GÖZLERİM GANIYOOOO
Bu arada evet
M
MMMMMMMM
MEMEMEMEME
EMEMEMEMEM
ŞALSKDŞLSKDALŞDKSALDŞKASDŞA sizi delirtmeden kendim delirdim aşkdşldklasdaslşd
Oraya M koydum ama umarım bari bu sefer bi şeye benzemiştir smut şeysi şslkdaşldkaşldakdşl
Neyse bunu yapmazsam kendimi eksik hissederim:
:))))):))))):)))))))))))))):)))))))))):))))))
-------
Geeeçmiiişşşş
"Neden korkuyormuş gibi bakıyorsun?"
"E, korkuyorum çünkü."
"Niye korkuyorsun?"
"Her an fişekler patlayıp adım gökyüzünde belirecek diye korkuyorum." Bu tedirginliğimden gerçekten keyif alıyor olmalıydı ki içten bir kahkaha atmıştı.
"Hayır, henüz ona daha var. Belki gelecek sene." Bu beni biraz rahatlatmıştı.
"Başımdan aşağı güller de boşalacak mı?" Hayır, gerçekten bu halim oldukça hoşuna gidiyordu. Saf bir zevk içindeki bakışlarıyla şarabını yudumlamıştı.
"Neler söylüyorsun sen öyle Baekhyun, iyice terbiyesiz oldun."
"Tanrım..." Dediğimi çektiği yeri duyduktan sonra konuşacak yerimin kalmadığını fark ettim. İflah olmaz bir arsızdı ve ben onunla baş edemiyordum. Şu an karşımda şarabımı öyle bir yudumluyordu ki bacaklarımın birbirine kilitli bir halde durduğundan emin olmasam onu ayaklarımla tatmin ettiğimi sanardım.
Bakışları adeta içimi dışarı çıkarıyordu. Gözlerini her açıp kapayışında titriyordum. Bana en son böyle baktığında onun için geliyordum. Yani iki gün öncesinden bahsediyordum.
"Ne diye öyle baktığını sorabilir miyim?" Cevap vermek yerine gülümsemiş, kocaman gülümsemiş ve yeniden dudaklarıyla kadehini buluşturmuştu. O lanet cam parçasını deli gibi kıskanmıştım. Şarap yerine ruhumu, hatta kanımı içiyormuş gibi davranarak kadehini yumuşak bir hareketle masaya koymuştu.
"Eve gittiğimizde sana yapacaklarımı düşünüyorum da." Sarsılmıştım ve bu kesinlikle dışarıdan da belli oluyordu. Böyle konuşmalardan tahrik olduğumu çok iyi biliyordu. Pislik herif. "Sevgililer günün kutlu olsun sevgilim." Bugün bunu kaçıncı kutlayışı, kaçıncı kadeh kaldırışıydı hatırlamıyorum. Ama bugün için oldukça hazırlık yaptığı kesindi.
Öğlen beni hastaneden almış ve bütün günümüzü bunu kutlayarak geçirmişti. Onun için sadece saat alıp gösterişli bir paket yaptırmıştım. Fakat o benim için neredeyse önümüzdeki 10 yılın sevgililer günü sürprizlerini hazırlamıştı.
Son olarak, ya da son olmasını umarak, oldukça pahalı bir restorana gelmiştik. Yanımdaki sandalyede bana aldığı büyük ayı duruyordu. Onun yanındaki sandalyede ise bana aldığı diğer hediyeler. Resmen çıldırmıştı. Oyun parkına, alışverişe, romantik bir kafeye, tarihi yerlere, dans edip eğlenebileceğimiz bir bara gitmiştik. Daha nereye gidebiliriz diye yorgunluk içinde düşünürken beni kilometrelerce sahil kenarında yürütmüş sonrasında bir saat yolu geri şehir merkezine gelmekle harcamış ve neredeyse 15 Şubat olmak üzereyken bu restorana gelmiştik.