Keyifli Okumalar :)***
Düzenlendi****
İzmir'de günler farksız olarak geçiyordu. Kerem ve Buse buraya geldiğinden beri değişen bir şey yoktu. İki kardeşinde şikayetleri hiçbir zaman bitmiyordu.
Buse'nin öfkesi bir an olsun dinmiyor, her güne lanet ederek uyanıyordu. Bitmek bilmeyen işkencesi gün geçtikçe daha da artıyordu. Babaannesine karşı geldikçe Hatice Hanım daha fazla iş yaptırıyordu. Gözyaşları durdurak bilmeden akıyordu. Hayatında hiçbir olumlu olay yoktu. İzmir onun için tam olarak bir kabustu.
Halbuki bu yazı ne güzel de planlamıştı genç kız. Arkadaşlarıyla beraber Antalya'ya gidecek doyasıya yazın tadını çıkaracaktı. Fakat bütün planlarını, hayalleri suya düşmüştü. İzmir'de güzel bir şehirdi. Denizi de çok güzeldi. Fakat dilediğini yapabilseydi. İzmir'e geldi geleli daha Çeşme'ye bile gitmemişti. İzmir'in güzelliklerinden mahrum kalmıştı.
Kerem'de, kardeşinden farksız değildi. Her gün bir kabustu onun içinde. İşte, temizlikçi görevlisi olduğu yetmiyormuş gibi bir de evde ki tamir işlerinin tamamıyla o ilgileniyordu. Evde ne bozulursa tamirciye götürmek onun işiydi. Bundan nefret ediyordu.
İstanbul'daki deli dolu günlerini özlüyordu. Her gün ayrı bir parti, her gün ayrı bir eğlence yaşadığı günleri özlüyordu. Nerdeydi o günler? O mekan senin bu mekan benim gezdiği geceler nerdeydi ? Sabahlara kadar arkadaşlarıyla birlikte dağıttığı o geceleri ne kadar özlediğini bir kendi bilirdi. Burada bitmek bilmiyordu çilesi. İki dakika bile rahat nefes bile alamıyordu iki kardeş. Her şey bir yana huzuru bile özlemişlerdi. İzmir'de her gün ayrı bir koşuşturmaca onları yoruyordu.
Şeyma'nın ergence tripleri, Nilüfer Hanım'ın ve Kemal Bey'in devamlı atışmaları, Selim'in bitmek bilmeyen şirket meseleleri ikisini de fazlasıyla bunaltıyordu. Hatice Hanım'ı saymıyorlardı bile. Tek umutları babalarıyla yaptıkları şimdi ki konuşmaydı.
"Baba yalvarıyorum izin ver geri dönelim evimize lütfen. Söz veriyorum sözünden dışarı çıkmam. Ama yalvarırım bizi burada bırakama."
"Ben o sözlere doydum Buse. Babaannenizin yanında iyice bir burnunuz sürtsün."
"Canımı al daha iyi baba. Biz burada ne haldeyiz biliyor musun?"
"Güzel güzel böyle devam. Benim işim var şimdi sonra konuşuruz."
Buse, kapanan telefonla, yerinde zıpladı. Kendini boğmak istiyordu. Sinirden ağlayabilirdi. Hatta gözleri çoktan dolmuştu.
"Kerem ya biz ne yapacağız? Her şeye susmaya devam mı edeceğiz?"
Kerem dolaba yaslanmış bir halde kardeşine bakarken sıkıntıyla nefes verdi. "Seni bilmem de ben daha fazla dayanamam."
"Ne yapacağız?"
"Bilmiyorum ama bu cehenemden kurtulmanın yolunu bulacağım. "
"Kaçalım"
"Bu neden benim aklıma gelmedi? Kerem bir an, Buse'nin yüzüne ciddi ciddi baktı. "Akıllı kardeşim benim parasız pulsuz nereye kaçacağız?"
"Ne bileyim aklıma başka bir şey gelmedi."
"Buse!" babaannesinin sesini duyduğunda gözlerini kapadı genç kız. Hatice Hanım kim bilir ne yaptıracaktı kendine?
"Bir saatten beri ben kime sesleniyorum acaba?" Hatice Hanım odaya girdiğinde torununa dikti bakışlarını.
"Efendim babaanne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdam Ege'de ( Mazinin Gölgesi-1)
Romansaİhanete uğramış bir yürek inanır mıydı aşka? Aşksızlığa yemin etmiş bir kalp yeniden sever miydi? Hayatın en büyük acılarını yaşamış bir kız kalbine dokunan ilk kişiye izin verir miydi? Haylaz bir kalbi aşk durdurur muydu? Peki ya geçmiş? Geçmişte...