'Masque'

101 7 2
                                    

Gözlerime uzun uzun baktı. Kendimi vurabileceğimi tahmin etmiyordu ama şansa da bırakamazdı. Derin nefes alıp veriyordu. Onu daha önce bu derece gergin görmemiştim. Hafif kır saçlarının arasından damla damla terler akmaya başlamıştı. Ne hissettiğini,ne düşündüğünü bilemiyordum. Zaten onu hiç bir zaman anlayamamıştım. Bu durumda sadece acı çektiğini görebiliyordum. Yine de yaptıklarından acı çekmiyordu,bundan da emindim. Sonunda bir tepki verdi ve masaya sert bir yumruk attıktan sonra sert bir şekilde bağırdı;

-Tamam!

Tek kaşımı kaldırıp onu sorgularcasına baktım.

-Tamam Eray! O silahı indir ve benimle gel. Seninle bir yere gideceğiz.

-Nereye?

-Soru işaretlerini noktalamaya.

Önümden gidip kapıyı açıp çıktı. Bense silahı geri belime takıp arkasından yürüdüm. Adamlarına arabayı hazırlamaları için emir verdi. Şirketin içinden çıkışa doğru öyle bir yürüyordu ki tüm çalışanları önünden korkarak çekiliyordu. Bense arkasından gergin ve meraklı bir tavırla gidiyordum. Arabaya binip neresi olduğunu bilmediğim yere doğru yola çıktık.

Sonunda araba durmuştu. Kafamı camdan çıkarıp nerede olduğumuza baktığımda gözlerime inanamamış ve tekrar tekrar bakmıştım. Kafamı babama çevirdiğimde anlamsız gözlerle ona baktım. Yüzünde derin bir hüzün saklanmıştı.

-Akıl hastanesi?

Uzun uzun hastaneye baktıktan sonra sonunda bir yanıt verebilmişti;

-Gel benimle evlat. Bunların sebebi olan aile sırrımızı öğrenmenin zamanı geldi.

Dedi ve arabadan inip kapıya doğru yürümeye başladı. Daha da heyecanlanmıştım. Bende arabadan indim ve babamın arkasından yürümeye başladım. Esra abla burada tedavi görüyor. Acaba onun için mi buraya geldik? Babamı kolundan tuttum ve durdurdum. Bakışlarımı keskinleştirerek;

-Bir dakika baba. Esra abla ile ne ilgisi var? O burada tedavi görüyor. Ona mı gidiyoruz?

-Hayır. Başka birini ziyaret edeceğiz.

-Kafam iyice karışmıştı. Burada başka kim olduğunu öğrenmek için deliriyordum...


Hastaneye girdik ve uzun bir koridor yürüdükten sonra sonunda ziyaret edeceğimiz odanın kapısına gelmiştik. Babam derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı açtı. Arkasında odayı incelemeye çalışıyordum. Odada tek bir pencere vardı. Önünde çiçekler,pencerenin önünde bir yatak,yatağın yanında bir masa vardı. Diğer duvarda odaya hiç yakışmayan oldukça gösterişli bir ayna ve karşısında saçlarını tarayan bir kadın.
Kadın yüzümüze baktı, hafif ve içten bir tebessüm edip;

-Hoş geldiniz.

Dedi. Babam onun yanına gitti ve saçlarını okşadı. Babama öyle bir masumiyet ve sevgiyle bakıyordu ki,daha önce babama kimsenin böyle baktığını görmemiştim. Babam o kadar narin bir şekilde dokunuyordu ki saçlarına o kadar suçu işleyen adam bu adam değilmiş gibi.

Kadın aynaya geri dönüp saçlarını taramaya devam etti. Aynada hala saçlarına bakarken babama;

-Nasılsın Erkan?

Dedi. Babam gayet sakin ve şefkatli bir ses tonuyla;

-Teşekkür ederim Sevda. Sen nasılsın? Nasıl hissediyorsun? Her zaman ki gibi çok güzel görünüyorsun.

Soru işareti?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin