Şimdi ne yapacağım? Nasıl çıkacağım işin içinden! Hayır bu şekilde olamaz. Bu şekilde öğrenemezler! Açelya kafanı kullan. Bir şeyler düşün. Harekete geç. Acaba benim olduğumu anladılar mı? Neden bana öyle bakıyorlar? Eray? Eray nerede!? Şuan ona ihtiyacım var ama o ortalıkta yok. Şimdi kaçıp gitsem ne olur? Hayır kaçarsam anlaşılır. Hiç bir şey olmamış gibi,videodaki kızı tanımıyormuş gibi davranmalıyım. Evet durumu toparlamalıyım. Olamaz! O bana doğru mu geliyor? Kesin anladı! Bu olamaz... E şimdi ne olacak? Güçlü dur Açelya! Kendine gel ve durumu toparla.
-Ne duruyorsun! Bir şeyler söyle ve bu durumu kapat. Görmüyor musun rezil oluyoruz! Demişti orta yaşlarda bir adam yanıma yaklaşarak. Ben bu adamı tanıyorum ama çıkaramıyorum. Her neyse. Sonuç olarak kimse beni tanımadı. En azından öyle umuyorum. Eğer şimdi kaçarsam ve kendimi toparlamazsam bunu anlayacaklar ve ben bu şekilde ortaya çıkmak istemiyorum. Onun arkasından bir adam daha yaklaştı ve;
-Bunun teknik bir arıza olduğunu,nişan töreninin bir süre erteleneceğini söyle. Dedi emir kipiyle konuşarak.
-Sayın konuklar! Teknik bir hata nedeniyle nişan töreni ertelenmiştir. Dedim ve arkamı dönmemle bir çığlık sesi duydum. Kardeşim avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
-Hayır! Ertelenmeyecek! Abla neredesin! Bu videoyu senin yaptığını biliyorum. Çık ortaya ve kendini göster! Mutluluğuma engel olamayacaksın!
Eylül... Bunları sen söylüyor olamazsın. Benim kardeşim bunları düşünüyor olamaz... Sen benim kardeşimsin,canımdan bir parçasın. Nasıl söylersin bunları. Şuan kendimi göstermemek için zor duruyorum. Ama neden? Bana neden bu kadar düşman oldu? Ben ona ne yaptım? Sadece Efe için mi bu kadar kinlendi bana... Gözlerimden bir damla yaş akmıştı. Sinirlenmem gerekirdi aslında ama,ben daha çok üzülüyordum. Yakıştıramıyordum kardeşime bu sözleri. O ise hala bağırmaya devam ediyor ve;
-Nereden geldiysen oraya geri dön! Dedi.
Bu son vuruşuydu. Kulaklarımda bir uğultu,başım dönüyor. Sözleri bir tokat gibi afallatıyor,acıtıyordu... Ben ona kötü mü davrandım? Birden kuzenim kardeşimin yanına gitti,kolundan tutup yerden kaldırdı ve;
-O öldü. Açelya gitti artık. Hayatımızda yok. Bu birinin kötü bir şakası Eylül.
Efe hala donuk bir şekilde etrafı izliyordu. Onunla göz göze geldik ve ben gözlerimi hemen onun üzerinden çekip kardeşime bakmaya devam ettim. Buradan gitmek istiyorum ama gidemiyorum. Gidersem anlarlar. Müzik aletlerini toparlıyor gibi yapıyorum ama gözlerim hala ortalıkta. Bir yandan da Eray'a bakıyorum ama onu hala göremiyorum. Böyle bir anda nasıl burada olmaz! Pınar yanıma geldi ve;
-Açelya buradan hemen gitmemiz lazım. Konuşmaları duydum ve insanların videodaki kızla senin sesinin ne kadar benzediğini konuşuyordu.
Gözlerimi devirdim ve;
-Bunun olacağını biliyordum. Kimse salak değil. Apar topar çıkarsak şüphelenebilirler. Sakince ve sırayla çıkmamız gerekiyor. Önce biz çıkacağız sonrada sen kızlarla çıkacaksın. Bu arada Eray'ı gördün mü?
-Hayır. Videoya odaklanmıştım o ara Eray'ı kaçırmışım.
-Tamam sen kızları toparla,Eray'ı bul ve bizim çıkmamızı bekleyin. Biz çıktıktan sonra sizde hemen buradan çıkın. Bizim evde buluşalım.
-Tamam. Dedi ve benden etrafına bakarak uzaklaştı. Bense hala ekipmanları toparlıyor,bir yandan olan biteni izliyordum. Eylül yine bir krize daha girdi ve Efe'nin karşısına geçip;
-Neden tepki vermiyorsun?! Sende onun burada olduğunu biliyorsun! Bir şey söyle Efe! Cevap ver bana. Diye kolundan tutup bağırıyordu. Efe ise daha fazla dayanamadı ve Eylül'ü iktirip dışarıya doğru hızlı hızlı yürümeye başladı. Eylül yere düşmüştü ve yerde arkasından 'Efe' diye bağırıyor,bir yandan ağlıyordu. Gerçekten acınacak haldeydi. Haline üzülüyordum elbette ama hak etmiyor da değildi. Ne kadar kardeşim olursa olsun bu yaptığı sadece kardeşliğe değil,insanlığa sığmazdı. Efe'nin arkasından Efe'nin arkadaşı olduğunu düşündüğümüz o gece bizi barda gören çocuk çıktı. Sanırım onun yanına gidiyor. Ne konuşacaklarını gerçekten merak ediyorum. Bu karışıklıkta arkalarından gitsem ve gizlice dinlesem kimse fark etmez herhalde. Daha fazla dayanamadım ve arkalarından çıktım. Tahmin ettiğim gibi kimse beni fark etmedi. Biraz ileride ağaçların arasından konuşma sesleri duyuyordum. Küçük adımlarla,ses çıkarmadan oraya doğru yürümeye başladım ve bir ağacın arkasına saklanarak onları dinlemeye başladım. Sesleri tam net değildi ama yinede duyuluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soru işareti?
Mystery / ThrillerAdım Açelya. Açelya Yörük. Daha 22. yaşımda doğum günümde sevdiklerimden,ailemden,evimden,özgürlüğümden mahrum kaldım. Ben bu pis duvarların arasında mahkum kaldım. Özledim... En çokta kendimi. Eski beni özledim... Bir yıl boyunca tek bir ses duyama...