17. Bölüm Pişmanlık

3K 162 590
                                    

Keyifli Okumalar :)

Medya : Eylem, Seda ve Özgür

Bölüm Şarkısı : Sezen Aksu Biliyorsun

***
Düzenlendi

***

"Kerem seni çok özledim. Özür dilerim seni dinlemedin. Bana kızgın mısın hâlâ?"

Ece kendine sımsıkı sarılmış bir haldeyken gerek şok olduğundan gerek Narin'in gözlerinin üzerinde olmasından ne yapacağını bilmiyordu Kerem. Genç kızı itmek için onun omuzlarına ellerini koyduğunda dudaklarından sadece ismi döküldü.

"Ece..."

"Sen de beni özledin değil mi?"

Onlar öylece dururken Narin en sonunda ikiliye  bakmaktan vazgeçip yürüdü. Hissettikleri çok saçmaydı. Kerem'e kim sarılırsa sarılsaydı kendine neydi ki? Umurunda olmamalıydı.

Kerem, onun arkasından bakarken Ece'nin kendine sarılıp sarılıp yanaklarını öpmesini umursamıyordu. Sadece Narin'i düşünüyordu. Kim bilir neler gelmişti kızın aklına. Bir süre sonra kendini toparladığında  hışımla Ece'yi itti. "Ben seni özlemedim Ece. Aramızda bir şey yok bizim. Yaşandı bitti gitti. O kadar anladın mı?"

"Kerem bak bana kızgınsın biliyorum..."

"Sana kızgın falan değilim. Benden uzak dur yeter." Sözlerinin ardından delikanlı yürümek üzere hareketlendiğinde Ece onun kolunu tutup kendine doğru çevirdi.

"Ben seni seviyorum Kerem. Senin için geldim buralara."

Onu dediklerini duyar duymaz kolunu Ece'den kurtardı Kerem. Bitti dediği halde daha neresi anlamıyordu Ece?

"Ama ben seni sevmiyorum Ece. Saçma sapan düşüncelere kapılma kendi yoluna bak bir daha da karşıma çıkma," dedi ve arkasını dönerek yürüdü delikanlı. Bu kızı gerçekten zerre kadar umursamıyordu. Geçmişte kalmış basit bir hevesti yalnızca. İzmir'e gelmeden de bitmişti her şey.

Kerem eve geldiğinde bahçenin  ortasında yere oturmuş olan kardeşini gördü. Derin bir nefes aldığında yaklaşıp Buse'nin yanına oturdu. Azıcık abi- kardeş olarak dertleşmek fena olmazdı. "N'aber bücür? "

Kerem gibi derin bir nefes aldı genç  kız, günlerdir her şey kendine o kadar boş ve anlamsız geliyordu ki... Omuzlarını kaldırıp indirdiğinde gözlerini diktiği yerden ayırmadan hissizce  konuştu.

"Ne olsun hâlâ aptal gibi hissediyorum kendimi. Her şey çok boş ve anlamsız. Ben boşluktayım Kerem. Aşk ne zormuş. Ne ağırmış sevda dedikleri. Kalp acırmış sevince." 

Kardeşini dinlerken eline gelen çiçeği koparmıştı Kerem ve o çiçeği elinde döndürüp döndürüp duruyordu. Gözlerini elindeki çiçeğe odaklamışken söylediği sözlerin farkında değildi belki de. 

"Evet acıyor kalp hem de öyle çok acıyor ki anlatamıyorsun. Kalbin alev alev yanarken sen o yangının esiri oluyorsun. Ateşler yüreğini sarıyor fakat yine de vazgeçmiyorsun aksine ateşte daha çok yanmak istiyorsun. Onunla beraber yanıp kül olmak. Aşk işte buymuş bücür. Ateşlerde yanıp kül olmayı dilemekmiş."

"Sen kime âşık oldun?" diye sordu Buse. Gözlerini abisinde gezdirirken aklına biri geliyordu fakat buna bir türlü ihtimal vermiyordu.

Kerem, kardeşinin gözlerinin içine baktı ve "Narin," dedi bir dakika bile tereddüt etmeden. Ona âşık olmuştu bunu anlıyordu. Hayatında ilk defa birisine böylesine sırılsıklam âşık  olmuştu. Onun birader deyişine âşık  olmuştu. Onun doğal güzelliğine âşık  olmuştu. Onun kendine has tavrına âşık olmuştu. O Narin'e deli gibi âşık  olmuştu. Keşke bu aşk için ufacık bir şansı olsaydı. O şansı değerlendirmek için neleri yapmazdı ki. Narin elini tutması için o şans verse neler olmazdı ki.

Sevdam Ege'de  ( Mazinin Gölgesi-1) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin