24. Bölüm Kalp Ağrısı

2.4K 137 523
                                    

Merhabalar efenim :)

Bölüm Şarkısı : Can Bonomo Hikayem Bitmedi

Keyifli Okumalar :)

***
Düzenlendi

***

"Yeter artık Buse harap ettin kendini."

Eylem'in göğsünden başını çektiğinde nemli gözleriyle boş gözlerini arkadaşının üzerinde gezdirdi genç kız. Dün Ege'yle olanlar fazlasıyla canını yakıyor, yüreğine tarifi imkânsız bir ağırlık veriyordu. Nasıl anlatabilirdi ki, sevdiği adamın gözlerinde kırgınlığı hatta nefreti görmeyi? Hayranı olduğu kara gözler öyle soğuk bakmıştı ki kendine yüreğini delip geçmişti. Zaten eve geldiğinde de odaya kapanıp içi dışına çıkarcasına ağlamıştı. Bu Sabahta Eylem'e gelmiş ve ona her şeyi anlatmıştı ve tabi Eylem de bir güzel azarlamıştı kendini. Kendi kendini bu kadar üzdüğü için.

Buse parmağını kalbine dayadığında "Buram acıyor," dedi keder dolu bir sesle. "Böyle kalbim parça parça nasıl desem biri alıyor şu kalbimin içine bıçak saplıyor. Ben dayanamam Eylem. Ben Ege'den ayrılmaya dayanamam. Onu o kadar çok severken onsuzluğa dayanamam."

Genç kızın hıçkırıkları boğazını keserken gözyaşları durdurak bilmiyordu. Eylem ona sımsıkı sarıldı. Dayanamıyordu arkadaşını böyle paramparça görmeye. Buse kardeşiydi ya kardeşi ve bir kez daha onu böyle darmadağın ettiği için Ege'ye içten içten nefret duyuyordu. Tamam belki Buse, Ege'den kazayı saklamıştı fakat yine Ege bir çırpıda her şeyi silmişti. Bu da yetmiyormuş gibi arkadaşını o kazadan yüzünden suçlamıştı. Buse bu kadarını hak etmemişti. O isteyerek yapmamıştı ki, kazayı. Kaldı ki daha yeni öğrenmişti Ege'yle, Öykü'nün evlendiğini. Ege bütün bunları düşünmeden yine ve yine yargısız infaz yapıyorsa gerçekten Buse'yi hiç sevmemiş olmuyor muydu?

"Buse çarpacağım bir tane şimdi. Sen hakla benim arkadaşımı üzersin?"

"İnan bana hiç havamda değilim," derken ağzını eliyle kapadı Buse. Hızla ayağa kalkıp lavaboya gittiğinde Eylem'de peşinden geldi. Arkadaşının öğürme seslerini duyuyordu. Bir de Buse'nin günlerdir geçmek bilmeyen mide bulantıları vardı değil mi?

"Buse," diyerek kapıya birkaç kez vurdu Eylem.

Kendini daha iyi hissettiğinde suyu açıp elini yüzünü yıkadı genç kız. Mide bulantısı iki günden beri geçmemişti bir türlü ve bundan nefret ediyordu. Başında o kadar dert varken birde mide bulantısı çekiyordu. Lavabodan çıktığında derin bir nefes aldı.

"Çok mu bulanıyor miden?" Konuşurken bir yandan da Buse'nin yüzünde ellerini gezdiriyordu Eylem. "Ateşin var senin. Cayır cayır yanıyorsun sen."

"İyiyim ben. Yani fiziken iyiyim."

Burnunu çekerek konuştuğunda akmak üzere olan gözyaşlarını geri gönderdi Buse. Hayır bu kadar da zayıf değildi, bir şekilde toparlanması gerekti. Eylem'le birlikte geri odaya döndüğünde koltuğa uzandı. Biraz olsun dinlenmeye ihtiyacı vardı. Eylem ise arkadaşına çorba yapmak için mutfağa doğru yol aldı.

Her ne kadar düşünmek istemese de düşünmeden edemiyordu Buse. Ege aklından çıkmıyordu bir türlü. Seviyordu. Seviyordu işte Ege'yi ve ondan ayrılmayı istemiyordu. O olmadan olmazdı ki, onsuz devam edemezdi. Belki çok çabuk bağlanmıştı Ege'ye ancak kalbine karşı koyabilseydi en başında yapardı bunu. Ne olurdu şimdi Ege yanında olsa, kendine sımsıkı sarılsa? Biliyordu o zaman iyileşirdi. İlacıydı Ege. Şimdi sevdiği adam, kendini kollarının arasına alsa hemen iyileşirdi genç kız.

Sevdam Ege'de  ( Mazinin Gölgesi-1) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin