Bana Yalan Söylemez!

85 7 6
                                    

Hiç bir şey söylemeden karşımda dikiliyordu. Titreyen ellerimi ona uzattım ve yüzüne dokundum. Ellerimi yanaklarında gezdirirken yorgun gözlerine ve solmuş tenine baktım. Uykusuz gözleriyle bana bakıyordu hala... Görmeyeli zayıflamış mı sanki?
Elimi tuttu ve hiç bir şey söylemeden yürümeye başladık. Elimi öyle bir sıkıyordu ki sanki bırakırsa kaybolacaktım. Sokağın başına park ettiği arabasının yanına varmıştık sonunda. Kapıyı açtı ve gözleriyle arabayı işaret etti. Yine hiç bir şey söylemeden arabaya bindim. Kapımı kapattıktan sonra kendisi de arabaya bindi ve yola çıktık...
Yol boyunca ikimizden de ses çıkmıyordu. Hafif yolu yarılamışken biraz bile ses olması için bir şarkı açtı. Açtığı şarkı beni eskilere götürmesine neden olmuştu... 

-Bul beni kaybolmuşum... İzim silinmiş dilim suskun,susmuşum..

Dedim mırıldanarak... O ise gözlerini yoldan ayırmadan;

-Bak bana mafolmuşum... Senden kendimi almayı unutmuşum. Bul beni kaybolmuşum,gecem günüme karışmış,bir hoşum... Sanma ki sarhoşum... Ne var ne yoksa yıkıldı içimde bomboşum...

Susup sadece onu dinledim... Bu şarkıyı bize bakarak yazmışlardı sanki... Oda öyle bir söylüyordu ki... Yüzüne baktım. Acı bir ifade vardı... Kaç gecedir uyumuyor acaba?

'Seni çok özledim...' Diye fısıldadım içimden... Bunu duymasını isterdim. Ama duyurmaya cesaretim yoktu. 'Biz ne zaman bu hale geldik Eray?' Diye sordum yine içimden... Sonra kendim yanıtladım... 'Bana inanmadığından beri...' Sinirle yüzümü cama çevirdim. O sözleri aklıma gelmişti. Efe ile aramda bir şey olduğunu düşünmesi,ona tekrar sinirlenmeme sebep olmuştu. O günkü sözleri yankılanıyordu beynimde... O bana nasıl bunu yakıştırabilir? O kadar yaşadığımız şeye rağmen...

-Biz ne zaman sevgili olduk?

Diye sordu gözlerini yoldan ayırmadan. Anlamsızca kafamı ona çevirdim ve verecek cevap aradım beynimde. O ise iç çekerek;

-Bugün iki sevgili gördüm. Eğlenerek yolda yürüyorlardı. El ele,sarıla sarıla... Belki de tek dertleri ailelerinin onları bilmediği için birine yakalanma korkuları. Çocuk bir kıza baktı göz ucuyla. Sevgilisi bunu fark etti ve ona küstü. Sonunda çocuk kızın gönlünü aldı ve sarıla sarıla yürümeye devam ettiler. Belki de sinemaya gidiyorlardı. Yada yemek yemeye. Hatta lunaparka... İki sevgili ne yapıyorsa onları yapmaya işte... Peki biz neden böyle olmadık?

Kafamı önüme eğdim. Biz bunları neden hak etmedik? Neden bizim normal bir hayatımız olmadı? Yada normal bir hayatımız varken neden birbirimizi bulamadık? Diye geçiriyordum içimden. Sonunda kendimde cevabı bulmuştum.

-Benim yüzümden...

Dedim sessizce.Bana baktı ve gülümsedi.

-Elbette birilerinin yüzünden. Ama senin yüzünden değil.

Dedi ve arabayı durdurdu. Önemli bir şey söyleyecek gibi bir ifade vardı gözlerinde. Bana döndü ve elimi sıkıca tutup gözlerimin içine baktı.

-Evet belki seninle sinemaya gidemedik,el ele deniz kenarında yürümedik. Her hangi iki sevgilinin yaptığı şeyleri yapamadık. Ama unutma ki birbirimizi o sevgililerden daha çok sevdik... Sen benim için ölümü göze aldın,ben senin için... Evet biz iki sevgilinin yaptığı hiç bir şeyi yapamadık ama sor bakalım onlara. Hangisi bu fedakarlıkları yapabilecek cesarette? Biliyor musun? Ben seni sorunlarınla seviyorum. Sorun olmadan herkes sever ne var ki bunda? Biz defalarca sınandık Açelya. Hemde aldatmayla iftiralarla değil. Ölümle kaçırılmayla. Bak sonuca; ikimizde yaşıyoruz,ikimizde delirmedik,ikimizde seviyoruz...

Soru işareti?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin