Ay ben geldiiimmm ama biraz çıldırıp geldim aşlskşlasdkaslşd
:))))):)::))))))):))))))
Chanbaek yüzünden biraz gözyaşı dökesim geliyo şu an şlaksdşlakslşdklaşs
Neyse işte bölüm çok fazla tatlış Chanbaek ve uyuz Jaehyun içeriyor
CİDDİ UYARILI NOT
Hikayede geçen Jaehyun'un herhangi bir Jaehyun'la yakından uzaktan alakası yoktur. Ben uydurdum onu herhangi bi idol falan değil ondan şey etmeyin yani lşkalşskdsşa
O zaman iyi okumalar bölüm sonu notunda görüşürüz <3
--
Yine geçmiiişş geçmiiş yıllar önce, insanı kendinden geçiren Chanbaek günlerinde bir gün
"Çabuk sesini aç!" Minseok'la odada otururken en sevdiğimiz şarkının televizyonda çalmasıyla birlikte yatağımın üstüne çıkmıştım. Minseok da benimle aynı şeyi yaparken ona yakın olan masada duran losyon şişesini fırlatmıştı. Losyonlar güzel bir mikrofondu. Bu mikrofon olarak kullanmayı en çok sevdiğim şeydi. Minseok'un favorisi ise neden bir erkek odasında bulunduğunu hatırlamadığımız fırçaydı.
Koyu bir Britney Spears fanıydım ve Toxic çalarken hiçbir zaman yerimde durmayı tercih etmiyordum. Minseok kendi yatağından benim yatağıma atladığı sırada sesimizi inceltip Britney taklidi yapıyorduk. Minseok'la birbirimize sürtündüğümüz anda ikimiz de deli gibi gülmeye başlamıştık.
"Burası benim partım sürtük." Minseok'u ittirip düşürürken gülmemi zorla durdurarak söylemeye başlamıştım. "Im addicted to you, don't you know that you're toxic?"
"Hey bu adil değil!" Minseok kalkmaya çalışırken kalkmaması için yastığımı ona doğru tekmelemiştim.
"Umrumda değil! And I love what you do, don't you know that you're toxic?" Son kısmını bağırıp çirkinleştiğim sırada kapı açılmış ve Jongdae içeri girmişti. Yataktan aşağı atlayarak onun da şarkıya eşlik etmesi için mikrofon uzatmıştım. Normalde içeri girer girmez üzerindekileri atarak şarkıya başlayan Jongdae bu sefer utanç içinde bize bakmıştı.
Neden böyle baktığını sorgulamak üzereydim ki onun arkasında başta görmediğim Chanyeol'ü görmüştüm. Tanrım Chanyeol beni görmüştü! Koşarak televizyonu kapattığımda arkası dönük olan Minseok sessizlik içinde 'toxic' diye bağırmıştı. Ondan utanıyordum.
"Bunu beklemiyordum işte." Chanyeol yüzündeki gülümsemeyle önce bana, sonra bacaklarıma, sonra tekrardan bana bakmıştı. Çok utanıyordum. Yüzündeki beni rezil bir şekilde görmekten oluşan o gülümseme açıkça belli oluyordu ve bu da yüzümün deli gibi kızarmasına neden oluyordu.
"B-ben de seni beklemiyordum. Ne işin var burada?" Şaşkınlığımı zorla atıp rahatsız bir gülümseme verdiğimde yaklaşmıştı.
"Seni görmeye geldim. Ayrıca dansın ve sesin harikaydı." Yaklaşarak elini belime atmak üzereydi ki hızla geri çekildim. Berbat bir haldeydim. "Sorun ne?" Kaşları bir anda çatılıp ciddileştiğinde onun ciddi olduğunda nasıl göründüğünü az çok bildiğim için korkmadım diyemezdim.
"Terliyim." Terliydim, üç gündür yıkanmamışım, üzerimde üzerinde makarna ve kahve lekeleri olan soluk bir tshirt, altımda ise her erkeğin giydiğini inkar ettiği o iğrenç, küçük, popoyu neredeyse zar zor kapatan saçma boxerlardan vardı. Kısacası iğrenç bir haldeydim.