Gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladım. Başım dönüyor,görüntüler bulanık. Gördüklerimi seçemeyecek kadar bulanıktı etraf. Yavaş yavaş kafamı kaldırmaya başladım. Bir kaç saniye sonra görüntüler netleşmeye başlamıştı. Ama hala başım dönüyordu. Vücudum acı çekmeyecek kadar uyuşmuştu sanki. Etrafıma bakındım ve kimse yoktu. Eray'da yoktu. İyice kendime geldiğimde,ellerimin ve ayaklarımın bağlı olduğunu fark ettim. Karşımda ise sadece bir ayna vardı. Ortam yeterince kötü kokuyordu. Tavandaki flerosanın ışığı gözlerimi alıyordu ama yinede karanlık olmasından iyidir. Bağırmak istiyordum ama yapamıyordum. Eray'ı merak ediyordum. Ona kötü bir şey yapma ihtimalini düşünmek istemiyordum. Ona zarar verirlerse kendimi asla affetmeyeceğim...
Bağırmak istiyordum ama ses tellerim buna izin vermiyordu. Sesim çıkmıyordu sadece kendi kendime mırıldanıyordum. Bunu da kimse duyamazdı.
Bir süre sonra yavaş yavaş kapı açılmaya başladı. İçeriye iri yarı bir adam girdi ve yine elindeki telefonun hoparlörünü açıp bana doğru uzattı.-Uykunu alabildin mi Açelya?
Sesim çıkmıyordu.Kendimi zorlayarak;
-Eray nerede?
-Bilmem... Belki evinde,belki burada,belki de her yerde...
-Ona dokunursan seni bulup öldürürüm!
-Öldüğünü söylesem acı çekeceksin. Ölmediğini söylesem sevineceksin. Net bir cevap sana fazla. En güzeli merakta kalman. Belki arkada kimse kalmasın,şahit olmasın diye boğazını kesmişimdir,belki de nasıl olsa sen buradasın ona ihtiyaç yok deyip,vicdan yapıp evine göndermişimdir. Bunu sen bilemeyeceksin. İnsanı en çok yaralayan şey soru işaretidir Açelya. Herkes iyi yada kötü netlik ister,sonucu ne olursa olsun. Ama en ufak bir soru işareti bazen insana kafayı bile yedirtir. Bu yüzden sana net bir cevap vermeyeceğim. Üzgünüm...
-Karşıma çıktığın anda o soru işaretlerini senin...!
-Dur bakalım! Hiç yakışmıyor senin gibi tatlı bir kıza ağzını bozmak.
Sakinleşmek için derin derin nefes alıyordum. Karşımdaki aynaya baktım ve;
-Sen nasıl bir psikopatsın? Ayna ne alaka?
-Burada her şeyin bir sebebi var Açelya. O ayna benim gücümü görmen için. O aynaya her baktığında kendine acıyacaksın. Ve bu benim sayemde olacak. Benim gücüm sayesinde...
-Biliyor musun? Bu aynaya baktığımda karşımda gerçekten güçlü bir kız görüyorum. Düşünsene,başıma bu kadar şey geldi ama hala yaşıyorum. Aklımı hala kaybetmedim ve seninle dalga geçecek kadarda keyfim yerinde. Ellerimi neden bağladın? Benden korkuyor musun? Eh tabi korkmakta haklısın. Bir süre önce,onca silahlı adamın içinden Eray ve ben çıkıp gittik. Ben buradan da kurtulurum,Eray'ı da kurtarırım.
-Hahh... Eray'ı bulursan kurtarırsın güçlü kız. Evet demin kaçabildin ama bu seni güçlü yapmaz. Eğer gerçekten güçlü ve zeki olsaydın şuan burada olmazdın. Bak bulunduğun ortama,iyice bak! Elimdesin. Sana istediğimi yapabilirim. Yerinde olsam bu kadar emin konuşmazdım. Kendine bu kadar güvenmemelisin. Çevrende ki insanlara güveninin kaybetmek kadar kolay değildir kendine güvenini kaybettiğini fark ettiğin anda ki hüznün. Sevgiline,arkadaşına hatta ailene karşı güvenini kaybedersen bir süre toparlanamazsın. Ama yinede hayata dönersin. Ama kendine güvenini kaybedersen,bir daha asla toparlanamazsın. Eskisi gibi olamazsın. Bu yüzden kendine bu kadar güvenme. Kendine güvenini kaybettiğin anda biteceksin.
-Demek kendine güvenini kaybettin.
-Kendime ve gücüme güvenmesem sen burada olmazdın.
-İlginç... Bir insan bu kadar hisli anlatabilirdi. Bu durumu yaşamasaydın bu kadar net anlatamazdın bu hissi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soru işareti?
Mystery / ThrillerAdım Açelya. Açelya Yörük. Daha 22. yaşımda doğum günümde sevdiklerimden,ailemden,evimden,özgürlüğümden mahrum kaldım. Ben bu pis duvarların arasında mahkum kaldım. Özledim... En çokta kendimi. Eski beni özledim... Bir yıl boyunca tek bir ses duyama...