünkü Eray benim herşeyimdi. Hayata dönmemi ona borçluydum. Ya beni bırakırsa o zaman ne yapacaktım? Birden bire içeriden ağır rock müzik sesleri gelmeye başladı son seste. Eray kafasını dağıtmaya çalışıyordu belliki... Bu kadar yüksek sesli müzik başını ağrıtmıyor muydu???

Bir kaç saat sonra...

-Uyuyakalmışım ! Eray ! Eray'a bakmalıyım!

Hızlıca salona gittim oturduğu koltukta kan lekesi hala duruyordu. Ama Eray yoktu ortada. Masa hala olduğu gibi duruyordu.Benim üstümde öyle...

Hemen odasına gittim. Kapısını çaldım ses yoktu. Umarım içeride sızmıştır diye dua etmekten başka birşey gelmiyordu içimden... Hala cevap gelmeyince son birkez kapıyı çaldıktan sonra içeri girdim. Yatağı bile bozulmamıştı. Panikle odadan çıkıp evin içinde onu aradım. Ama yoktu. Salona gittim ve gece onun oturduğu koltuğa oturup ağlamaya başladım. Yüzümde makyaj diye birşey kalmamıştı. Telefonumda yoktu onu arayacak. Ya beni bırakıp gittiyse diye korku sarmıştı iyice içimi... Gitarı alıp kafamın dağılması için şarkı çalmaya başlamıştım. Ama olmuyordu... Bunu yaparken bile ağlıyordum... Onu kaybediyordum... Hatta çoktan kaybettim !...

Saat 14.35

Kapı sesiyle birden kendime geldim! Eray kapıyı çalmazdı anahtarıyla girerdi içeri. Ama bir umut belki anahtarını unutmuştur deyip hemen kapıya koştum! Hızlıca kapıyı açıp;

-Eray!!!

-Sakin ol ! Ne oldu sana ? Demişti Cemre. Şuan hiç bu kızla uğraşacak halim yoktu. Ona dert anlatmakta istemiyordum. Birşeyim yok dememe kalmadan içeri girdi ve kapıyı kapattı. Hem dengesiz hem yüzsüz.
Beni oturttu koltuğa;

Soru işareti?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin