Sanırım Chanyeol yüzünden öldüm ve gittiğim yerde wifi bulabildiğim için bu bölümü paylaşabiliyorum
Kısacası bölüm benim içimden geçti, umarım sizin de geçer şalskdaşlkdalşd
İyi okumalar
Aşkım sen(sen kim olduğunu biliyon) sen okuma bu bölümü şalksdşlaskd
----
"Baek uslu dur."
"Uslu durmak istemiyorum ama." Chanyeol'ün sızlanmasına karşılık elimi sıyırdığım tshirtünden içeri götürdüm. Karnına değen parmaklarımla ofladı ve şişen yanaklarına hayranlıkla baktım.
"Yerine geçip kemerini takar mısın? Buna kızdığımı biliyorsun." Emniyet kemeri konusunda katı olduğunu biliyordum. Belki normal bir zamanda ben de olabilirdim. Ama şu an vücudumda gezen alkol kanımı kaynatıyor ve bunu yapmak için deli bir istek duymama neden oluyordu.
"Yerimdeyim zaten." Sıcak teninin üzerinde parmaklarımı hareket ettirdiğimde kasılmıştı. Hoşuna gittiğini biliyordum. Hoşuna gitmemesine imkan yoktu. Ona dokunmam deli gibi hoşuna gidiyordu. "Olmam gereken yerdeyim." Karnından biraz daha aşağı kayarak pantolonun kumaşından içeri sızdım. Kemer takmadığı için ya da dar bir şey giymediği için neredeyse çığlık atacaktım.
"Baek kaza yapmamızı mı istiyorsan tebrik ederim, bunu başarmak üzeresin." Bir süredir onunla bu şekilde uğraşıyordum. Eğilip kulağını ısırmış, boynundaki ince deriyi emmiştim. Aynadan çok rahat oranın kızardığını görmüştü. Şimdi işi biraz daha ileriye götürüp ona gerçek anlamda temas ediyordum. Hiçbirinde beni itme zahmetine girmemişti. İtmeye kalksa, gerçekten istemediğini belli etse kendime engel olurdum. Ama huysuz çıkan sesine rağmen vücudunun verdiği tepkiler ve dudaklarındaki aptal gülümseme uslu durmamamdaki en büyük etkendi.
"Hızlı git o zaman sende." Kafamı kaldırıp doğruldum ve kulağına yaklaştım. Bir elim neredeyse ona ulaşmak üzereydi, dudaklarım kulağına değiyordu ve aynı zamanda araba kullanmaya çalışıyordu. Gerçekten süper güçleri olmalıydı. "Bir an önce 'evimize' gidelim." Evimiz kısmını vurgulayışım beni bile şaşırtmıştı. Tatlı olamıyordum ama bir şekilde baştan çıkarma konusunda oldukça iyiydim. Ve bir de sanırım ilk defa içten bir şekilde o evin bizim evimiz olduğunu kabullenmiştim. "Az önce gayet de hızlı gelmiştin." İçtiğimi söylediğimde 17 dakika içinde gelmeyi biliyordu.
"Üzgünüm ama sen bana dokunurken bir de hızlı gidecek olursam bu sefer gerçekten hikayemiz sona erer."
"O zaman sen sürmeye devam et. Ben işimi bu şekilde de halledebilirim." Diğer elimle düğmesini çözüp kendime daha fazla alan tanıdım. Penisini tam olarak kavradığımda başını geri atıp bağırmaya benzer bir ses çıkardı.
"Sikeyim seni Byun Baekhyun." Yola yeniden odaklanmayı başardığında elimi hareket ettirdim.
"Bunun için önce arabayı kenara çekmen lazım." Kıkırdayarak aşağı yukarı hareket ederken daha fazla küfür etti. Gaza yüklendiği anda arabanın ileri fırlaması beni korkutsa da bunu belli etmedim ve gecenin bu saatinde bomboş olan yolda ilerlemesinin ve sıcaklığının tadını çıkardım.
"Baek..." Elimi her hareket ettirdiğimde biraz daha kasıldı ve biraz daha sertleşti. Biraz daha küfür savurdu ve daha fazla sızlandı. Onu böylesine etkileyip kontrol etmek ise beni daha fazla sarhoş etti.
"Seni seviyorum." Başımı kaldırıp boynuna başka ıslak öpücükler bıraktım. Bütün bedeninin ürperdiğine şahit oldum. Onu gerçekten çok seviyordum. "Senin için deliriyorum." Normal zamanda bunu söyleme yeteneğine sahip değildim. İçimde dönen şeyleri açığa çıkarma konusunda çok iyi sayılmazdım.