AĞAĞAĞAĞAĞĞAĞAĞA
Kendi ficime kendim meraktan dayanamayıp resmen bölüm yazdım şalskdlasdkala insan kendi kurgusu için heyecanlanır mı ya şlsakdşlskaslşd
Ay bilmiyorum umarım hoşunuza giden bi bölüm olur çünkü sanırım geçen bölüm hepinizi gaza getirip çıtayı çok yükselttim beğenmezseniz diye korkuyorum aşlskdlaşsklsdka
Neyse iyi okumalaaarrr <3
----
"Chanyeol sana inanmıyorum."
"İkinci sevgililer günümüz kutlu olsun sevgilim."
"Chanyeol geri dönelim." Parmak uçlarımda yükselip kulağına fısıldadım. "Biliyorum zenginsin ama bu yine de çok fazla." Kolundan tutup kendimi geri çektim. Kahkaha atarak beni kucağına aldı ve o kadar çalışanın gözleri önünde beni içeri soktu.
"Chanyeol bırak beni!" Uzun ve kucakta gitmeme rağmen gösterişli olan koridoru geçtik ve kış salonu yazan yere geldik. Vay be, efsaneler doğruymuş.
"Hoş geldiniz. Masanız hazır." Bahsedilen masanın önüne geldiğimizde durdu ve beni yere indirdi. Dönen başımla birlikte oturdum ve su içtim.
"Chanyeol görmüyor musun? Burası o kadar pahalı ki kimse gelmiyor bile." Yine kahkaha atarak hayranlıkla bana baktı. Bakışları çok güzeldi ama burasının pahalılığı beni öldürüyordu. "Bana otel ayarladım, birkaç gün orada kalırız dedin. Ülkenin en iyi otelini ayarladım demedin." Masaya eğilerek fısıldadım. Tek biz vardık ama çalışanların duymasından çekindim.
"Aslında buna pek ayarladım denilemez. Üç günlüğüne oteli kapattırdım." İçtiğim suyu yüzüne tükürdüm ve bundan en ufak bir utanç duymadım.
"Ne? Chanyeol hayır. Bunu yapmış olma lütfen. Para ağaçta yetişmiyor. Tamam, kağıtlar ağaçtan yapılıyor ama konumuz bu değil. Hey ben bu repliği nereden hatırlıyorum?" Kendi kendimle resmen savaş verdim.
"Para konusunda endişe etmemen gerektiğini sana çok önceleri öğrettim sanıyordum."
"Cidden Chanyeol, cidden merak ediyorum. Baban hiç sana kızmıyor mu çok para harcadığın için?" Başını iki yana salladı ama çatılan kaşlarım düzelmedi.
"Eğer için rahat edecekse söyleyeyim. Burası dayımın, yani Jongin'in babasının oteli."
"Ne? Jongin ülkenin en iyi otelinin varisi mi?" Başını salladı. "Ben nasıl bir ailenin içine düştüm? Pardon, benim de zengin olmam gerekmiyor değil mi? Yani ailemi biliyorsun, durumuz öyle çok da iyi sayılmaz."
"Hayır sevgilim, sana olduğun gibi aşığım."
"Bir şey soracağım."
"Hım?"
"Eğer burası amcanın yeriyse ve burayı kapattıysan o zaman... Kral dairesinde mi kalacağız?!"
"Ve havuza çıplak girebiliriz." Çığlık attım. Ardından bu yaptığımdan utanarak ağzımı kapattım. Çalışanlar bize bakıyordu. "İstersen çalışanlara izin verebilirim. Dayım bana tam yetki verdi." Şaşırarak ona baktım.
"Bana izin ver." Ayağa kalktım ve kapının kenarındaki adama doğru yürüdüm. "Hepiniz izinlisiniz." Dedim ve yerime geri döndüm. Chanyeol anlayamayarak bana baktı. "Ne var? Ultra süper aşırı çok fazla zengin olmanın nasıl bir şey olduğunu denemek istedim." Gülerek ayağa kalkmış ve dibime gelerek beni öpmüştü.