Birden çığlık atıp Eray'a sarıldım. Gözlerimi kapatıp kafamı,boynuna yasladım. Eray'da şaşkın ve korkmuş halde etrafa bakıyordu. Kim bunu yapabilirdi ki? Kim bu kadar düşman olabilirdi? Evde yangın çıkmış ve sönmüş gibiydi. Duvarlar is içinde,eşyaların bazıları sağlam,bazıları yanık.,yerde su birikintileri siyahla karışık,her taraf darmadağın tepedeki avizeyi bile kırmışlar. Kitapların hepsi yanmış... Öylesine korkunç bir görüntü ki Eray bile ürkmüştü. Yoğun değildi ama içeride hala pis koku vardı. Camlarıda açmıştı çıkarken heralde. Birden dumana maruz kalmamızı istemiyordu belli ki.
Eray;
-Sen kapının dışına çık.
Dedi ve odasına gitti. Odadan eline aldığı sopayla odalarda dolaşmaya başladı. Bir ihtimal bunu yapanın evde olabileceğini düşündü. Ama nafile... Hiç birşey bulamadı.-Polisi arayalım Eray! Dedim ciddi ve korkmuş bir sesle.
-Polisi karıştırma. Bunu kimin yaptığını biliyorum. Dedi kendinden emin tavrıyla.
-Ne demek polisi karıştırma! Şu nota ve evin haline bak! Hem madem bu kadar eminsin kim yaptı bunu? Derken düşündüm ve aklıma tek bir isim geldi. (Esin)
Yok artık! Bunu yapmış olamaz heralde. Bu kadar çıldırmamalı. Bir bu eksikti. Keşke evden çıkmasaydık. Muhtemelen izliyordu ve evden çıkışımızı bekledi. E bu akşam evden çıktığımızı nerden bildi? Kafamda yine soru işaretleri... Ben bu akşam delirmezsem bir daha delirmem...
-Eşyalarını al. Bir süre Cemre'de kalacağız.
Hiç cevap vermeden odama gittim. Kapıdan girdim ve dolabımı açtım ve kapağına yapıştırılmış bir not daha buldum;
'Sen başına gelecek herşeyi hakeden ucuz bir pisliksin Açelya'
Bu ne şimdi? Başıma ne gelecek? Daha fazla ne yapabilir? Bu kız çıldırmış olmalı.
Hemen notu alıp Eray'a gösterdim. Uzun uzun düşündükten sonra;-Hemen gidelim! Dedi ve elimden tutup beni götürdü. Eşyalarımı bile alamamıştım...
Yol boyunca bu konu hakkında fikir yürütmeye çalıştık ama bir sonuca varamadık. Tamam yapanın kim olduğunu biliyorduk. Ama önlemimizi nasıl alacaktık? Yada onu nasıl durduracaktık?
Bir süre sonra Cemre'nin evine vardık. Eray ona geleceğimizi yolda haber vermişti. Biz daha kapıyı çalmadan kapıyı açtı. Bu kadar istekli olduğunu düşünmemiştim.
-Hoşgeldiniz canlarım! Ah kıyamam başınıza neler gelmiş öyle! Siz nasılsınız? Sizde birşey yok değil mi? Dedi samimi ve meraklı ses tonuyla.
-İyiyiz Cemre. Bizde birşey yok. Sadece ev biraz dağılmış. Bir süre burada kalabilir miyiz? Evi toparlamak uzun sürebilir.
-Tabiki kalabilirsiniz Eray sorman hata. Burası sizinde eviniz. Dedi Cemre yine çok istekli bir sesle.
Odalardan birinin kapısı açıldı ve kumral yeşil gözlü gayette güzel bir kız çıktı. Önce Eray'a,sonra bana bakıp;
-Cemre ? Bizi tanıştırmayacak mısın?
-Tabiki... Bu Eray benim en yakın arkadaşım. Buda Açelya Eray'ın sevgilisi. Bir süre bizde kalacaklar.
Sevgilisi diye tanıştırınca ben çok utanmış,Eray'da çok şaşırmıştı. Hemen birbirimize baktık ve ilk gözleri kaçıran ben oldum. Eray'da buna mutlu olmuş gibiydi.
-Öyle mi? Dedi gözlerini devirerek.
-Buda benim kardeşim Ceyda.
-Bizi daha önce neden tanıştırmadın Cemre? Dedi kinayeli bir sesle kardeşi. Nasıl yani? Ablasına ismiyle mi hitap ediyor. Ne kadarda saygısız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soru işareti?
Mystery / ThrillerAdım Açelya. Açelya Yörük. Daha 22. yaşımda doğum günümde sevdiklerimden,ailemden,evimden,özgürlüğümden mahrum kaldım. Ben bu pis duvarların arasında mahkum kaldım. Özledim... En çokta kendimi. Eski beni özledim... Bir yıl boyunca tek bir ses duyama...