Medya : SelimKeyifli okumalar :)
***
Düzenlendi***
İnsan yeni bir şehire gelince mutlu olurdu. Yeni yerler, yeni insanlar tanımak genelde her insanı mutlu edebilirdi fakat Buse ve Kerem için öyle değildi. İzmir'e gelmek onlar için tamamen bir işkence olacaktı. İkisi de böyle düşünüyordu.
Uçak İzmir, hava alanına iniş yapınca valizlerle beraber uçaktan indiler. Tam bekledikleri gibi Kemal amcaları ve kendilerinden yaşça büyük olan Selim abileri onları karşılamaya gelmişti.
"Hayatının en kötü günlerini yaşamaya hazır mısın bücür?"
"Hayır desem biri beni uyandırıp her şey bir kabustu diyecek mi? Hiç sanmıyorum." Buse kendi sorusunu kendi cevaplarken hiç olmazsa İstanbul'a sağ olarak dönmeyi umuyordu.
"Hoş geldiniz aslan yeğenlerim." Kemal Bey, yeğenlerini sıcak bir şekilde kucakladı. Uzun zaman olmuştu görüşmeyeli. Kardeşi Kenan evlendikten sonra buraları unutmuştu. İstanbul'lu olup çıkmıştı. En son buraya geldiklerinde Buse daha beş yaşındaydı.
Ellili yaşlarının başında olmasına rağmen ağarmaya yüz tutmuş gür kumral saçları ve kahve gözleriyle oldukça çekici bir adamdı Kemal Bey. Evlendikten sonra annesini bırakamamıştı ki bundan hiç şikayetçi değildi. Şu dünyada bir tanecik annesi vardı nasıl bırakabilirdi ki onu?
Buse ve Kerem'e, Kemal Beyden sonra Selim sıkı sıkı sarıldı ne çok özlemişti onları.
Yirmi yaşların sonunda genç ve bekar bir adamdı Selim. Kumral saçları ve Fındık kabuğu rengine çalan gözleriyle oldukça yakışıklıydı, kirli sakalları ise onu daha da çekici kılıyordu. Tabii uzun boyunu ve kaslarını es geçmek olmazdı.
"Çok yakışıklı olmuşsun kuzen."
Selin'in sözleri üzerine hafifçe tebessüm etti Kerem. Severdi onu, her zaman bir abi gibi davranmıştı kendine. "Seni geçemem."
"Buse... inanmıyorum nasıl da büyümüşsün? Kocaman ve güzel bir kız olmuşsun."
"Teşekür ederim Selim... abi." Abi demek için kendini zorladı genç kız. Ona abi demeliydi çünkü Selim, Kerem'den bile büyüktü. Abi demezse ayıp olacağını biliyordu ve ayrıca zaman zaman Kerem'den daha çok abilik yapmıştı kendine.
"Hadi eve gidelim babaanneniz sizi evde bekliyor."
İşte bu cümle iki kardeşin korkması için yeterliydi.
Kemal Bey ve Selim valizleri taşımalarına yardımcı oldu. Arabaya bindiklerinde uzun bir yolculuğa daha çıktılar.
Yollar bittikten sonra nihayet eve gelmişlerdi. Kemal Bey arabayı park ettikten sonra arabadan indiler.
Babaannelerinin bir çiftlik evi vardı. Yeşilliğin hakim olduğu bir yerdi burası. Ev iki katlı krem rengiydi.
Dedeleri tarım işiyle uğraşırdı. Vefat ettikten sonra ise bu işi amcaları devralmıştı. Babaları burayı bırakıp İstanbul'a gidip kendi işini kurmuştu.
Eve geldiklerinde Selim kapıyı açtı ve işte o an. Bütün ev halkı kapının önündeydi.
Babaanneleri Hatice Hanım, yengeleri Nilüfer Hanım ve küçük kuzenleri Şeyma.
Buse ve Kerem yabancı gibi dururken Selim "hadi içeri geçin," dedi.
Kerem çekine çekine içeri girdiğinde bir anda Hatice Hanım "heyt be efelerin efesi torunum gelmiş," diyerek omuzlarına vurdu. "Hoş geldin aslan torunum benim. " diyerek elini Kerem'in öpmesi için uzattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdam Ege'de ( Mazinin Gölgesi-1)
Romanceİhanete uğramış bir yürek inanır mıydı aşka? Aşksızlığa yemin etmiş bir kalp yeniden sever miydi? Hayatın en büyük acılarını yaşamış bir kız kalbine dokunan ilk kişiye izin verir miydi? Haylaz bir kalbi aşk durdurur muydu? Peki ya geçmiş? Geçmişte...