Herkese Merhaba
Bu bölüm bol bol Kerem ve Narin ikilisini okuyacağız :)
Bakalım nasıl bulacaksınız onları :)
Medya : Kerem ve Narin
Bölüm Şarkısı : Banu Parlak Narin Yarim
Keyifli Okumalar :)
***
"Naber birader?"
Narin şaşkınca karşısında duran Kerem'e bakıyordu. Ne diye gelmişti ve elindeki kutu da neyin nesiyidi? Gözlerini yeniden delikanlının gözlerine sabitlediğinde araladı dudaklarını. "Senin burda ne işin var?" Öfkeyle konuşurken kaşlarını çatmıştı.
Umursamazca omuz silkti delikanlı ve çarpık bir gülüş yerleştirdi dudaklarına. "Hiç Hayal'i görmeye geldim. Ufak bir hediye aldım da. " İzin almadan eve girdiğinde etrafa kısa bir göz attı ardından tekrardan bakışlarını Narin'e dikti. "Ee nerede ufaklık?"
Hayal, Kerem abisinin sesini duyunca tekerlikli sandalye ile hızla odasından çıktı. Hole geldiğinde onu görünce ise kocaman gülümsedi.
"Kerem abi gelmiş!"
"Evet ben geldim ufaklık ve sana bir hediye getirdim," diyerek aniden onu kucağına alıp öptü Kerem. Narin onlara şaşkın bir halde bakarken ne olduğunu anlamıyordu bile.
"Hadi gel, içeri geçelim."
İçeri geçtiklerinde Kerem, Hayal'i koltuğa oturtup elindeki kutuyu küçük kıza verdi.
"Bu ne?"
"Bak bakalım neymiş?"
Hayal, heyecanla kutuyu açtı ve en son alabileceği hediyeyi almış oldu. Kutudan ayakkabıları çıkarırken "ayakkabı," dedi üzgünce. Saniyeler önceki gülen dudakları solmuş, neşesi kaybolmuştu. Dolu dolu gözleriyle Kerem abisine baktığında hüzün dolu bir sesle konuştu. "Ben bunları giyemem ki."
"Kim demiş?" Kerem gülümseyerek konuştuğunda Hayal'in elinden ayakkabıları alıp dikkatlice ayağına geçirdi. Tabii bu sırada küçük kızın gözlerinden birkaç damla yaş süzüldü. Pembe ayakkabılar öyle güzeldi ki, bunların içinde yürümeyi ne de çok isterdi. Fakat bunu asla yapamayacağını biliyor olmak canını yakıyor, minik yüreğini acıtıyordu.
Kerem, Hayal'in yüzünü avuçlarının arasına aldığında sıcacık gülümsedi ve şefkat dolu bir sesle söyledi sözlerini. "Şşşt ağlama prenses. Ben senin için ağlaman için almadım ayakkabıları. Bu ayakkabıları görüp yürümek daha çok çabalaman için aldım."
"Ben yürüyemeyeceğim ki."
Hayal'in umutsuz çıkan ses tonuna karşılık bir kez daha tebessüm etti delikanlı. Elini küçük kızın kalbine dayadığında gözlerinin içine inançla dolu bakışlarla baktı. Hayır yoktu öyle hemen pes etmek. Artık kendi vardı ve Hayal için çabalayacak elinden gelen ne varsa yapacaktı.
"Sana bir sır vereyim mi? Eğer burandan inanırsan olmayacak hiçbir şey yoktur. Sen bütün güzel dileklerini kalbinden dile ki gerçekleşsin. Umutsuz düşünme bundan sonra. Hepimiz sana inanıyoruz prenses. Sen de kendine inan. Unutma her zaman en büyük dayanağın kalbinden geçen umutlarındır. Umudunu asla kaybetme. Anlaştık mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdam Ege'de ( Mazinin Gölgesi-1)
Romantikİhanete uğramış bir yürek inanır mıydı aşka? Aşksızlığa yemin etmiş bir kalp yeniden sever miydi? Hayatın en büyük acılarını yaşamış bir kız kalbine dokunan ilk kişiye izin verir miydi? Haylaz bir kalbi aşk durdurur muydu? Peki ya geçmiş? Geçmişte...